İslam dünyasının fıkıh alanındaki en önemli müçtehitlerinden biri olarak İslam tarihine adını altın harflerle yazdıran büyük mezhep imamlarından birine derste hocası “İnsanı diğer varlıklardan üstün kılan en önemli özellik nedir?” diye sorar.
Öğrenci biraz düşünür ve “doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün mutlak (kesin) olarak olduğu ve bilindiği yerde aklını kullanarak doğruyla yanlışı ayırt edebilmesidir” diye cevap verir.
Hocası ise “Hayır bilemedin! Doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü diğer varlıklar da ayırt edebilir. Mesela meralarda otlayan kuzular meradaki otlardan zararlı, zehirli ve acı olanı velhasıl kötü olanları yemez. Tatlı, faydalı, leziz ve semiz yani iyi olanları yer” der ve sorusuna kendisi cevap verir:
“İnsanı diğer varlıklardan üstün kılan en büyük özellik: Mutlak doğrunun ve iyinin olmadığı veya bilinmediği yerde aklını kullanarak doğrular içerisinden en doğrusunu, iyiler içerisinde de en iyisini, kendisi için en faydalısını ve en karlısını tercih edebilmesidir. Ortada iyi ve doğrunun olmadığı yerde ise yanlışlar içerisinde en az zarar verecek olanı, kötüler içerisinde ise kötünün iyisini seçebilmesidir.” diye cevap verir.
POSTMODERNİZM, “BANA GÖRE” CİLİK VE “GÖKKUŞAĞI”
1980 sonrası dönem, tüm dünyada “postmodern” dönem diye anılmaktadır. Postmodern dönemin en büyük özelliklerinden biri ise tüm mutlakları yok etmesidir. Postmodern algı, tüm dünyada doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün, güzel ve çirkinin belirsizleşerek hepsinin iç içe girdiği, karıştığı ve ayırt edilemez olduğu, buna bağlı olarak herkese göre tercihin değişir bir hale gelmesine neden olmuştur.
Postmodern dönemdeki en büyük sıkıntılardan biri insanların doğruyu ve yanlışı, güzel ve çirkini, iyi ve kötüyü ayırt etmede kullandığı yöntemdir. Bu dönemde insanlar, sahih bilgi ve aklı kullanarak resmin tamamına bakıp en iyiyi, en güzeli, en doğruyu ve en faydalıyı tercih etmek yerine; duygu ve dürtülerin etkisiyle resmin sadece bir bölümündeki kareyi dikkate alarak yanlış tercihlerde bulunmaktadır. Bu nedenle her alanda “bana göre” ci bir anlayış çoğalmış ve bir ya da iki değil onlarca hatta yüzlerce tercihin aynı anda var olmak istediği bir ortam oluşmuştur. İşte bu nedenle postmodernizmin yenidünya düzenindeki simgelerinden biri de tüm renklerin aynı anda bir arada olduğu “gökkuşağıdır”.
POSTMODERNİZMİN SİYASETE YANSIMASI
Postmodernizmin çoklu istek ve tercihten oluşan bir ortam oluşturması, siyaset sahnesinde yan yana resim çektirmesi bile asla düşünülemez zannedilen, düne kadar birbirlerine sayıp söven zıt görüş ve anlayışlı kişi ve grupları, menfaat gereği ittifak kurup kol kola gezer hale getirmiştir. Yani postmodernizm ülkemiz siyasetinde birçok farklı anlayışın bir arada yer aldığı tercih yapmaya kalkan için “ama” ile başlayan birçok soru işareti ve endişenin yer aldığı gökkuşağı meydana getirmiştir.
İNSANI ÜSTÜN KILAN ÖZELLİĞİ KULLANMA ZAMANI
Yazımızın başında insanı diğer varlıklardan üstün kılan en büyük özelliğin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştık. İşte bu seçim döneminde hazmedilmesi ve sineye çekilmesi çok zor olan bazı ayrıntılara rağmen, bir Müslüman olarak başta dini değerlerimiz ve dinin menfaatleri olmak üzere, ülkemiz, milletimiz ve geleceğimiz için insanın bu en önemli özelliği eşliğinde en doğru tercihte bulunabilmesi çok önemlidir. Bu nedenle tercih yaparken:
Önce ülkemizi gelecek yıllarda yönetmeye talip olan insanların geçmişte neler yaptığına, nasıl bir din ve dünya görüşüne sahip olduğuna, nasıl bir ülke ve millet istediğine bakılmalı,
Sonra ülkemizi şu an yöneten insanların, yönettiği süre içerisinde dini ve milli çıkarlar ve sosyal yaşam alanında nasıl bir yönetim sergilediği, verdiği sözleri ne ölçüde yerine getirebildiği, dini ve milli menfaatlerle toplumun yaşamsal alanındaki başarıları ve başarısızlıkları dikkate alınmalı,
Sonra da ülkemizi gelecek yıllarda yönetmeye talip olan insanların bu gün nasıl bir din ve dünya görüşüne sahip olduğuna ve gelecekte nasıl bir ülke ve millet istediğine bakılarak:
- Ülkemizde Allah’ın emir ve yasakları doğrultusunda en yaşanabilir bir toplum oluşmasına yönelik dînî imkân ve menfaatler için;
- Her Cuma günü Cuma namazında hutbede bizlere okunan “Muhakkak ki Allah adaleti emreder” emri mucibince her alanda adaletin tesis edilmesine katkı için;
- Ülkemizin güvenlik ve bağımsızlığına yönelik tüm tehditleri bertaraf etmeye yönelik milli menfaatler için;
- Ve yine ülkemizin her alanda huzur, güven ve refahının teminine yönelik yaşamsal menfaatlerimiz için;
* Alternatifler arasında Mutlak (kesin) doğru, iyi ve güzel olan varsa doğru, iyi ve güzel olanı,
* Alternatifler arasında doğrular birden fazla ise doğrular içerisinde en doğru olanı,
* Alternatifler arasında Mutlak (kesin) doğru, iyi ve güzel olan yok, hepsinin doğruları, iyi ve güzel yanları olmasına rağmen hepsinin yanlışı, kötü ve çirkin tarafı varsa doğruları, iyilikleri ve güzellikleri ağır basanı; yanlışlar içerisinde en az yanlışlısını, kötüler içerisinden en iyisini ve çirkinler içerisinde en az çirkin olanı tercih etmek gerekir.
***
Unutmayalım ki bazı İŞİD kafalı HARİCİ anlayışa sahip insanlar gibi, yaşadığı toplumun geleceği için bu kadar önem teşkil eden bir seçimde (mazeretsiz olarak) bilerek oy kullanmamak büyük bir vebal olduğu gibi,
Dini ve Milli menfaatlere yönelik var olan mevcut bilgi, tecrübe ve gerçekleri dikkate almadan ve görmezden gelerek, kesin bilmediği ve emin olamadığı hususlarda bilenlerle istişare etmeyip, sadece duygu , dürtü ve inat yüzünden yanlış tercihte bulunmak,
Ve İslam dininde yasaklanan kavmiyetçilik anlayışının günümüze bir yansıması olan, mensup olduğu grup ve cemaatin başına kimlerin getirdiği, kendisinin kim olduğu ve kime-neye hizmet ettiği belirsiz sözde liderlerinin telkinini “Emiru’l Mü’minin” emri görüp sorgulamadan hareket ederek yanlış tercihte bulunmakta büyük bir vebaldir.
***
Yazımızı Peygamberimiz (sav)’in duasına “AMİN” diyerek bitirelim:
“Allah’ım Sen bize hakkı (gerçek doğruyu) hak olarak göster ve ona uymayı nasip eyle. Batılı (yanlışı) da batıl olarak apaçık göster ve ondan kaçınıp uzak durmayı nasip eyle!”
AMÎN
Bir Sonraki Yazımızda Görüşebilmek Ümidiyle…
Şehabeddin Mahir TUNA
İlahiyatçı Yazar
sehabeddinmahir@gmail.com