İlk Kıblemizdir,Onurumuzdur,Namustur,İslam’ındır...

Semavi üç dine ev sahipliği yapan Kudüs’tür...

Büyük İsrail projesini hayata geçirmek için Arap Baharı ile devam ede gelen bir süreçte ABD Başkanı Trump'un aldığı Kudüs'ü Israil'in Başkenti yapma kararı tüm dünyada ve ülkemizde büyük bir tepki ve öfke ile karşılandı.

Bazen şer gibi görünen işler hayra vesile olur derler!

Unutmayalım Küfür tek millettir!

Ve bu (Haç ile Hilal) savaş bitmeyecek!

Alınan o kararla üzerinde ölü toprağı bulunan İslam Âlemi acaba Hilal’e doğruuyanır mı?

Liderler koltuk, makam ve zevk-ü sefa yaşamlarından vazgeçip, Allah yolunda onun rızası için güç birliğiyle mücadele etmenin farkına varabilirler mi?

Yıllardır Müslümanım diyen insanların,birbirlerine kırdırılması son bulur mu?

İslam Âleminin kukla devlet yöneticileri maalesef yıllardır uyutuluyor!

Gün bugün…

KUDÜS kararı inşallah İslam Âlemi için bir uyanış olur...

Yine bu ülkenin ve İslam Âleminincesur yürekli lideri en yüksek perdeden söylenmesi gerekenleri tüm dünyaya haykırdı…

İslam İş Birliği Teşkilatıülkemizde yapacağıtoplantıda, ümmetin selametiiçin, en sert kararları alıp, ürkmeden, tüm dünyaya açıkça ilan etmeli…

Trumpmu, Turpmu?Her kim ise,aldığı kararı kendi ülkesinde bile tepki ile karşılanırken,İslam Ülkeleri ve tüm dünyaca da yoksayılmalıdır.

Bir daha böyle kararların alınamaması için İslam Âleminin Ehli Sünnet yolunda birleşerek tek yürek haline gelmesi şarttır.

Kudüs onurumuzdur, namustur, islamındırdiyorsak,şimdi tam vakti!

Yoksa slogan atmaktan öteye gidilemeyecektir...

GEYVE ‘NİN TURİZM ATAĞI...

İlimizde Turizm denince aklımıza gelen ilçeler belli…

Bir anda Sapanca ve Karasu’yu sayarız…

Kaplıcalar ile Akyazı mecburen, Son dönemlerde sakin şehir Taraklı…

Yakın zamanda gördüğümüz ise Geyve  ilçemiz yöneticileri ve halkıile turizme ve tanıtıma inanmış…

Geyve Belediye Başkanı Murat Kaya ilçesini yetiştirdiği ürünler ile tanıtmanın büyük bir gayreti içerisinde…

Geçtiğimiz aylarda düzenlenen Ayva Festivali ile ciddi bir ivme kazandı…

İlçede yaşanan yapısal değişimlerde gün be gün ilçeyi farklı bir hale getiriyor.

Birçok Turizm fuarına katıldık ama buralarda Geyve’yi pek göremezdik…

Biz gidemedik ama Geyve Ayva ve Yöresel Ürünler ile İzmir’de düzenlenen Turizm Fuarına katılarak güzelde bir stant açmış gelen bilgiler öyle…

Başkan Murat Kaya’da yaptığı açıklamada; Standımızı kurduk. Geyve ilçemizin tarihi ve doğal güzelliklerini ve Geyve ilçemize ait yöresel ürünlerimizi 3 gün boyunca hem yerli hem de yabancı turistlere, ziyaretçilere tanıtacağız. Elhamdülillah yaptığımız çalışmalarla, faaliyetlerle, festivallerle Geyve’mizin adını dünyaya duyurduk, duyurmaya devam edeceğiz. Günlük, incir çekirdeğini bile doldurmayacak küçük işler, tartışmalardan uzak, geleceğe ışık tutacak ve her daim yenilenebilecek işlerle, projelerle başta Geyve’miz, bölgemiz, tüm Sakarya’mız tarımda ve turizmde hak ettiği değere kavuşacaktır. Böylelikle özellikle bölgemizde çiftçilik yapan kardeşlerimizin emeğinin tam karşılığını alacak ve ülkemizin katma değerine katkı sağlayacaktır. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. ’demiş…

Başkan tanıtım ve turizm ile ilçesine ve iline bir şeyler kazandıracağına inanmış …

Tebrikler Murat başkan…

ALİ BAŞAR, BAŞARACAK MI?

Başkan’a hayırlı olsun dileklerimizi ilettik…

Koltuğa oturdu…

Kurumları ziyarete de başladı.

Bu yapılanlar normal rutin işler…

Başkan olmadan, ismi açıklanınca bir talebimiz olmuştu…

Bu işi çözerse Ali Başkan çözer demiştik…

Rutin işler devam ederken ,Arifiye’nin dertleri ile de dertlenmek lazım…

İlçenin Yaz-Boz tahtasına dönen Milli Eğitim Müdürlüğü makamı hala boşta…

Bu konuda Ali Başar Başkanın yüksek perdeden ses vererek çözümü gerçekleştirmesini bekliyoruz.

İlçede sıkıntı sadece Milli Eğitim mi?

İlçenin birçok kurumu hala vekâleten idareciler ile yönetilmekte…

Çözüm için ciddi bir siyasi sorumluluk gerekiyor…

İlçe Halkının ısrar ile geri gelmesini talep ettiği ADARAY…

Bu gibi daha birçok mesele, bunlarında takipçisi olacağız…

Bakalım Ali Başkan Soyadı gibi,

Arifiye’nin dertlerine çözüm olup, başaracak mı?

ŞİMŞİRGİL HOCA GELİYOR

Adapazarı Belediyesinin Organizasyonu ile Dr. Ahmet Şimşirgil hoca veTRT‘nin başarılı Program Sunucularından Pelin 12 Aralık Salı günü 19.30’da gerçekleşecek olan “Osmanlı Neden Farklıydı?” konulu konferansı için ilimize geliyor.

Ahmet Şimşirgil hocayı uzun yıllardan beri takip ediyorum…

Onlarca eseri ve farklı bir tarih okuyuşu var…

Yaptığı programlar ve yazıları ile dikkatleri çekmeğe devam ediyor…

15 Temmuz sonrası Sakarya Demokrasi meydanında yapılan buluşmalara da katılarak bir konuşma yapmıştı.

Orhangazi Kültür Merkezinde gerçekleştirilecek olan programda Ahmet hocamızı yakından dinlemenizi ve programı kaçırmamanızı tavsiye ederim…

KISSADAN HİSSE

Yemen hükümdarı, oldukça cömert idi. İhsanları her yere yayılmasına rağmen, Hatim-i Tai’nin cömertliğinden bahsedilmesine tahammül edemez. Sarayında herkese büyük bir ziyafet verir. Zengin fakir herkes yer. Halkın, (Hükümdarın ziyafeti ne kadar muhteşem oldu, neredeyse Hatime yaklaştı) dediğini duyunca, Hatim sağ kaldıkça, cömertlikte birinci olmasına imkan olmadığını anlar, onu öldürtmeye karar verir. Çok güçlü bir genç bulup eline yirmi altın verir. İşi bitirince de, yirmi altın daha vereceğini söyler.

Genç, sora sora Tay kabilesine kadar gelir. Güler yüzlü, kendisi gibi yiğit bir gençle karşılaşır. Bu sevimli genç (Hoş geldin yiğit. Çok yorgun olduğun anlaşılıyor. Bu gece misafirim ol!) diyerek evine götürür. Gece, misafirine çok ikram ve ihsanda bulunur. Sabah olunca, misafir gitmek isteyince, birkaç gün daha kalmasını ısrar eder. Misafir der ki:

- Çok önemli bir işim var. Bir an önce gitmem gerekir.

İyilik ve hizmet etmekten zevk duyduğu anlaşılan ev sahibi der ki:

- İşin nedir, sana acaba bir yardımım dokunabilir mi?

- Ey asil kişi, sen çok cömertsin, iyilik seversin, senden sır çıkmayacağı belli. Hatim isimli birini arıyorum. Acaba tanıyor musun?

- Hatim ile ne işin var?

Misafir, niçin geldiğini anlatıp der ki:

- Bu işte bana yardımcı olman mümkün mü?

- Elbette mümkündür. Yalnız bu iş pek kolay olmaz. Dediklerime uyarsan tereyağından kıl çekmiş gibi zahmetsiz olur.

- Ne yapmam gerekir?

- Hatim de senin gibi yiğit biridir. Belki öldüremezsin. Ben sana onun yerini tarif edeyim. Ancak öldüremez de iş meydana çıkarsa, yerini söylediğim için beni öldürebilir. Bu bakımdan benim ellerimi, ayaklarımı bağla. Zorla söylettiğin anlaşılsın.

Misafir, ev sahibinin elini, kolunu, ayaklarını iyice bağladıktan sonra sorar:

- Hatim nerede?

- Hatim denilen kimse benim. Madem benim başım senin işine yarayacak, ne diye onu vermiyeyim? Misafirin arzusunu yerine getirmek, gönlünü etmek benim en büyük arzumdur. Hemen öldür, kimse duymadan buradan git!

Genç, neye uğradığını şaşırır. Hemen Hatimin ayaklarına kapanıp der ki:

- Sana gül yaprağı ile vuran kalleştir. N’olur beni bağışla!..

Genç, helalleşip oradan ayrılıp hükümdarın huzuruna çıkar. Olanları anlatır. Hükümdar da, iyiliksever, cömert olduğu için hatasını anlayıp (Taşıma su ile değirmen dönmez. Cömertlik mal ile değilmiş. Hatimin cömertliği yaratılışından, fıtratından, güzel huyundan ileri geliyormuş. Sen verilen görevi fazlasıyla yerine getirdin) diyerek yirmi yerine kırk altın verir.

PAZAR TEBESSÜMÜ

Adam doktorun karşısına oturdu.

- Durum çok vahim doktor bey, bir dakika önce olan her şeyi unutuveriyorum.

 - Peki niçin hatırlamaya çalışmıyorsun?

 - Neyi?

ÖZLÜ SÖZ

Yıkılasın İsrail enkazın göreyim,

Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.