31 Mart seçimleri akabinde,özellikle İstanbul için gerçekleşen “Milli irade hırsızlığı ve dolandırıcılığı” üzerine;2 Nisan 2019’da “HIRSIZIN BAŞINI BELAYA SOKANLAR” başlıklı bir makale yazmıştım.
****
Bu makalenin son paragrafını şöyle bitirdim: “Dolayısıyla bu beceriksiz ve acemice yapılan hırsızlığın baş sorumlusu Hükümet'tir. Cumhur İttifakının görevlileridir.Adam hırsız,kötü niyetli ve seçmen iradesine saygısız.Sen orada bostan korkuluğu musun?”
****
Oyların yeniden sayılması veya seçimin tekrarlanması söylemlerine karşı;beyinleri adeta mantar deposuna dönüşen ve sırtı kabarmış kediler gibi,istikrar ve güven ortamını “Gezi Olayları” benzeri bir dönemecin eşiğine getirmeye çalışan bir CHP ve onun acenteleri var.
****
CHP’yi çok iyi anlıyorum.Peki,tarzını ve üslubunu çirkefleştiren,dört mevsimi bir arada barındıran geleneksel Müslümanlara ne oluyor.Yukarıda belirttiğim gibi;Hükümeti ben de eleştirdim.Ama kardeşim,hırsızın hiç mi suçu yok?
****
On gündür hırsızlara,arsızlara toz kondurmuyorsunuz.Bu rezil gidişatı UTANMADAN meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz.Tamamen solun seyyar acentesi oldunuz.İmamın Oğluna karşı;adeta merhamet taklidi yapıyorsunuz.
****
Erdoğan nefreti ve hışmınızdan Allah hepimizi korusun.İdeallerinizi çile yumağı haline getirmekten utanmıyor musunuz?Öldükten sonra,yazılmaya değer bir hayat bırakmak var iken;bu kadar alçalmanızı anlamakta güçlük çekiyorum.Yıllardır sizleri uyarmaktan yoruldum.Ne diyeyim.Allah ıslah etsin.