Levent SERDAR
Kelimeleri çalarlar, sonra cümleleri. Okuma yazmaları yoktur ama edebiyat profesörü edasıyla konuşurlar.
Yüzme bilmeyen çocuklar gibidirler. Büyük davalar; okyanuslarda kasırgalarla mücadele etmeye benzer. Oysa onlar; Diz boyunu aşmayacak sularda yüzüyormuş gibi yaparlar.
Fikirleri yoktur. Duydukları deyimleri kendilerine aitmiş gibi kullanırlar. Dürüst ve ahlaklı görünürler ama aslında hırsızdırlar. Papağan gibidirler aynı sözleri tekrarlarlar.
Yüzünüze gelip konuşacak ne yürekleri vardır, ne de bilgileri.
Her devrin adamıdırlar ne duruşları vardır, ne de ilkeleri.
Bencilikleri saklıdır, kendi kibirlerini, sizin kibirlerinize dikkat çekerek gizlerler. Başkalarını zan altında bıraktığınızı söylerken aslında sizi zan altında bırakırlar.
İnsan ne zaman kendini müstesna sanır, işte o zaman yanılır. Ne zaman acziyetini farkeder, işte o zaman hakikate yaklaşır.
Makama, servete, etrafındaki kalabalığa göre kişilere davranışlarını belirlerler. Eğer zayıfsanız yada yoksul, sizleri hor görürler. Zengin yada statü sahibiyseniz sizi önemserler ama içlerinden çekemezler. Hasedcidirler.
Zaten asıl onların sizi önemsemesi bir zulümdür. İktidar sahiplerinin cehennem körükçüleri gibidirler. Onlara sevimli gözükmek için gerçekleri gizlerler. Dalkavukturlar.
Onlara bakarak inancını yitirmemelisin.Bu Cemaate kızıp camiyi terketmeye yada Müridlere bakıp arkasında durduğun Hoca'yı yermeye benzer. Cemaat camiyi terketse, sen tek başına kalsan da gitmelisin. Liderin davasından dönse bile sen, inandığın yoldan dönmemelisin. Bu dirayeti gösteremezsen, onlardan bir farkın kalmaz.