"TÜM DÜNYAYI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ"

 

Yeni Zelanda’da Müslümanlara yapılan saldırıyı kanayan sivil toplum kuruluşları, yaptıkları açıklamada, dünyada kasıtlı bir şekilde ırkçılık, İslamofobi ve yabancı düşmanlığının yükselişe geçtiği ifade edildi. Açıklamada; "

 

En küçüğü daha 3 yaşında olan Cuma namazı esnasında şehit edilen 50 Müslüman kardeşimiz ile 3’üTürk vatandaşı olan 47 yaralının hesabını elbette Rabbimiz mutlaka soracaktır. Lakin yeryüzünde Allah’ın rızasına uygun yaşayıp ona şükrünün göstergesi olan ibadetlerini bile yapmalarını çok gören eli kanlı Haçlı teröristlerin hesabının sorulması için başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı göreve çağırıyoruz.

 

DERSLERİNİ VERMESİNİ ÇOK İYİ BİLİRİZ

 

Saldırıyı gerçekleştiren alçak Haçlı terörist, bildiri yayımlamış: Tüm Müslümanlarla birlikte ülkemizi, milletimizi hedef alıyor. Neymiş Boğaz’ın batısına geçmeyecekmişiz, yani Avrupa Yakası’na. Yoksa İstanbul'a gelip hepimizi öldürür, bizleri topraklarımızdan sürer Ayasofya'yı minarelerden kurtarırlarmış. Bu ifadeler işte Hristiyan toplumunun kafalarında yaşatılan heveslerdir. Ama biz milletimizle birlikte 104 yıl önce aynı hevesle Çanakkale önlerine gelen Haçlı teröristlere tarihte eşi daha görülmemiş bir zaferle nasıl derslerini vermişsek bugünde, istikbalde de derslerini vermesini çok iyi biliriz." denildi.

 

SALDIRGANA TERÖRİST DEMİYORLAR

 

Batılı ülkelerin yaptığı çifte standartlı değerlendirmelerin, üzüntü ifadesinden ibaret ve asıl meselenin özüyle alakalı bir değerlendirmeden yoksun olduğunun görüldüğü kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; "

 

Saldırgana terörist demiyorlar da aşırılık yanlısı diyorlar. Yapılan eyleme Hristiyan terörü de demiyorlar. Bu teröristin sahip olduğu zihin dünyasına ilişkin iddialarına ve ideolojisine ilişkin hiçbir değerlendirme de yapılmadığını görüyoruz. Oysa tepkilerin sert, kapsamlı ve derinlikli olması gerekirdi. Bu saldırıyı yapan kişinin adı Müslüman adı olsaydı, cami yerine bir kilise ya da havrada Yahudiler öldürülseydi dünyanın tepkisi çok daha farklı olurdu. Hemen İslamcı Terörist yaftasını yapıştırarak İslam’a olan nefretlerini kusarlardı. Maalesef Müslümanlara yönelik bu tür şiddet eylemlerinin sıradanlaştırılması, normalleştirilmesi hatta yer yer şiddetin güzel bir duygu haline getirilmesi bu sonucu doğuruyor. Bu katilin, bu caninin yaptığı katliamı sosyal medya üzerinden canlı olarak yayımlaması da bu şiddetin birileri tarafından örnek alınıp benzer hadiseleri teşvik etme gayretinin bir uzantısı olarak görülmelidir.

 

Bu meselenin, sadece zihni, psikolojik sorunları olan ya da ideolojik bir sapkınlık içinde bulunan bir kişinin yaptığı hadise olmadığı aşikârdır. Bunun arkasında yatan zihniyet dünyasının, bu insanları kimin beslediğinin, kimlerin desteklediğinin, finansal, eğitim, medya anlamında bunları kimin bu noktaya getirdiğinin analizinin çok iyi yapılması gerekir."