Bismillah…..  

 

Çok değerli Akyazı Haber takipçileri! Allah nasip ederse fırsat buldukça bu sayfada sizlerle buluşacağız. Allahü Teala bana kalemi (klavye) mi hep hayırlı faaliyetlerde kullanmayı nasip ederek, hepimizi hayırlı işlere anahtar, şer olan işlere kilit olanlardan eylesin. Amin.

 

İlkyazım da günümüz de eksikliğini fazlaca hissettiğimiz ve bu eksiklik giderildiği takdirde bütün sıkıntı ve anlaşmazlıkların sona ereceği bir kavram olan ‘‘Güvenilir insan’‘ konusunu işleyeceğim.

 

Mü’min kelimesi; ‘‘Allah’a ve diğer iman esaslarına inanan’’ manasına geldiği gibi,  ‘‘Güvenen’’ ve ‘’Kendisine Güvenilen’’ demektir. ‘‘El-Mü’min‘’ Kullarını iman şerefiyle şereflendiren, sözünde sadık olup vaadinden dönmeyen ve kendisine sığınanlara huzur veren’’ manasına gelen Allahü Teala’nın 99 Esma-ül Hüsna’sından bir ismidir. Peygamberimiz (sav)’in risaletinden seneler önce, Mekke halkı, kendisine ‘‘El-Emin’’ (Güvenilir) ünvanını vermişlerdi. Yine bütün Peygamberlerde bulunması zorunlu olan ‘‘ Emanet’’ sıfatı da aynı şeyi ifade eder. ‘‘Eman’’ Mal ve can güvenliğini, ‘‘Emniyet’’ Güvende olma ve güvenliğimizi sağlayan Polis Teşkilatını zihnimizde çağrıştırır.

 

Kur’an-ı Kerim’de  mü’minlerin övülen özelliklerinden bazıları şunlardır: Tefekkür (Kainatı ve onu yaratan Allah’ın sıfatlarını düşünmek), Tevekkül (Herhangi bir hususta üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdikten sonra hayırlı neticesini  Allah’tan beklemek), Sabır, Namazı kılmak, Malından İnfak etmek, Boş iş ve sözlerden uzak durmak, Günah ve hayasızlıktan kaçınmak, Öfkeyi yutmak, Affedici olmak, Doğru sözlü olmak,  Emanete riayet etmek, Vaadini yerine getirmek, Şahitliği doğru yapmak, İyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak, Hayırda yarışmak vs.

 

 ‘‘El-Mü’min’’ olan Allahü Teala’nın ‘‘Mü’min’’ olan kulları ve ‘‘El-Emin’’ olan Peygamberimizin ‘‘Mü’min’’ olan ümmetleri olarak bizler, bu vasıfları ne kadar üzerimizde taşıyoruz?

 

Herhangi bir din kardeşimizle karşılaştığımız zaman ona selam vererek ‘’Allah’ın selamı üzerinize olsun’’ diyerek ayrıca ‘’Ben MÜ’MİN’im ve benden sana zarar gelmez’’ mesajını veriyoruz. Ama bir çok kişi maalesef selam verdikten sonra ‘’Şunu nasıl kandırabilirim? Nasıl dolandırabilirim? hesapları yapmakla aslında kendini felakete sürüklemektedir.

 

Mü’min ticarette hile yapamaz. Kusurlu malı, sağlam diye satamaz. Malda kusur varsa, bunu gizleyemez ve müşteriye bildirir. İnsan, ticaretinde iflas ederek, malını ve parasını kaybedebilir ama sonradan çalışıp çabalayarak kaybettiğini tekrar elde edebilir. Fakat itibarını ve insanların ona olan güvenini kaybederse, bir daha bunu elde edemez. ‘’Güven gözyaşı gibidir. Gözden düştüğü zaman, bir daha geri gelmez’’ Bir defa yalan söylemek, ömür boyu söylenecek doğruları zan altında bırakır. (Bir yalan bütün doğruları götürür)

 

Mü’minler olarak bizler, aldığımız borcu zamanında ödeyeceğimize dair, birbirimize güven duyup, güven verebilseydik, faizli banka kredileri hayatımızın bir parçası olmazdı. Evlerimizin ve iş yerlerimizin kapılarındaki kilitlerini yeterli görmediğimizden dolayı, çelik kapı, pencerelere demir parmaklık, paramızı saklamak için çelik kasa  ve kamera sistemleri gibi tedbirlere başvurmak mecburiyetinde kaldık.

 

Bu tedbirleri,  MÜ’MİN!!!! olan erkek ve kadınlara karşı aldık. Oysa Asrı Saadette dükkanların kapısı bile kapatılmazdı.  Çünkü onlar ‘’Mü’min; Elinden ve dilinden diğer mü’minlerin güvende olduğu kimsedir’’ Hadis-i Şerifine uygun olarak yaşıyorlardı.

 

Peygamber Efendimiz (sav) güvenilir kimseydi ve vefat ederken, ardında ‘’124 bin güvenilir Mü’min’’ bıraktı. Çünkü onun sözüyle davranışı aynıydı. Allahü Teala bizlere Efendimiz (sav)’in hayatını örnek alarak O’nun güzel ahlakıyla ahlaklanmayı ve Mü’min kelimesinin karşılığı olan ‘’GÜVENİLİR İNSAN’’ lardan olabilmeyi hepimize nasip eylesin.