Müslüman'ın başka dünyalara ait yaşam tarzlarını taklit edemeyeceğinin belirtildiği hutbede “Müslüman dinimizde yeri olmayan sembolleri, eğlence biçimlerini, tutum ve davranışları benimsemez" denildi.

 

 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün 81 ilde okuttuğu cuma hutbesi dikkat çekti…

 

Yaşam tarzının konu alındığı hutbede “Müslüman, dini ve ahlaki değerleriyle yaşar” denildi.

 

Hutbe, “En hayırlı ümmet övgüsüne mazhar olan her bir mümin, zihnine ve gönlüne yalnızca İslam’ın yüce değerlerini nakşeder” sözleriyle başladı.

 

“AKLI UYUŞTURAN ALKOLLE, OCAKLAR SÖNDÜREN KUMARLA ÖMRÜNÜ ZAYİ ETMEZ”

“Kaynağı vahiy olmayan her çeşit düşünce, uygulama ve alışkanlıklar karşısında dikkatli davranır” diyerek devam eden hutbede şu ifadelere yer verildi:

 

“İmanına zarar verebilecek tehlikelerden uzak durur. Söz ve davranışlarına İslam ahlakını yansıtır. Dünyevi heves ve arzuların peşinden koşmaz. Alın terinin kıymetini, helal kazancın bereketini unutmaz. Aldığının ve sattığının hesabını vereceğini aklından çıkarmaz. Az da olsa yalnızca helalle yetinir. Aklı uyuşturan alkolle, ocaklar söndüren kumarla ömrünü zayi etmez.”

 

“MÜSLÜMAN GELENEĞİMİZDE YERİ OLMAYAN EĞLENCE BİÇİMLERİNİ BENİMSEMEZ”

Diyanet’in hutbesinde yılbaşı eğlencelerine de değinildi ve “Müslüman, başka dünyalara ait yaşam tarzlarını bilinçsizce taklit etmez” ifadelerine yer verildi.

 

Hutbenin devamında; “Kimliğini muhafaza eden bir Müslüman, popüler kültürün girdabında kaybolmaz. Dinimizde ve sahih geleneğimizde yeri olmayan sembolleri, eğlence biçimlerini, tutum ve davranışları benimsemez. Bunun, Müslüman kimliğini zedelediğini, toplumu ve gelecek nesilleri dinine, tarihine ve değerlerine yabancılaştırdığını bilir. Tarih sahnesinden silinen nice milletin önce inanç ve değerlerini, sonra da kültür, edebiyat ve sanatını kaybettiğini unutmaz.” denildi.

 

“GELECEK NESİLLERİMİZE KARŞI SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDE OLALIM”

“Sevgili Peygamberimiz (S.A.S) bir hadisinde bizleri şöyle uyarmaktadır: “Kim bir topluluğa benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” ifadesinin de yer aldığı hutbe şöyle sonlandırıldı:

 

“Yani bir kimse, kendi değerlerini yaşamak ve yaşatmak yerine başkasına özenir, onun inanç ve adetlerini benimserse, sonunda onlar gibi düşünmeye ve onlar gibi yaşamaya başlar. Zira maddi ve fiziki benzeşmenin manevi sonuçlar doğurması kaçınılmazdır. O halde, Rabbimize, insanlığa ve gelecek nesillerimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde olalım.

 

Kur’an’a ve sünnete sımsıkı sarılalım. Hayatımızın her alanında İslam ahlakını ve terbiyesini kuşanalım. Yaratılış gayemizden uzaklaştıran, kültür ve medeniyetimizi yozlaştıran her türlü söz, anlayış ve davranıştan uzak duralım. Unutmayalım ki toplumlar, dinî ve ahlaki değerleriyle ayakta durur ve bu değerlerden beslenen şuurla yaşarlar.”