Bir önceki yazımın 3. paragrafında bahsettiğim kurbağa teoremini sizinle paylaşmak istiyorum. Okumak isteyen veya hatırlamak isteyenler için yazının linkini buraya bırakıyorum. (https://www.akyazihaber.com/akyazi-haber-uzakta-degil-akyazida/yazar/1048)

 

Kurbağa’yı direkt içi sıcak su dolu bir kaba bırakırsanız, kurbağa hemen zıplayarak kaçacaktır. Mantıklı ne de olsa canı yandı.. Eğer soğuk su içine koyarsanız, öylece kalır orada. Isıyı yavaş yavaş artırırsanız, kurbağa bunu farketmez ve su kaynayana kadar kurbağa çoktan ölmüş olur. 

 

Modern toplumlarda da sıcak su içerisindeki kurbağa gibi tepki verilir. Bir şeyi yavaşça değiştirirseniz çoğu kimse bunu farketmez. Toplumlarda denetim mekanizmaları gittikçe çoğalıyor, bu hiçte iyi bir gelişme değil. Çünkü kişi kendini gözetlenmiş hissettiğinde, gözetlenmeyen birine göre daha farklı davranır. Haklarını kullanmakta kendilerini özgü hissetmedikleri için bu haklarını kullanmamaktadırlar. Böylece, fikir özgürlüğü büyük ölçüde engellenmiş oluyor. Bu düşünce özgürlüğü içinde geçerlidir. 

 

Göze batmamak için insanlar giderek kurallara uymaya başlarlar. Böyle bir durum da toplumlarda kendilerine özgü farklı düşünenlerin sayısı günden güne azalır. Bu tür tek tip toplumlar kendini zihnen veya sosyal olarak yenileyemez. Aynı zamanda toplumun yaratıcılık yenilenme ve ilerleme olanakları engellenmiş olur. Bu yüzden arada bir termometreye bakıp, suyumuzun ne kadar ısındığını görmemiz lazım. 

 

Bahsettiğim işletme kurbağa teorisi altındadır. Haklarını kullanmakta ve fikir özgürlüğü sürekli bastırılmaktadır. Çünkü biliyorlar ki sesleri çıktığında, soluğu İnsan Kaynakların da ya savunma yazarken ya iş akdinin feshini imzalarken bulacaklarını. 

 

TESADÜF OLAMAZ

 

Üretimde ki tüm ağır işler Akyazı’nın eski köyleri olan şuan ki mahallelerinden ve mudurnu tarafından, daha orta seviyedeki işler ise Kuzuluk mahallesinden, beyaz yaka ofis bölümün çoğunluk bir kısmı Sakarya’dan, departman liderleri ve müdürleri Kocaeli’nden olması sizce tesadüf mü ? Bence değil.. Nerede Akyazı’da meslek liselerinde yetişen teknisyenler, nerede Akyazı’daki fakülte mezunları ? Ben size söyleyim üretimdeler. 

 

Elini yüzünü yıkamadan işe gelen, konuşmayı bilmeyen, hitap yeteneği sıfır sadece iyi kamçıladığı için yönetici olan kişilerin altında her gün mobbing görmektedirler.  Sağlam referansları (torpili) olanların bir kısmı mavi ve beyaz yaka arasında köprü diğerleri ise çırpınış içindeler. 

 

Gördüğüm şudur; iyileri özenle ayrı tutarak diyorum ki çok sayıda sözde yöneticiler ve müdürler, işletmedeki mobbingin ana sebebi, baş sorumlusudur. En iyi kamçılayanı terfi ettirirler, çalışanı ezmeye teşvik ederler, mobbingi bilse bile ses çıkarmazlar. Öyle ki arada çalışana zulmedenleri teşvik eder, terfi verirler. Kötülere güç aktararak işletmeyi güya iyi yönettiğini sanırlar. Korkutarak, bağırarak, hakaret ederek; kötüye güç aktararak organize kötülüklerin yuvası haline getirdiler. Bu işletme de; nitelikli çalışanlar tutulmadı, liyakat kaçtı, mobbing iktidar oldu.

 

Günün Sözü; 

Yükselmenin en alçakcası, zayıfların sırtına basarak yükselmektir. (La Rochefoucauld)

 

Mine YILDIRIM

mineyildirim@akyazihaber.com