19 Nisan 2024 | Cuma
Kadına Şiddet
2014-03-12 00:00:00
3841 OKUNMA
Hüseyin HARPUTOĞLU
Bu şiddetin sebeplerini araştırmak lazımdır. Nerden kaynaklanıyor. Hayvanlardan oluşan eşler arasında böyle bir şiddet ve kavga yoktur. Uyum içinde yaşıyorlar. Yavrularını bir birlerine yardımcı olarak büyütüyorlar. Kim verdi bunlara bu eğitimi? Ne ibretler vardır hayvanlarda düşüne bilenler için. Kadının kocasına karşı görevleri vardır. Kocanın da hanımına karşı görevleri vardır. Bu görevleri Allah (C.C) ve Resulü Hz. Muhammed (S.A.V) söylüyor. Cenabı Hak Kuran-ı Kerim de erkekler kadınlar üzerine amirdir buyuruyor. Siz kadınla erkeği eşit yapmaya kalkarsanız, Allah (C.C) bilemedi biz biliriz derseniz hem imanı bir tehlike hem de bu olaylarla karşı karşıya kalırsınız. Amir idareci asan, kesen değil adaleti uygulayan demektir.
Zulmetmeyendir. Kadına karşı erkeğin şiddet kullanması acizliktir. Kadının gücü nedir ki? Fakat bazı kadınlar da insanı canından bezdiriyor. Bunu da görmek lazımdır. Peygamberimiz (S.A.V) üç kişi sefere çıkarsanız birisini amir seçiniz buyuruyor. Elbette ailede de bir amir olacaktır. İki amir olursa anlaşma olmaz. Peygamberimiz (S.A.V) kızı Hz. Fatıma’yı Hz. Ali ile evlendirirken “ya Fatıma evin içindeki işler sana ait, ya Ali evin dışındaki işlerde sana aittir” buyurdular. Kadın erkek eşit yaptık, kadınlara çalışma hakkı getirdik diyorlar ama huzur getiremediler. Karşılarında şiddeti buldular. Boşanma, şiddet aldı başını gidiyor. Senede bir milyonun üzerinde evlilik yedi yüzün üzerinde boşanma oluyor. Bazen sulh yapmaya çalışıyoruz. Bir genç şunları söyledi. Hocam bende çalışıyorum eşimde akşam eve geliyoruz soba yanmıyor, çorba pişmemiş, buz gibi bir ev. Eşim diyor ki ya çorba pişir ya sobayı yak hayat ortak. Hiç birini de beceremiyorum. Yapamam deyince kavga başlıyor. Keşke çalışan hanım almasaydım diyor. Ne demişler parayla saadet olmaz. Kadınlara hürriyet getirdik diyorlar. Kadınları barlarda, pavyonlarda, soyup soğana çeviriyorlar. Hemen hemen her ticaret malının üzerine çıplak bir kadın resmini koyuyorlar. Kadını şehvet yüklü nazarlara hedef ederek sırtından para kazanıyorlar. Bu mudur hürriyet? Cennet anaların ayağı altındadır. Böyle annelerin mi? Kadının kocasına hizmeti, çocuklarına hizmeti ibadettir. Kocanın da hamına, çocuklarına bakması ibadettir. Onları en güzel şekilde yetiştirmek dinine, Kur’an-ı’na, vatanına bağlı evlatlar olarak yetiştirmek anne baba için hem dünyada huzur kaynağıdır, hem de ahirette böylece cenneti alada beraber olacaklar inşah.
Bu müjdeyi Allah (C.C) veriyor. Önce bu eğitimi vermek lazım, bu eğitim verilmezse aranılan huzuru bulmak zordur. Bazı kanuni önlemler alınıyor. Bunlardan bir tanesi de erkeğin evden uzaklaştırılmasıdır. Bu kanun şiddeti daha da çok arttırdı. Ölümlere sebep oldu ve oluyor da. Akyazı da evden uzaklaştırılan erkek bayramda gidip hanımını öldürdü. Yapılan araştırmalara göre Türkiye genelinde bunun sayısı yirmiyi geçti. Bu kanun kaldırılmalıdır. Biz de 70 senedir insan eğitimiyle ilgilenen bir din görevlisiyiz. Ölenleri din görevlilerine havale ediyorlar. Din görevlisi dirilere karışmaz mı? Kocasını dinlemeyen kadın, hocasını dinlemeyen kavim felah bulmaz. Bu mesele ile ilgili iki aile var. Yardım istiyorlar benden. Evden uzaklaştırılan erkeklerin ikisi de kayınvalidelerinden şikâyetçiler. Kızlarına ayrılacaksınız diyorlar. Bunlar ne biçin anne kızının yuvasını yıkıp çocukları sokağa terk ediyorlar. İnsan nefsinin esiri olursa ne merhamet duygusu kalır, nede gerçekleri düşünebilir. Her iki taraf için kayınvalide annedir. Kayınbaba da babadır. Bunlardan hangisi düşerse bakmak mecburiyeti vardır. Gelin diyor ki ben kaynanama kayınbabama bakmak zorunda değilim. Bunu değen gelin, oda yarın gelin almaya gidecek. İstediği gelinde aynı sözleri ona söyleyecek. Oda hizmete muhtaç olduğu zaman ona kim bakacak? İnsan bu ne yapacaksın? Onları, annelerimizi babalarımızı huzur evlerine mi bırakalım? Bu dünya etme bulma dünyasıdır. İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan da kötülük. Osmanlı annesi kızını kocaya verirken şu nasihati yapıyordu. Kızım kocana karşı görevlerin vardır. Bayin eve gelirken kapıda karşıla, elinde ne varsa al.
Onu oturttur. İhtiyaçlarını sor. Yemek mi, dinlenmek mi? Arzusunu yerine getirdikten sonra otur onunla muhabbet et. Beyin yorgun ve sıkıntılı olarak eve gelebilir. Onun ihtiyaçlarını karşılamada içeri girer girmez hemen saymaya başlama. Evden çıkarken de böyle kapıya kadar yolcu et. Mali durumunu gözet, mali durumuna göre ihtiyaçları söyle. Ağır tekliflerden sakın. Dahası da var şimdilik bu kadar. İşte eli öpülesi anneler, bu nasihatlerin uygulandığı evlerde şiddet ve kavga olur mu? Sivrisinekle mücadele yerine bataklığı kurutmak lazımdır. Cenabı haktan bütün ailelere huzurlu ve mutlu günler dilerim. Selam ve dua ile…
HÜSEYİN HARPUTOĞLU
Zulmetmeyendir. Kadına karşı erkeğin şiddet kullanması acizliktir. Kadının gücü nedir ki? Fakat bazı kadınlar da insanı canından bezdiriyor. Bunu da görmek lazımdır. Peygamberimiz (S.A.V) üç kişi sefere çıkarsanız birisini amir seçiniz buyuruyor. Elbette ailede de bir amir olacaktır. İki amir olursa anlaşma olmaz. Peygamberimiz (S.A.V) kızı Hz. Fatıma’yı Hz. Ali ile evlendirirken “ya Fatıma evin içindeki işler sana ait, ya Ali evin dışındaki işlerde sana aittir” buyurdular. Kadın erkek eşit yaptık, kadınlara çalışma hakkı getirdik diyorlar ama huzur getiremediler. Karşılarında şiddeti buldular. Boşanma, şiddet aldı başını gidiyor. Senede bir milyonun üzerinde evlilik yedi yüzün üzerinde boşanma oluyor. Bazen sulh yapmaya çalışıyoruz. Bir genç şunları söyledi. Hocam bende çalışıyorum eşimde akşam eve geliyoruz soba yanmıyor, çorba pişmemiş, buz gibi bir ev. Eşim diyor ki ya çorba pişir ya sobayı yak hayat ortak. Hiç birini de beceremiyorum. Yapamam deyince kavga başlıyor. Keşke çalışan hanım almasaydım diyor. Ne demişler parayla saadet olmaz. Kadınlara hürriyet getirdik diyorlar. Kadınları barlarda, pavyonlarda, soyup soğana çeviriyorlar. Hemen hemen her ticaret malının üzerine çıplak bir kadın resmini koyuyorlar. Kadını şehvet yüklü nazarlara hedef ederek sırtından para kazanıyorlar. Bu mudur hürriyet? Cennet anaların ayağı altındadır. Böyle annelerin mi? Kadının kocasına hizmeti, çocuklarına hizmeti ibadettir. Kocanın da hamına, çocuklarına bakması ibadettir. Onları en güzel şekilde yetiştirmek dinine, Kur’an-ı’na, vatanına bağlı evlatlar olarak yetiştirmek anne baba için hem dünyada huzur kaynağıdır, hem de ahirette böylece cenneti alada beraber olacaklar inşah.
Bu müjdeyi Allah (C.C) veriyor. Önce bu eğitimi vermek lazım, bu eğitim verilmezse aranılan huzuru bulmak zordur. Bazı kanuni önlemler alınıyor. Bunlardan bir tanesi de erkeğin evden uzaklaştırılmasıdır. Bu kanun şiddeti daha da çok arttırdı. Ölümlere sebep oldu ve oluyor da. Akyazı da evden uzaklaştırılan erkek bayramda gidip hanımını öldürdü. Yapılan araştırmalara göre Türkiye genelinde bunun sayısı yirmiyi geçti. Bu kanun kaldırılmalıdır. Biz de 70 senedir insan eğitimiyle ilgilenen bir din görevlisiyiz. Ölenleri din görevlilerine havale ediyorlar. Din görevlisi dirilere karışmaz mı? Kocasını dinlemeyen kadın, hocasını dinlemeyen kavim felah bulmaz. Bu mesele ile ilgili iki aile var. Yardım istiyorlar benden. Evden uzaklaştırılan erkeklerin ikisi de kayınvalidelerinden şikâyetçiler. Kızlarına ayrılacaksınız diyorlar. Bunlar ne biçin anne kızının yuvasını yıkıp çocukları sokağa terk ediyorlar. İnsan nefsinin esiri olursa ne merhamet duygusu kalır, nede gerçekleri düşünebilir. Her iki taraf için kayınvalide annedir. Kayınbaba da babadır. Bunlardan hangisi düşerse bakmak mecburiyeti vardır. Gelin diyor ki ben kaynanama kayınbabama bakmak zorunda değilim. Bunu değen gelin, oda yarın gelin almaya gidecek. İstediği gelinde aynı sözleri ona söyleyecek. Oda hizmete muhtaç olduğu zaman ona kim bakacak? İnsan bu ne yapacaksın? Onları, annelerimizi babalarımızı huzur evlerine mi bırakalım? Bu dünya etme bulma dünyasıdır. İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan da kötülük. Osmanlı annesi kızını kocaya verirken şu nasihati yapıyordu. Kızım kocana karşı görevlerin vardır. Bayin eve gelirken kapıda karşıla, elinde ne varsa al.
Onu oturttur. İhtiyaçlarını sor. Yemek mi, dinlenmek mi? Arzusunu yerine getirdikten sonra otur onunla muhabbet et. Beyin yorgun ve sıkıntılı olarak eve gelebilir. Onun ihtiyaçlarını karşılamada içeri girer girmez hemen saymaya başlama. Evden çıkarken de böyle kapıya kadar yolcu et. Mali durumunu gözet, mali durumuna göre ihtiyaçları söyle. Ağır tekliflerden sakın. Dahası da var şimdilik bu kadar. İşte eli öpülesi anneler, bu nasihatlerin uygulandığı evlerde şiddet ve kavga olur mu? Sivrisinekle mücadele yerine bataklığı kurutmak lazımdır. Cenabı haktan bütün ailelere huzurlu ve mutlu günler dilerim. Selam ve dua ile…
HÜSEYİN HARPUTOĞLU
YORUM YAZ
Diğer Yazıları
1 / 15
YAZARLARIMIZ
EN ÇOK OKUNANLAR
EN ÇOK YORUMLANANLAR
AKYAZI HABER
Arşiv Haber Arama
SAYFALAR
© 2006 - 2021 tüm hakları saklıdır. Yazılı izin olmaksızın yeniden yayımı suç teşkil eder.