Faiz, yüksek döviz kuru ve enflasyonla mücadele yöntemleri konulu yazıma noktayı koymuş olacağım. Hükumetlerin dolaysı ile de maliye banaklığı-merkez bankasının yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki artış ve faizle mücadele konusunda sayısız miktarda müdahale yöntemleri mevcuttur. Asıl mesele bu konuyu dert edinip, bu sorunları gerçekten çözmek isteyip istememektedir.
Bu yazımda sizlere karışık meseleler hakkında da görüşlerimi aktarmaya çalışacağım için bir miktar uzayabilir şimdiden hakkınızı helal edin. Enflasyonu ortadan kaldırmanın en etkin yolu her alanda üretimi desteklemek teşvik etmek dedik, sonra ikinci yol olarak, taciri daha fazla kazanmak ve daha fazla yatırım yapmayı özendirecek şekilde vergi oranlarını düşürerek onu teşvik etmek olarak belirtmiştik.
Biz vergiler düşürülsün derken her gün yeni bir çeşit vergi türü, ek vergiler ve vergi oranlarında artış haberleri duymaktayız. En kabul edemediğim meselelerden biri de budur. Hükumetlerin kendi hatalı karar ve yönetimlerinin faturasını halka kesmek istemeleridir. Siz üretmediğiniz için halk tüketmesin istiyorsunuz. Mesela 2-3 yıl önce daire satın alınan bedel ile şimdilerde ancak bir cep telefonu satın alabilmektesiniz. Demek istenen o ki, asgari ücretle geçinen vatandaşım ıphone almayacak, ıphonu üst gelir düzeyine sahip insanlar alacak. Öte yandan akaryakıta, yollara zam üstüne zam yağıyor, peki bu yollar neden yapıldı diye sormazlar mı? Bugün okuduğum bir haberde milletvekillerinin emeklilik maaşına 14000 tl zam yapılmış ve yeni maaş 69000 tl olmuş. Hadi buyrun, emeklilerin maaşı 8000 tl ev kirası 2-4000 tl arasında o da minm. Elektrik, su ve doğal gazı da eklediğinizde emekli vatandaşınıza bu maaşla geçineceksin derken emekli millet vekillerine onun yaklaşık on katını vereceksin.
öte yandan madem cari açığı, talep kaynaklı enflasyonu durdurmak için hayatı pahallı hale getirerek, halkın tüketimini kısmak istiyorsunuz, neden spor da yapılmakta olan tek taraflı harcamalar için de benzer bir kanun çıkartmıyorsunuz? Merak edip internette araştırdım bir spor gazetesinde yer alan habere göre , 5 kulübün 10 yıllık (2023 yılı hariç) transfer harcamaları 942 milyon euro. Sadece futbol için ve sadece 5 kulübün harcama tutarı, diğer takımların, alt liglerin ve diğer spor dalları için yapılan transfer harcamaları hariç. Şimdi sormazlar mı? Vatandaşın zaruri ihtiyaçlarına kısıtlama getirerek cari açığı, enflasyonu durdurmak isterken, neden kulüp yöneticilerine de uluslararası başarı elde edemeyene gelecek yıl yabancı sporcu transfer hakkı verilmeyecektir denilemez, neden? Bu harcamaların cari açığa etkisi yok mu?
Hükumetler ve siyaset mazeret üretme, suçluyu vatandaşa gösterme, şikayet etme yeri değil bilakis sorunları tespit edip, biran evvel çözme yeridir. Suçların işlenmesinin önüne geçecek kanunları vatandaş değil siyasiler yapacaktır. Suçlu varsa onu en ağır şekilde cezalandıracak organ bellidir.
Daha önceki yazılarımda da değinmiştim. Bu ülke de bakan olmuş kişinin yapacağı ilk iş, bakanlığının sorumluluğuna giren meselelerde mevcut kanunlarda eksik, hata kusur, açık var mı? Varsa bunları derhal giderip, kalıcı düzenlemeler yaparak kalan zamanlarını gerçek işlerini yapmakla meşgul olmalıdırlar.
Ve yine daha önce yazdığım gibi, ben maliye bakanı olsam, riski üzerimden atacak şu adımı atardım. Benim de göremediğim ve veya yanlış tercihlerim olabilir. Bu ülkeyi seven dünya da kim varsa onlara açık davet yapardım ve şöyle derdim: “ülkemizin ekonomik sorunlarını tespit edip, çözüme yönelik önerilerinizi dinlemek üzere sizleri şu gün şu tarihte yapılacak milli ekonomi toplantısına davet ediyorum” derdim. Buna ülke içinden dışından, muhalefetinden ittifak kurduğum siyasi parti liderlerine kadar, herkesi ama herkesi davet ederdim. Ülke hepimizin ülkesi. Kendi şahsi mallarımız hakkında tasarruf hakkı şahsa aittir amma milli meselelerde şahsi, fevri kararlar almak bence doğru bir davranış, yöntem değildir. Bunu sporda milli takım teknik direktörleri yapıyor da bakanlar neden yapmasın.
Yazacak çok şey var lakin meseleyi fazla uzatıp sizleri de sıkmak istemiyorum. Piyasalara dair beklentimi birkaç cümle ile özetleyip yazımı sonlandırmak istiyorum. Bir itirafta bulunmadan geçemeyeceğim. İtiraf etmeliyim ki; ben 2023 genel seçimler sonrası mevcut hükumetin kazanımı ile bu güne kadar savunma sanayi, yollar, hastahaneler için yapılan çalışmalar bu yıldan sonra vatandaşın refahını artıracak, güvenle yaşamasına imkan sunacak, üretimden, adalete, sağlıktan eğitime kadar her alanda milli seferberlik ilan edilecek, yasal düzenlemeler ile benim ülkemde artık kimse eşkıyalık, dolandırıcılık yapamayacak, vatandaşın alım gücü yükseltilecek diye ümit etmiştim. Taki maliye bakanının görev tesliminde yaptığı o ilk açıklamaları duyana ve sonrasındaki icraatlarını görene kadar. Umarım ben yanılmış olurum.
Döviz kurunu yükselterek ülke para biriminizi değersizleştirerek yapacağınız ihracat ile elde edeceğiniz gelir size bir değer katmayacaktır. Bir seminerde konuşmacı şöyle demişti; “doların kurunun ne olacağını benzin fiyatlarına bakarak anlayabilirsiniz” umarım bu kural her zaman için geçerli olmaz. çünkü şuan benzin 34-35 tl bu söze göre dolar da 34-35 tl olabilir aman Allah korusun diyelim. Bir ülke düşünün, hemen her yerde, döviz, borsa, bitcoin ve inşaat konuşuluyor siz o ülkede nasıl bir ekonomi hayal edersiniz? Yorumu size bırakıyorum.
Piyasalara gelince, mevcut bu politika ile döviz düşmez kimsenin de dövizin düşmesini ister gibi bir derdi yok. Ancak bu kuru çıkartanlar düşürür o da bu işten ciddi kazanç elde etmek için. Ben hala dolarda 27-28; euro da 30-31 gibi seviyelerden (buraları görür ya da görmez) bir müdahale bekliyorum. Düşüşlerde yatırım için dövizi değil altın ve veya gümüşü tercih edin derim. Topraklarınıza sahip çıkın, bir daire fazla almak uğruna betonlaştırılmasına izin vermeyin. Sonra ahı sizi bizi fena tutar. Bahçelerinizi boş saklamayın. Tembellikten kurtulun, ne gerek var daha ucuza pazardan alırım demek yerine kendiniz ve ailenize kendi doğal ürettiklerinizi tükettirin.
Burada yer alan görüş ve öneriler bir yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp tamamen şahsi görüşlerimi içermektedir. Bir sonraki yazıma görüşmek dileği ile sürçü lisan ettik ise affola...