Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kartal Meydanı'nda 20 kavşak ve yolun toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve ekibine, İstanbul trafiğini daha da rahatlatacak bu önemli yapıları inşa ettiği için teşekkür etti.
Bugün bu toplu açılış töreniyle İstanbul genelinde 154 trilyon lira tutarında 20 adet yol ve kavşağı resmen hizmete açtıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bağcılar'dan Bahçelievler'e, Beşiktaş'tan Kartal'a, Maltepe'den Sancaktepe'ye, Ümraniye'den Üsküdar'a kadar İstanbul'un 15 ilçesinde hem araçların hem yayaların kullanacağı çok önemli ulaşım altyapılarını sizlerle buluşturuyoruz. Bugün açtığımız bu 20 yeni kavşak ve ayrıca yollar, İstanbul'da 2004'ten bugüne kadar açtığımız kavşak ve yol sayısı az önce değerli belediye başkanımın da ifade ettiği gibi 286'ya ulaşıyor."
"Demir ağlarla Türkiye'yi biz örüyoruz"
Sadece bu yeni açılacak 20 kavşak ve yol ile İstanbullu sürücülerin öncelikle zamandan tasarruf edeceklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dikkat edin bunlarla kalınmadı. Bu arada sadece bu süreç içerisinde toplu taşım kültürü adına adımlar attık. Örneğin belediye başkanlığım döneminde başlayan İstanbul metrosu ardından Kadir Bey döneminde devam eden yaygın metro çalışmaları... Hep beraber el ele, omuz omuza aydınlık yarınların Türkiyesi'ni inşa ediyoruz. Metrolar yetişmiyor. Demir ağlarla Türkiye'yi biz örüyoruz biz. Şimdi 10. Yıl Marşı'nda 'demir ağlarla ördük dört bir yanını' deniyor. Tabi o şairin aslında bir hülyasıydı ama böyle bir şey örüldü mü? Yok. Gazi Mustafa Kemal gitti, demir ağlar durdu. Bize kadar demir ağlarla ilgili maalesef adım atılmadı. Biz geldik süratle şu 11 yıl içerisinde Türkiye'nin dört bir yanında artık demir ağlarla Türkiye'yi biz örüyoruz. İşte yüksek hızlı trenlerle örüyoruz."
Erdoğan, artık 280 kilometre hız yapan trenlerle Türkiye'yi tanıştırdıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"İnşah çok kısa bir zaman içerisinde İstanbul-Ankara yüksek hızlı treni de bitiyor. İşte şurada Kadıköy-Kartal güzergahındaki metro hattını biliyorsunuz değil mi? Bunu yaşıyorsunuz değil mi? Bunu hangi zihniyet getirdi, hangi parti getirdi, hangi iktidar getirdi soruyorum sizlere? Kardeşlerim, biz size sevdalıyız, bizim size aşkımız var. Bunların hayerinin bile ulaşamayacağı yere bizim metro hatlarımız ulaşıyor. İşte bakınız yine belediye başkanımız Sayın Topbaş'ın döneminde metrobüsle İstanbul tanıştı mı? Tanıştı. İstanbul'un bir ucundan Boğaz'ı geçerek ta Söğütlüçeşme'ye kadar ulaşıyoruz. İnşah daha ileriye doğru da bunlar devam edecek."
"18 yaşındaki gençlere sesleniyorum; sizler susuz İstanbul'u görmediniz"
Erdoğan, dertlerinin İstanbul'un ulaşımını toplu taşım kültürüyle daha da rahatlatabilmek olduğunu çünkü başka çözümün bulunmadığını söyledi.
"Ancak toplu taşım kültürüyle ve yapılacak katlı otoparklarla, her istasyonlarda inşah bunu daha iyi duruma getireceğiz" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kardeşlerim, bakınız bütün bu adımlar atılırken, İstanbul'un hava kirliliği noktasında önemli adımları ta 1994-1998 arasında attık. Şimdi az önce sayın Topbaş'ın söylediği konu aslında üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu. Neydi o? Eski günlere dönmek… Bu var ya bu, yenilir yutulur bir şey değil bu. Bu İstanbulluya, İstanbul halkına bir hakarettir. Eski günlerde ne vardı? İSKİ yolsuzluğu vardı. Hatırlayın, mahkum oldu, içeri girdi. Kimdi? Başta İstanbul'un CHP yönetimi vardı. CHP yönetimiyle İSKİ vardı. CHP iktidarları, zaten merkezi yönetime bunlar gelemez, işte böyle kenarda köşelerde bazı yerlerde geliyorlar, zamanında da nasıl olduysa İstanbul'u aldılar duman ettiler. Kardeşlerim, CHP demek susuzluk demektir. İstanbul susuz muydu? Şimdi ben buradan 18 yaşındaki gençlere sesleniyorum. Benim 18 yaşındaki genç kardeşime veya bu seçimde ilk defa oy kullanacak olanlara sesleniyorum, sizler susuz İstanbul'u görmediniz. Annenize babanıza sorun."
İnternetle ilgili düzenleme
Başbakan Erdoğan, kendi belediye başkanlığı öncesinde İstanbul'da hava kirliliği ve susuzluğun yanında çöp dağları gibi önemli bir sorunun da yaşandığını anımsattı.
Erdoğan, alandakilere, "Hatırlıyor musunuz o çöp dağlarını?" diye sorarak, çöp dağlarını bir yılda kaldırdıklarını, vahşi depolamadan modern depolamaya geçtiklerini, Kemerburgaz ve Şile'deki vahşi depolamanın artık olmadığını, söz konusu yerleri modern depolama alanına çevirdiklerini vurguladı.
Çöplerden bir taraftan kompost gübre, bir taraftan enerji üretildiğini ve bunları kokusuyla halka zarar vermeyecek hale getirdiklerini anlatan Erdoğan, "Bunları biz yaptık. Artık şehirlerimizde bunları görebiliyor musunuz? Yok. Kardeşlerim, çok enteresandır. Biz bu adımları atarken maalesef CHP zihniyetinin bu adımları atamadıklarını görüyoruz. Niye? Bunların ne proje, ne dert, ne sorun ve ne bu sorunlara çözüm, böyle bir derdi yok. Bu iş bizim işimiz çünkü biz dertliyiz. Dertli olduğumuz için de önce teşhis, sonra da çözüm üretmek yoluyla yola devam ediyoruz" diye konuştu.
Bir konuyu özellikle gündeme getirmek istediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bu adımlarla beraber, bu suları akmayan, havası kirli İstanbul'u, trafiğinden, özellikle toplu taşım kültüründen uzak İstanbul'u bu hale getirirken, şimdi milletimizin kimin neye hizmet ettiğini gördüğü bir İstanbul'a ulaştık ve bundan dolayıdır ki sizler bizi hiçbir zaman bir kenarda bırakmadınız. Hep bizimle yürüdünüz bu yolda ve bundan sonra da yine beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Çünkü yaşanabilir bir şehir bizimle beraber oldu. İstanbul'un kaynakları peşkeş çekilmişti. Bakınız, göreve geldiğimde CHP'den belediyeyi devraldım. 2,5 milyar dolar İstanbul Büyükşehir Belediyesinin borcu vardı. Teslim ederken 1,2 milyar dolarla teslim ettim borç olarak. Oradan oraya düşürdük. Yatırımlar hariç, yaptığımız yatırımları konuşmuyorum. Bütün bu yatırımları yaptık ve bunun yanında da bu adımları attık. İşte dürüst olmak bu."
"Yolsuzluk yapana da asla ve asla müsamaha göstermeyiz"
Başbakan Erdoğan, İstanbul'un yolsuzluklar nedeniyle tarihinin en karanlık günlerini yaşadığını belirterek, şunları söyledi:
"Yolsuzluk batağındaki İstanbul'u aldık bugünlere getirdik. Yolsuzlukları bitirdiğimiz için Marmaray'ı inşa ettik. 153 yıllık Abdülmecit'in hayalini biz gerçekleştirdik. Yolsuzluklara son verdiğimiz için 3. köprü inşaatına başladık. 2,5 milyar dolara mal olacak inşah bir 3. köprü var. Yolsuzlukları kestiğimiz için 3. havalimanına başlıyoruz. 42 milyar dolar... Kardeşlerim dikkat edin, buna biz para vermeyeceğiz. 20 yıllığına müteahhit firmalara bunu verdik ve bu süreç içinde de biz bu adımları attık. Kanal İstanbul'un adımlarını atıyoruz. Şunu herkes bilsin, yolsuzluk yapılmasına izin vermeyiz. Yolsuzluk yapana da asla ve asla müsamaha göstermeyiz. 94'te yolsuzluk içindeki İstanbul'u biz CHP'den devralmıştık. Şu anda o CHP, yolsuzluk iddiasıyla partiden attığı birini aday yapıyor. Yolsuzluk klasörünün önünde resim çektiriyor malum CHP'nin genel müdürü. Ondan sonra da adına yolsuzluk düzenlemesi yapan bu zat, adam, kalkıp onu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapıyor. Bu nasıl bir anlayış? Bunlar mı yolsuzluğu sorgulayacak? Önce geçmişindeki kara lekeleri temizle. Genel müdür iken yaptığınız pislikleri temizleyin. SSK'nın genel müdürü olduğu zaman biz hastanelerde kuyruklarda değil miydik? Eczanelerden ilacımızı doğru düzgün alabiliyor muyduk? Doktor reçete veriyor. Gidiyoruz Kartal SSK'ın eczanesine, ilaçların yarıdan fazlası yok. Şimdi böyle bir sıkıntı var mı? İstediğin eczaneden gidip ilacını alabiliyor musun? Hastanelerimiz nasıl? Koğuş sistemleri kalktı mı? Her geçen gün daha iyiye gidiyor. Farkımız bu. Bunlar yolsuzluğu sorgulayamaz. Bunlar olsa olsa yolsuzluk yaparlar."
"Şimdi CHP genel müdürü o koltuğa oturduğu günden beri eline tutuşturulan kağıt parçalarını sayıp, yolsuzluk iddiasında bulunuyor" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kayseri'de yolsuzluk var diye ortaya çıktı. Sayesinde Kayseri sucuğa doydu. Çünkü belediye başkanımız bol bol dava kazandı. Kazandığı paraları alıyor, vatandaşa orada sucuk dağıtıyor. Ben de kazandım ha onu da söyleyeyim. Uygun bir zamanda fakir fukaraya, garip gurebaya buralardan bir şey yapacağız. Bir bakanımızla ilgili üniversite sınavında yolsuzluk yaptığı iddiasında bulundu. Elindeki belgenin sahte olduğu hemen anlaşıldı. Rezil oldu. Bu böyle birisi. Şu anda da eline belgeler tutuşturuyorlar. CHP genel müdürünü sadece bir araç olarak kullanıyorlar. Eline ne verirlerse onu sıyor. Lütfen ittifaka dikkat edin. Paralel örgütle CHP ittifak halinde. Şimdi ben buradan CHP'li kardeşlerime de sesleniyorum; geçenlerde yine çıkıp grup toplantısında elinde bir şeyler sayıp duruyor. Ey genel müdür unutma, senin genel başkanın Baykal'la ilgili o görüntülü hazırlıkları yapanlar da şu anda senin eline bunları verenlerdir, bunu bilesin."
İnternete düşen görüntüler
Anayasayla ilgili görüşmeler yaptıkları esnada söz konusu görüntülerin ortaya çıktığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O zaman Ulaştırma Bakanıma dedim ki, 'Süratle hemen müdahale edin. Ne yapın edin bu yayını durdurun'. Yarım saat geçmedi o yayın durduruldu. Bunu yapan biziz, biz durdurduk ve o sayede bu genel müdür partiye genel başkan oldu. Bitmedi. Aradan bir süre geçti. Genel başkan yardımcısı olan zat, onunla da ilgili bir görüntülü CD yayınlandı. Onu da engelleyen biz olduk. Çünkü yağmur gibi CD'ler geliyordu. Biz bunları ahlaki, manevi değerlerimize ters gördüğümüz için bunları durdurduk. Seyirci kalmadık bunlara. Aynı şekilde Sayın Bahçeli'nin yanındaki milletvekillerine, grup başkanvekillerine yönelik aynı görüntüler yayınlandı. Bunları da durduran, engelleyen biz olduk ama bunlara iyilik olmadı. Şu anda bunlar ellerinde bazı CD'lerle dolaşıyorlar. Neyle dolaşırsanız dolaşın. Önce siz aynaya bakın aynaya. Çünkü bu paralel örgüt sizleri parmağında oynatıyor. MHP'yi de CHP'yi de parmağında oynatıyor. Paralel örgüt iftiralarını CHP genel müdürünün eline veriyor. İftiralarını, çamurlarını onun üzerinden atıyorlar."
Başbakan Erdoğan, 2010'daki o kaset komplosunun sıradan bir olay olmadığını, gizlice kaydedilmiş görüntülerin internetten yayınlandığını ve bundan sonra eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın başkanlığı bırakarak, yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nun geldiğini anımsattı.
Yeni internet düzenlemesi
Şu anda internetle ilgili yeni bir çalışma yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları aktardı:
"Niye? Bu iftiralar, yanlışlar, ahlaksız yayınlar olmasın diye bu adımları atıyoruz. Bakıyorum şimdi bazı çevreler nedense bu konuyu, yok düşünce özgürlüğünü, yok fikir özgürlüğünü engellemekmiş, böyle bi şey yok. İnternet kalkmıyor. İnternet tam aksine burada bir kontrol altına alınıyor. Günlerdir Bakanım bu konuyla ilgili bilgilendirmeler yapıyor ve böyle bir şeyin söz konusu olmadığını anlatıyor. Yani bu ahlaksızlıklar, yolsuzluklar devam mı etsin? Bu ülkede insanları itibarsızlaştırma hareketleri devam mı etsin? Günlerdir bu ülkede 3. köprüyü yapacak müteahhitler hakkında, çok ilginç, 42 milyar dolara mal olacak böyle 3. havaalanını yapacak olana, bunun yanında 3. köprüyü yapana kalkıyorlar bu tür dinlemeler üzerinden vuruyorlar. Bunlar hakkında davalar açıldı. Şimdi bu tür davalar açıldığı zaman bu insanların piyasadaki itibarları, bunların finans örgütleri, kuruluşları nezdindeki itibarı ne olur? Bu ülkeye ihanet değil de nedir, soruyorum sizlere?"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında bu kişilerden birini eleştirdiğini belirterek, "Filanca STK'nın başından ayrılması gerekiyor' diyor. Bu zat oraya atamayla gelmedi, seçimle geldi. Oraya ne sen ne de ben atadım. Onu bu kuruluşun başına oranın üyeleri seçti. Dolayısıyla oradan ayrılmasını isteme talebi, hakkı sana ait değildir. Sen daha görev alanını bilmiyorsun, önce git şu görev alanını öğren. Bu ülkeye milyarlarca dolar yatırıma imza atan firmalar. Sen nasıl böyle bir şeyi istersin ya? Bu nasıl bir yanlıştır? Senin bu tür yanlış yaklaşımların senin ne yasalara uyan, ne ahlaka, edebe uyan bu tür yanlış yaklaşımların karşısında biz, bu ülkede taş üstüne taş koyan bu yatırımcıların her zaman yanında, arkasında duracağız. Dikkat et, yurt dışından gelmiyor, yurt içinden 5 firmamız 42 milyar dolarlık bir yatırımı yapıyor. Devlet bir kuruş para koymuyor. Kendileri paralarıyla, kredileriyle bunu yapıyor. 20 yıl burayı işletecekler, sonra da devlete bırakacaklar bu havalimanını. Sen bu insanlara kalkıyorsun bu saygısızlığı yapıyorsun. Teşekkür edeceğin yerde saygısızlık yapıyorsun. Bu nasıl siyasettir?" ifadelerini kullandı.
"İnternete asla sansür gelmiyor"
İnternet konusunda yapılan yeni yasal düzenlemeye ilişkin eleştirileri doğru bulmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnternet yoluyla bir suç işlendiğinde, kişilik hakkına tecavüz edildiğinde, özel hayat ihlal edildiğinde kişi mahkemeye başvuruyor, 5 gün sonra karar çıkıyor ve erişim engelleniyordu. Bu 5 gün içinde zaten o çirkin kayıtlar tüm dünyaya yayılıyor. Öyle mi? Engellemek imkansız hale geliyordu. Biz ise şimdi ne yapıyoruz? Bizim yaptığımız şu: Birisi mağdur mu oldu, birisine böyle bir yanlış mı yapıldı? Kardeşlerim; biz burada İletişim Başkanlığımızı devreye sokuyoruz. Hemen buraya başvuruluyor. TİB bunu acilen inceliyor, kararını veriyor. Erişimi geçici olarak, mahkeme kararına kadar engelliyor ki burada bu zulüm dursun. Mahkeme safhasını kaldırmadık. Mahkeme safhası arkadan devam ediyor. Mahkeme, TİB'in kararını olumlu bulursa erişim engeli devam ediyor. Olumlu bulmazsa erişim engeli kalkıyor. Yani İletişim Başkanlığı mahkeme kararı çıkıncaya kadar erişimi geçici olarak bloke ediyor. Yapılan bu. Bunu sansür olarak nitelendirmek, kamuoyunu bu şekilde yanıltmak sadece art niyettir. Bu yasayla internete asla sansür gelmiyor, bu yasayla insanların özel bilgileri asla fişlenmiyor tam tersine bu yasa interneti daha güvenli hale getiriyor hatta daha özgür hale getiriyor. Gelişmiş ülkelerde internet nasıl düzenleniyorsa aynısını da Türkiye'de biz yapıyoruz. Gidin Avrupa ülkelerine bakın. Aynı uygulamaları göreceksiniz. Amerika'ya bakın aynı uygulamaları göreceksiniz."
CHP'ye eleştiri
CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, "CHP'nin genel müdürünün zaten böyle bir derdi yok. Bir kaset komplosuyla iş başına geldiği için bu yasaya karşı çıkabilir, işine gelmez ama vicdanı olan, aklı olan, kişilik haklarına, özel hayata saygısı olan bir insan bu düzenlemeye karşı çıkmaz, çıkamaz hatta bu yasayı destekler. Türkiye'yi kasetler yoluyla, kayıtlar yoluyla hukuk ihlerinin yapıldığı bir ülke olmaktan çıkarıyoruz ve çıkaracağız. Şantaja, komploya, özellikle de kasetler yoluyla siyasete müdahaleye son verecek, sandığın, milli iradenin gücünü daha da artıracağız. Özgürlükleri sonuna kadar savunduk ve savunuyoruz ama kişilik haklarına müdahale, özel hayatın gizliliğini ihlal, kardeşlerim özgürlük değildir. Meseleyi anlamadan, ne olduğunu bilmeden, öğrenmeden sansür diyerek, yasak diyerek insanları sokağa çıkartmak isteyenler farklı niyetlerin, farklı gayelerin peşindedir" ifadelerini kullandı.
"Hesap soracağız"
Türkiye'de 2003 yılında 20 bin olan genişbant abone sayısının geçen yıl 34 milyona ulaştığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa'da en çok internet kullanıcısına sahip 5. ülke olduğunu bildirdi. Eğitimin altyapısını bilgisayar ve internet üzerine kuran hükümetin, kendi hükümetleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Okullarımıza 1 milyon bilgisayar gönderdik. Okullarımızı fiber internetle biz buluşturduk. Bunu kimse bize söyleyemez. Çocuklarımıza şu ana kadar 63 bin tablet bilgisayar verdik. Tamamına bu bilgisayarları vereceğiz. Biz 'güvenli internet' diyoruz. Dikkat edin. İnternete 'hayır' demiyoruz, 'güvenli internet' diyoruz. O farklı o farklı. Suçun internet yoluyla işlenmesine göz yummayız. Kişilik haklarının, özel hayatın internet yoluyla hedef alınmasına göz yummayız. Tekrar ediyorum: Özel hayatın ve kişilik haklarının korunması için ne gerekiyorsa kararlılıkla yapacağız. Bugüne kadar çetelerle mücadele ettik. Mafyayla mücadele ettik. Şantaj çeteleriyle, telekulak çeteleriyle, paralel devlet çeteleriyle de kararlılıkla mücadele edeceğiz.
Hukuksuz dinleme yapanlardan bunun hesabını soracağız. Devletin imkanlarını kullanarak dinleme yaparak, bunları yurt dışına servis edenlerden, bunları örgütsel amaçlar için kullananlardan bunun hesabını soracağız. İnşah bu şantaj ve komplo çetesini ortadan kaldıracak, Türkiye'de demokrasinin, özgürlüklerin önünü daha da açacağız."
Hala inanan var mı acaba? İsim değiştirerek kurtulabileceklerini sanıyorlar? Zam değil güncelleme, yasak değil özgürlük. Bu yasayla yapılan yolsuzlukların ses kayıtlarını mahkeme kararı olmadan müdahale etmek için yaptıklarını biz anlamadık. Safız çünkü biz.