Allah Teâlâ tarafından hürmete layık aylardan biri olarak belirtilen Muharrem ayını Peygamberimiz (s.a.s.), "Allah'ın ayı" olarak nitelendirmiş ve Ramazan orucundan sonra en faziletli orucun bu ayda tutulan oruç olduğunu ifade etmiştir. Muharrem, hicri yılın da ilk ayıdır. İslam tarihi açısından bir milat ve insanlık açısından büyük manalar ihtiva eden hicret bu ayda gerçekleşmiştir. Muharrem ayının onuncu günü de tarihimizde ve hafızalarımızda derin bir hüzün ile yer eden Âşûrâ günüdür.
Bu elim günde, Sevgili Peygamberimizin torunu ve Hz. Ali ile Hz. Fatima'nın gözünün nuru olan Hz. Hüseyin Efendimiz, yanında bulunan yetmişten fazla Müslüman ile birlikte Kerbelâ'da şehit edilmiştir. Kerbelâ, Allah ve Resûlü'ne iman edip, Ehl-i Beyt sevgisini gönüllerine nakşedenlerin ortak acısıdır. Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenler, istisnasız bütün Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmuşlardır. Kerbelâ'yı doğru okuyup anlamalı, ondan dersler çıkarmalıyız.
Hz. Peygamber 12 yıl boyunca tüm gayretlerine rağmen Mekke'de Müslümanlar hakim duruma gelememişti. Üstelik müşrikler her türlü baskı ve şiddet uygulamak suretiyle ilk Müslümanlar için Mekke'yi yaşanmaz hale getirmişler, bunun sonucunda Mekke'de yaşayan Müslümanlar yurtlarını terk ederek hicret etmek zorunda kalmışlardır.
Hicret, sadece Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi değil, aynı zamanda, İslamiyet'in cihana açılması, son ve hak dinin ilahi vahiyle müesseseleşmesi, Müslümanların devletleşmesi, sevgi, kardeşlik duygularının, insan hak ve hürriyetlerinin tohumunun atılmasıdır. Bu önemine binaen, Hz. Peygamber'in hicret ettiği yıl "Hicri Takvim" için başlangıç kabul edilmiştir.
Rabbim, selametle, afiyetle nice yıllara kavuşmayı nasip etsin. Amin.