İş başına gelen hükümetlerin ilk icraatları eldeki kayıtlı mükelleflerin birikimlerini almak olmuştur. Bunu da genellikle en basit ve cebri yol olan, vergi alma ile yapmıştır. Ya yeni vergiler çıkararak ya da mevcut vergilerin oranlarını artırarak. Sanki bu milletin makûs kaderidir Çitçi, köylü olarak hayat merhaba deyip hayata gözünü yummak. Bu millet, batılı insanlar gibi iyi arabaya binmeyecek, lüks evde oturmayacak, refah seviyesini yükseltmeyecek, zengin olmayacak mı? Buna hakkı yok mu? Bu denli para kazanıyorsa lüks yaşamak yerine devletine vergi verecek değil mi?
Örneğin, şuan beyan döneminde ve ilk taksitlerinin ödendiği ay içerisinde olduğumuz GMSİ diye bilinen kira gelirleri elde edenlerin ödeyecekleri vergi var. Düşünün ki, bir vatandaş 300 000 tl ye arsa alacak, buna inşaat yapana kadar emlak vergisi ödeyecek. Sonra inşaat yaparken sigorta, malzemeler için kdv, ruhsat, iskân için bedel vb… bir sürü farklı adlar altında devlete vergi ödeyerek 300 000 tl de bu şekilde masraf ederek binasını tamamlamış olduğunu varsayalım. Oh şimdi yatırımın karşılığını alacak safhaya geldim derken. Maliyeden bir yazı:” her açıdan takiptesiniz sakın eksik beyan vermeyin, hele hiç beyan vermezseniz yanarsınız” mesajı. İyide Allah aşkına bu bir yatırım değil mi? Müsaade et adam yatırdığı bedeli bir alsında sonra alacakları kiralardan sen vergi alsan daha hak ve vicdana uygun olmaz mı? Sonra bu binaya yatırılan 600 000 tl ile bitmiyor ki kapısı, mutfak dolabı, yer döşemeleri vs vs. bunlar yapılmadan bu menkulden kira nasıl alsın. Bütün bunları gider olarak kayıt edemiyor. Gideler seçmeli, boya, sigorta vb. oda tamamını değil bir oran sonrası çıkan kadarını gide olarak düşebiliyorsunuz toplam kira gelirinizden. Bu nasıl mantıktır. Sen böyle yaparsan tabiî ki vatandaş vergi kaçırır tabiî ki beyanname vermez. Eğer, olayı yatırım gözü ile değerlendirerek en azından yatırılan bedelin tahsili süresince vergiden muaf tutar ya da çok cüzi bir oran da vergi almak istesen herkes de gelirini tam olarak göstermekten kaçınmaz. Burada devlet dürüst vatandaş hırsız gibi gösterilmekte ama asıl suç suça zemin hazırlayandadır bizce.
Esnaf açısından da aynı şekilde, yemek harcamalarınızı gider gösteremezsiniz, gider kalemleriniz belirli ve sınırlıdır. Sanki bu kişi uzaydan gelen para ile yaşamını sürdürmekte. El insaf. Evini geçindirmek için yaptığı her harcama için zaten kdv ödüyor. Evi için yapılan harcama nasıl olurda gider kabul edilmez. Bu mantıkla bakarsanız kimse araba alamaz kimse ev alamaz, kimse çocuğunu iyi şartlarda okutamaz. Devlet eline almış cebri uygulama kozunu istersen ödeme. Ama bilinmeli ki, bu dünyada cebri yolla, korku ile rıza dışı alınanların hesabını mahşerde vermek bu kadar kolay olmayacaktır. İdarecilik kolay değil, eğer siyaset yapacaksan halka hizmetin hakka hizmet olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarmayacaksın. Halka eziyet hakka karşı koymak olmuyor mu?
Son olarak, vergi alınmasına karşı değiliz biz vatandaşın fazla kazanmasına karşı olan politikalara karşıyız. Makul ve kabul edilir, hayata uygulanabilir oranda belirlenen vergiyi vatan borcu sayarız. Asırladır vergi dışında gelir kalemi oluşturamayan hükümetlerin tek gelir kaynağı vergi olmuştur. Batıdaki vergileri örnek gösterirler kimi zaman. Bende sorarım onlara, evet belki daha çok vergi alınıyordur batılı ülkelerde. Sen o ülkelerin vatandaşlarına sunduğu olanağın kaçta kaçını sunabiliyorsun. Orada herkesin hemen hemen arabası güzelde bir evi var yetmezmiş gibi gelecek kaygısıda yok. Orada 10 000-20 000 tl ye son derece kaliteli bir araç alabilirken bu rakamlarla ülkemde ne gibi özelliklerde araç alabilirsiniz bir düşünün. Küçük esnafı ortadan kaldırmakla kimsenin eline bir şey geçmez bugün batılı ülkeler bile küçük esnafı hayata geçirmeye çalışıyorken…
Küçük esnaf bu ülkenin can damarıdır unutlumamalı…
Vergi konusunda yazacak çok şey var ancak, biz şimdilik kira geliri ve esnaf açısından kısaca değinmiş olduk. Bir sonraki konumuz ise özelleştirmeler ve sonrası hakkında görüşlerimizi aktarmaya çalışacağız. Bu arada şunu da belirtmek isterim ki, bu eleştiriler bugün için olduğu gibi bundan önceki hükümetleri de kapsamaktadır.
şunu yazmayı unutmuşum. malum yeni kira gelirlerine ilişkin düzenleme ile zengindeo lsanız ihtiyaç sahibi kayın valideniz yada birinci derece akrabanıza bedelsiz dairenizi veremiyorsunuz. siz kira lamsanızda devlet kabul etmiyor ben kira almışsın gibi vergimi alırım diyor bizim hangi örf ananemize uyuyor bu yasa söyleyen olur mu
ne yapsın vatandaş vermesek iş yaptırmıyolar söylediklerinde cok haklısın ama malesef baska caremiz yok.
insanları kene gibi emen bir zihniyete hala evet diyenler yüzünden ülkemizden 50 milyondan fazla vatandaş insanca yaşamın sınırı altında yaşamaktadır ülkemizde 5 milyon zengin vardır ve bu 5 milyon zengini 50 milyon gariban vatandaş bakmaktadır cogu hükümet zenginden yana calışmışstır bu bir gercektir insanlarımızı ne güldürüyorlar ne oldürüyorlar ayakta tutmalarının sebebi ise bu ne olsun ne gülsün kazandıgını ya devlete yada zengine versin.benim vatandaşım hacı murat binemezken zengin haftada bir 4*4 biner ve krar gibi yaşar.pekala neden bu adaletsizlik var neden buna bir care düşünülmüyor.ülkemizi yöneten adalet ve kalkınma partisi adından anlaşıldıgı gibi ama malesef ne adalet var nede kalkınma yazık benim vatandaşıma yazık cok acı