Uzmanlar 2000 öncesi yapılan ve 1999 depremini yaşayan çok katlı binaların olası depremle büyük can kayıplarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
Bugün, Türkiye'nin yakın tarihinin en büyük felaketi olarak gösterilen 17 Ağustos Depremi'nin 21'nci yıldönümü.
1999 yılında 16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki yer sarsıntısı, Türkiye tarihinin en büyük ikinci depremi olarak kayıtlara geçti.
Merkez üssü Gölcük olan deprem, Marmara Bölgesi'nin genelinde hissedildi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kırılmasıyla meydana gelen deprem, İstanbul, Bolu, Bursa, Eskişehir, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da binlerce can ve mal kaybına neden oldu.
Aradan geçen 21 yıla rağmen Sakarya'da büyük risk oluşturan çok katlı binalar sorunu çözüm bulmuş değil.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Deprem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi adına bir basın açıklaması yayınlayan SUBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Naci Çağlar, Marmara Depremi’ni yaşayan yapıların hemen hemen tamamının 1998 Deprem Yönetmeliği öncesi inşa edilen yapılar olduğu bilgisini verdi.
Çağlar; "2000 öncesi yapılan binaların genelinin temelleri yüzeye yakın temeller. Bu nedenle yumuşak zeminler üzerinde inşa edilen 5-6 katlı yapıların bir bütün olarak devrilme tehlikesi bulunuyor. 1999 Marmara Depremi’ni yaşamış olan bu binaların yeni bir depremi daha kötü koşullarda karşılayacağı ortada. Kısaca yaşanan depremler sonrası hasarsız veya az hasarlı olarak belirlenen binaların önemli bir kısmı hepimiz için risk taşımaya devam ediyor.”dedi.
DEPREM SENARYOSU
Marmara Bölgesi’nde ve İstanbul’da yaşanacak şiddetli bir depremin Sakarya’yı derinden etkileyebileceğini söyleyen Çağlar, “Aktif bir deprem kuşağı üzerinde bulunan şehrimiz için deprem senaryosu çalışmalarını vakit kaybetmeden yapmalıyız. Yerleşim yerlerimizin yaşanması muhtemel bir büyüklükteki depremden ne ölçüde etkilenebileceğini, mevcut yapı stokumuzun ve ulaşım hatlarımızın ne kadarının güvenli olduğunu, oluşabilecek hasarın büyüklüğü ve güvensiz yapıların hangi bölgelerimizde yoğunlaştığını deprem senaryoları ile belirlemeliyiz. Deprem öncesi zorunluluk arz eden iyileştirme çalışmalarının planlanmasında ve bir depremin meydana gelmesi durumunda yapılacak işler ile alınacak önlemlerin planlanmasındaki en etkin araç deprem senaryo çalışmalarıdır.”