Akyazı'da 74 yaşındaki 'Müdür' lakaplı Ziyafettin Şimşek 62 senedir ve oğlu Coşkun Şimşek ise 26 yıldır ayakkabı tamiri ve boyacılığı yaparak geçimlerini sağlıyor.
Haber : Mine Yıldırım/Zeynep Sarı
İlçede yaşayan Ziyafettin ve oğlu Coşkun Şimşek, Mahallesi'nde ayakkabı tamir ve boyacılığı yaparak hem mesleklerini yaşatıyor hem de geçimlerini sağlıyor.
İlçede 'Müdür' lakabıyla bilinen Ziyafettin Şimşek; "Akyazı Nahiye'yken ben doğdum. Burada Nahiye müdürü varmış. Tombul bir zat, ben de çocukken kiloluydum. O zattan esinlenerek 'müdür' lakabı taktılar bana. Benim esas ismimi Ziyafettin olarak çok bilmezler, yüzde 95'i genelde müdür bilir. O lakabım oradan geldi" diye konuştu.
Ailenin 3 erkek çocuğun ortancası olan Şimşek, 8 yaşında gazoz imalathanesinde şuruplama ve şişe yıkama işi yaptığını, 10 yaşında ilkokulu bitirdikten sonra Kur'an Kursu'nda okuduğunu belirtti.
8 ay terzinin yanında ardından 12 yaşında boyacılık yapan tellalın yanında çalıştığını anlatan Şimşek; "
13 yaşımda Furkan Çelik Caddesi'nde dükkan açtık abimle, orada 28 sene kaldık. 30 küsür seneden beri buradayız, toplam olarak 60-62 sene içinde aynı mesleği 13 yaşında başlayıp devam etmekteyim. İşlerimde elimizden geldiği kadarıyla vatandaşlara hizmet etmekteyiz. Vatandaş bizden, biz vatandaştan memnun olmak her iki tarafında kazancı olmak şartıyla çalışmaktayız. Çalışma hayatımızda Allah'a çok şükürler olsun hiç bir zaman için dizginlik yapmadık, yorulduk demedik ve hiç bir zaman sıkıldım kelimesini de hiç bir zaman konuşmadım bu yaşa kadar. Hayatımı hiç bir zamanını boş geçirmedim, uzun zaman pazar günleri de dahil olmak üzere çalıştım ve bu yaşa gelinceye kadar Allah'a şükürler olsun çoluk çocuğumuzla beraber geçindik. Allah bereket versin vatandaş bize, biz vatandaşa beraber karşılıklı sevgi ve saygıyla beraber hayatımızı devam ettirdik" diye konuştu.
ŞİMDİKİ GENÇLER MASA BAŞI İŞ ARIYOR
Emekli olduktan sonra iş yerini oğlu Coşkun ile çalıştırmaya devam ettiğini ifade eden Ziyafettin Şimşek, "Bu mesleği öğrenirken, beyaz ayakkabıya siyah fırça sürdüm. Ustama 'Usta bu ayakkabı siyahlanıyor' dedim. Ustamda rahmetli baktı ki beyaz ayakkabı siyah bana iki tane vurdu o hikayem var. Bir de bir gün burada aynı ustayla çalışırken güneş tutulması oldu. Ben de dışarıya kadar çıktım bakmaya. Ustam bana kızdı 'sen niye çıkıyorsun? Ne var neye bakıyorsun?' diye. Burada birisi silah düşürdü cebinden, mermi varmış ağazında silah patladı Allah'tan silah mermere vurdu, mermerden fırladı dışarı gitti. Yani öyle bir hikaye de oldu dükkanın içinde" diyerek meslek anılarını aktardı.
İŞİN KİRLİSİ OLMAZ
Şimdiki gençlerin masa başı iş aradığını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu; "Okullar 12 seneye çıktıktan sonra çırak alamadık. Genelde bütün zanatkarlarda bu sıkıntı var. Çoluk çocuk pek sanata girmiyor, kirli diyor bilmem ne ediyor. Hep böyle bir alternatif rahat işler masa başı işler aklı sıra ama öyle bir şey yok. Kimisi maden ocağında çalışacak, kimisi altın tezgahında kalacak. Herkes maden ocağında, herkes altın tezgahında kalamaz öyle bir hayat yok. Ben derim çocuklara ekmek helalinde kazanmak için kimseye şey yapmasın çalışsın. İşin kirlisi olmaz, alnın kirlenmesin. İş kirliliği su sabunla çıkar ama alın kirliliği başka şeyle çıkmaz. Bunu unutmasın gençler yani çalışsın el kirliliği yıkarsın, çıkar gider mühim olan hizmet ve helal kazanç"
GENÇLER ARTIK ZANATKARLIĞA TEHECCÜH ETMİYORLAR
26 yıldır babası ile ayakkabı boyacılığı ve tamiri yapan Coşkun Şimşek ise; "
Biraz fedakarlık isteyen aynı zamanda da hoşgörü, sabır isteyen bir meslek zanatkarlık zor yani bir şeyleri tamir ediyorsunuz, beğendiriyorsunuz. Bu tarz meslekler artık küçümseniyor, kabullenilmiyor. Çevremizde de bölgemizde fabrikalar çok insanlar daha çok sistemli yani belli bir saatte çalışayım, belli bir saatte dinleneyim işte belli bir saatte tatillerim olsun gibi düşünüyorlar. Dolasıyla bizim mesleklere terzilik, ayakkabı tamirciliği, oto tamirciliği işte saat tamirciliği gibi mesleklere zanatkara pek talep yok, ilgi yok çünkü çalışma sistemleri bizde biraz ağır sabah erken geleceksiniz akşam en erken siz gideceksiniz. Babam ellerini yıkar, üzerini değiştirir tam gidecekken müşteri gelir ya şunu boyar mısın der, saat 21.00-22.00 olmuştur ama babam müşterinin işini göreyim diye üstünü tekrardan değiştirir. Meslek o açıdan hem çalışma saatleri uzun hem alt yapıda da yok yani gençler artık zanatkarlığa, çalışmaya da hep teheccüh etmiyorlar. Bütün meslekleri tavsiye ederiz, saat tamirciliği piyasa da yok şuanda, ayakkabı tamirciliği, terzilik, günümüzde bazı kaybolan meslekler var onları yapsınlar iyi olur geleceği var her zaman ekmek yerler fabrikadan daha iyidir. Belki çalışma saatleri uzundur, fedakarlık ister, sabır ister ama başarılı olurlar yani ekmeğini yerler" dedi.