10 K Grup
Akyazı Aktaş Sürücü Kursu

TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİREN ZAFER

2022-05-29 12:15:41
2476 OKUNMA

Mine YILDIRIM

İstanbul Fethi’nin 569. Yılında İstanbul’un kuşatılması sırasında şehirde yaşananlar ve halkın psikolojik durumunu, olayın Bizans cephesinden arka planını sunacağım size.
Bizans kayıtlarının ışığında ilerlediğimizde, kuşatma boyunca bizzat İstanbul’da bulunan imparatorun en yakın adamı Francis’in birinci elden verdiği bilgiler var. Ayrıca bu sırada, tesadüfen şehirde bulunan Venedikli gemi doktoru Nicolo Barbaro, 1452 yılının son aylarından itibaren olayları gün gün not ederek Bizans halkının bu süreçteki psikolojik yaşantısını bize sunuyor.
Yıllardan 1451, II. Mehmed genç yaşta ikinci kez tahta çıkmış, Batı Dünyası ve Bizanslılar rahat nefes alabileceklerini düşünüyorlardı. Deneyimsiz ve genç olarak tanıdıkları II. Mehmed’in zekasının ve kararlılığının farkında değillerdi. İmparator Konstantinos Palaiologos’un en yakın dostu Francis, tehlikenin yakın olduğunun farkındaydı ve bunu İmparator’la paylaşmıştı.
 
HİSAR İNŞASI KUŞATMANIN İLK ADIMIYDI
Kısa süre sonra II. Mehmed hakkındaki tüm iyimser tavır yavaş yavaş dağılmaya başladı. II. Mehmed, Anadolu Hisarı’nın karşısında bir hisar yaptırmak için harekete geçince Konstantinopolis’te korkulu günler başladı.
 
DUKAS’IN KAYITLARI: KONSTANTİNOPOLİS’İN SON GÜNÜ GELDİ
Kayıtlara göre halk bu haberi duyunca çok üzülmüş, şehirde bundan başka bir şey konuşulmaz olmuştu. Hristiyan halkı “Artık Konstantinopolis’in son günü geldi, milletimizin mahvı çanları çalmaya başladı. Deccalın günleri geldi, ne olacağız ey Tanrım? Canımızı al ki, bu kulların şehrin mahvını kendi gözleriyle görmesinler; senin düşmanların bu şehri muhafaza eden azizler nerededir demesinler” diye ağlaşarak dualar ediyordu.
İmparator, Edirne’ye elçiler gönderip sultanı bu niyetinden vazgeçirmeye çalıştıysa da isteği sert bir şekilde reddedildi. Ne hediyeler yolladı, geri çevrildi.
 
HALK FERYAT ETMEYE BAŞLADI
Bunun üzerine halk, “Bu Mehmed Konstantinopolis’e girerek şehri harap, ahalisini de esir edecek, mukaddesatı ayaklar altına alacak… Heyhat ne yapalım? Nereye kaçalım?” diyerek feryat etmeye başladı. Kahinler ve falcılar da bu sıralarda meydana gelen deprem, toprak kayması, şimşekler, sağanak yağmurlar, gökyüzünde beliren garip yıldızlar gibi durumların yakın zamanda büyük bir olayın gerçekleşeceğine dair ilahi bir işaret olduğunu söylüyordu.
 
HİSARIN İNŞATI SIRASINDA SAVAŞIN FİTİLİ ATEŞLEDİ
Nihayet 31 Ağustos 1452’de, Boğazkesen adı verilen hisarın yapımı tamamlandıktan sonra Sultan II.Mehmed, 50 kişilik bir kuvvetle şehre gelip, muazzam büyüklükteki üç topu kalenin denize en yakın kulelerinde birine yerleştirdi. Boğazdan geçen her geminin Boğazkesen Kalesi’nde gümrük resmi ödemek için durdurulmasını, durmayanların top ateşiyle batırılmasını emretti. Kasım başlarında kaledeki toplardan ilk ateş açıldı. Hisar inşaatı sürerken Osmanlı askerleriyle civardaki halk arasında çıkan bir hadise savaşın sebebi oldu.
 
DEVLET İÇERİSİNDE KUŞATMAYA KARŞI ÇIKANLAR OLDU
İstanbul’un fethi iç politikada da dengeleri değiştirecekti. Devlette oldukça etkili olan Çandarlı Halil Paşa’nın önderlik ettiği kesimler, kuşatmanın başarısızlıkla neticelenmesinin saltanat açısından sarsıcı olacağını düşünüyordu.
Özellikle uç beylerinin bir bölümü, İstanbul’un fethedilip devlet merkezinin buraya taşınması halinde Edirne merkezli gaza ve akın faaliyetlerinin son bulacağını ve Osmanlı Devleti’nin dört tarafı sularla çevrili başkentinden dolayı denizciliğe kayacağı endişesini dile getirdi.
Böyle bir ortamda ilk büyük taarruz, 18 Nisan günü gerçekleştirildi. Büyük çaplı saldırının da başarısızlıkla neticelenmesi, Osmanlı ordugahındaki havayı olumsuz etkiledi.
Ayrıca 20 Nisan’da üç Ceneviz ve bir Bizans gemisinin rüzgarın da yardımıyla Haliç önlerindeki Osmanlı ablukasını yarıp şehri savunanlara yardım ulaştırması, kuşatmanın kaldırılmasına taraftar olan kesimin eline büyük bir koz verdi.
Bu zorlu günlerde padişahın yanında olan Akşemseddin, o dönemden bugüne ulaşan tek belge olan mektubunda 2. Mehmed’i destekleyerek kuşatmanın devam etmesi gerektiğini belirtti.
 
GEMİLERİ KARADAN YÜRÜTME PLANI DEVREYE ALINDI
Ordudaki yılgınlığı bertaraf etmek için önceden hazırlanan plan devreye sokuldu. Beşiktaş-Kabataş arasında kalan ufak koydan Kasımpaşa’ya uzanan vadide bir süredir hazırlanan özel bir yol aracılığıyla 70 kadar gemi karadan yürütülerek Haliç’e indirildi.
Bu hamle Urban’ın döktüğü devasa topun etkisine benzer şekilde şehri savunanlar ve içerideki halk üzerinde büyük bir psikolojik etki oluşturuldu.
Osmanlı gemilerinin 22 Nisan sabahı Haliç’e indirilmesi, şehre yardıma gelen Ceneviz gemilerinin yarattığı iyimser havayı bozarak Bizans halkını büyük bir umutsuzluğa sürükledi.
28 Nisan’da Osmanlı teknelerini yakma girişimiyle başlattığı saldırıda başarısız olan Venedikli Amiral Giocomo Coco, gemisiyle Haliç sularına gömüldü.
6 Mayıs’ta Osmanlı ordusu, top atışları nedeniyle zayıflayan Topkapı ve Edirne kapı arasında kalan surları ana hedef olarak seçti.
 
KUŞATMAYI ENGELLEMEK İÇİN YALAN HABERLER YAPILDI
Bu sırada Osmanlı ordugahına gelen Macar elçisi, kuşatmanın kaldırılmaması durumunda bir Haçlı ordusunun yola çıkacağı tehdidinde bulundu. Bizanslılar da Osmanlı ordusu içine gizlice adamlar göndererek büyük bir yardım kuvvetinin Balkanlar’a doğru harekete geçtiği yönünde haberler yayarak karışıklık çıkarmaya çalıştı.
Neredeyse 50 gündür devam eden kuşatma nedeniyle Osmanlı ordusu arasında huzursuzluk had safhaya çıktı. Bu durumu kullanan Çandarlı Halil Paşa ve taraftarları, yeni bir harp meclisi toplanmasını talep etti. Kuşatmanın kaldırılmasını isteyenler ile son bir genel taarruzda ısrar edenler arasında tartışmalar yaşandı.
Sonunda bir kez daha 2. Mehmed’in desteğini alan Zağanos Paşa, nihai saldırının gününü belirlemekle görevlendirildi. Her şey 29 Mayıs’ta yapılmasına karar verilen son hücuma bağlandı.
Askerlerin de savaş azmini arttırmak için şehrin İslam hukuku gereğince üç gün yağma edilebileceği duyuruldu.
Öte yandan şehir surlarını gezerek askerleri motive etmeye çalışan 11. Konstantinos, şehirde birbiri ardında dini ayinler düzenleyip morelleri yüksek tutmaya çalıştı. Ayrıca savunmadan kaçanlar için de sert tedbirler devreye sokuldu.
 
MEHTERLERLE BİRLİKTE TAARRUZ BAŞLADI
29 Mayıs 1453 Salı günü, beklenen genel taarruz başlandığında verilen alarmla birden bütün şehir çan sesleriyle çınladı. Tekbir sesleri arasında kösler vuruluyor, davullar, borular hiç susmuyordu. Mehter de hiç durmadan savaş nameleri çalıyor, bu ses top atışları kesildiğinde karşı sahilden bile duyulabiliyordu.
 
GÜN DOĞUMUNDA ÜÇ DALGA HALİNDE BÜYÜK TAARRUZ 
Osmanlıların gün doğumunda başlayan üç dalga halindeki büyük taarruzu sırasında, İstanbul kuşatmasının simge isimlerinden Giovanni Guistiniabi-Lungo, ağır yaralandı ve müdafaa hattı tam anlamıyla çöktü.
Topkapı surları ve burada bulunan yüksek kule, ağır topçu ateşi ve başarılı lağım faaliyetleri sonucu kulenin altına yerleştirilen barut fıçılarının ateşe verilmesiyle yıkıldı. 11. Konstantinos, beraberindeki askerlerle Yedikule civarında azap askerleri tarafından sıkıştırılarak öldürüldü. 
Artık “Fatih” unvanını almaya hak kazanan 2. Mehmed, öğle üzeri muzaffer bir kumandan olarak şehre girdi ve Ayasofya’nın kubbesine çıkarak olup bitenlere göz gezdirdi. Ardından yağmayı ikinci günde durdurdu.
Ardından şehir halkına can ve mal güvenliği temin eden 2. Mehmed, başkent yapacağı şehrin daha fazla zarar görmemesi için özel itina gösterdi.
Orta Çağ’ın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmed’in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenilmiş oldu. İstanbul’un fethi ile 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi, Orta Çağ kapandı ve Yeni Çağ başladı. İstanbul, Osmanlı Devleti’nin yeni başkenti oldu.
İstanbul’un fethi yalnızca bir şehrin değil, ecdadın fetihler çağının dönüm noktasıdır. İstanbul’un Fethi’nin 569. Yıldönümünde, Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olarak İstanbul’u miras bırakan Fatih Sultan Mehmed Han ve ordusundaki kahramanları rahmet ve minnetle anıyorum.
 
Günün Sözü;
İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır! Onu fetheden asker ne güzel askerdir!. (Hz. Muhammed S.A.V)
 
Faydalı Olabilmesi Dileğiyle..
Mine YILDIRIM
mineyildirim@akyazihaber.com

YORUM YAZ

ADINIZ SOYADINIZ:
YORUMUNUZ:
En popüler bebek isimleri belli oldu
1 / 15
Murat Optik

YAZARLARIMIZ

   

EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK YORUMLANANLAR

AKYAZI HABER

Arşiv Haber Arama

Networks