• Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Çalışıp kazanan, Allâhü Teâlâ’nın dostudur.” buyurmuştur. Bu hadîs-i şerîfte, dünyayı kazanmaya değil, Allâhü Teâlâ’nın rızasını kazanmaya işaret vardır.
• Herkes koşmakla avı tutamaz. Avı, sürekli kovalayan kimse tutar. Yani, Hak yolunda devamlı gayret etmek lâzımdır.
• Dervişler, vaktini sermaye olarak bilirler ve işlerini gelecek vakte bırakmazlar. Akıllı kişiler, bugünün işini yarına bırakanlardan uzak durur.
• Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır: “İnsanların sende görmelerini istemediğin bir şeyi yalnız iken de yapma.” Bu hadîs-i şerîfte, uyulması gereken bazı husûslara işaret vardır. Hak yolcusunun, boş ve yalnız olduğu yerleri bile insanlarla dopdolu olarak görmesi lâzımdır. İnsanların yanında nasıl hareket ediyorsa, yalnızken de öyle hareket etmelidir.
• Bütün işlerde niyeti tashîh etmek; düzeltmek çok mühimdir. Zira niyet, gayb âlemindendir, çalışarak bir şeylerin kazanıldığı bu âlemden değildir. Şeyh Abdullah et-Tüsterî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Niyet kelimesindeki ‘nûn’ harfi nûra; ‘ye’ harfi Allâhü Teâlâ’nın kulu üzerindeki kudretine; ‘he’ harfi de Cenâb-ı Hakk’ın hidâyetine işarettir.”
• Siz, nimeti, gerçek nimet sahibi olan Allâhü Teâlâ’dan isteyin. O nimet, elde edilene kadar ısrarla dua ve niyâzda bulunun. Nimet elde edildiğinde de aynı usulle hemen bir diğer nimeti isteyin. Nitekim, “Allâhü Teâlâ, duada ısrar edeni sever.” buyurulmuştur.
• “Eğer bir kimse mantık ilmi okuyorsa ne niyet ile okumalıdır?” diye soruldu. Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, “Hakkı, bâtıldan ayırmak niyetiyle okusun.” buyurdular.