Bu kalıbın bir de hakikati vardır ki oda namazın ruhudur namazın her hareketinin ve zikirinin bir ruhu vardır vardır; O ruh olmadıkça namaz cansız cesede benzer. Namazın aslı bütün hareketlerin de kalbin hazır olmasıdır zira namazdan maksat kalbi Allahu teala ya yöneltmek tazim ve heybetle zikrini tazelemektir. Nitekim Allahu Taala buyuruyor: “Beni hatırlamak için namaz kıl”

 

Peygamber efendimiz buyuruyor: “çok  namaz kılanlar vardır ki namazdan hissesi, yarısı veya onda biridir. “Yine peygamber efendimiz buyuruyor: Namazı bir kimseye veda eder gibi kıl.” Yani namazda bütün isteklerini ve Allah-ü Teala’dan gayri her şeyi terk et, kendini tamamıyla namaza ver. Bu sebeptendir ki Hz. Ayşe (r.a.): Resulüllah bizimle, konuşurdu, bizde onunla konuşurduk, namaz vakti gelince bizi hiç görmemiş ve tanımamış gibi olurdu.”buyuruyor. 

Usulüne uygun kılınmayan namaz sahibine red edilir. Böyle namaz sahibinden şikayetçi olur, kıyamete kadar lanet okur. 

 

Dinimizde tevhidden sonra en büyük farz namazdır. Namaz imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun gıdasıdır, mü’minin miracıdır, üzüntülü ruhlara lezzet vericidir, hastalara rahat vericidir, kalbin şifasıdır.

Namazda geçen vakitler en güzel vakitlerdir. Hayatta en faideli saatler namazda geçen saatlerdir. Namaz bütün ibadetleri kendisinde toplamıştır. İslamın beş şartından biri ise de bu toplayıcılığından dolayı yalnız başına Müslümanlık demek olmuştur. İnsanı Allahu Teala'nın sevgisine kavuşturacak işlerin birincisi olmuştur. 

 

Kamil müslüman namaza durunca sanki bu dünyadan çıkıp ruhlara ve meleklere karışır. Ahiret hayatına girer ve âhirete mahsus nimetlere kavuşur. Namazı bitince yine dünyaya döner. Namaz tamam kılınınca İslamın esas ve büyük temeli kurulmuş olur. Cehennemden kurtaran sağlam ip yakalanmış olur. 

 

Rabbim, makbul namaz kılmayı nasip eylesin.
Amin.