2002 -2003 yıllarında Dünya Şampiyonası’nda yarışmayı çok istediğini belirten Sofuoğlu, şampiyon olduktan sonra Türkiye’yi temsil etmenin sorumluluğunu üzerine aldığını belirten Sofuoğlu, "Ne zaman ki 2007 yılında Dünya Şampiyonu olmaya başardım ve orada tek isim oldum artık bu bir görev gibi olmaya başladı. Milli sporcu olduğumu anladım. Devlet tarafından değer verildiğini ve tanınmaya başlandım. Türk bayrağını dalgalandıran tek sporcu olarak kendimi vazifelendirilmiş asker gibi hissettim. Bunu devam ettirmem gerekirdi." dedi.

Gençlik Ve Spor Bakanlığı tarafından başarılı sporcuların hayat hikâyelerinin paylaşıldığı ‘Hayerin Tecrübe ile Buluşması’ konulu panelin konuğu Dünya Şampiyonu ünlü motosikletçi Kenan Sofuoğlu oldu.

Bakanlık Toplantı Salonu’nda lise öğrencileriyle bir araya gelen ünlü motosikletçi, Dünya Şampiyonası’na giden yolda yaşadığı tecrübeleri paylaştı. Türkiye’deki imkânların yeterli olmaması nedeniyle Almanya’da hazırlandığını söyleyen Sofuoğlu, bu arada ailesinde yaşadığı kayıplar nedeniyle zor dönemler geçirdiğini anlattı.

Sofuoğlu, "Ilk Almanya’da Avrupa Şampiyonasını kazandıktan 15 gün sonra ağabeyim Bahattin vefat etti. Kaybımız bizi çok etkiledi; ama Türkiye’de Sinan ağabeyim vardı. Hem annem hem babam ve hem de bizim işlerimizle ilgilenecek bir ağabeyim vardı. Onun olmasıyla bu yola devam etmeye karar verdim. Önümde bir Dünya Şampiyonası vardı. 2007 yılında Dünya Şampiyonu olduktan sonra 2008 yılında Sinan Ağabeyimi kaybettim. O sene Dünya Şampiyonası’nda 18’inciliğe kadar geriledim. O zaman artık amacımıza ulaştık bırakalım dedim. Çok düşündüm. Annem özellikle ‘Bırak bu işi.’ diye baskı yapıyordu. Tek destekçim babamdı. Çünkü çok isteyerek ve çok mücadele vererek Dünya Şampiyonu seviyesine çıkmıştım. O yoluma devam etmemi sağladı." diye konuştu.

"ŞAMPIYON OLDUĞUMDA 'MILLI SPORCU' OLDUĞUMU ANLADIM"

Motosiklet yarışlarında başarılar elde ettikçe Dünya Şampiyonası’nda yarışma isteğinin arttığını söyleyen ünlü motosikletçi, 2007 yılında Dünya Şampiyonu olduktan sonra devam eden yıllarda alınan başarılarla bu işin milli bir görev olduğunu anladığını ifade etti.

Sofuoğlu, "Milli sporcu olduğumu anladım. Devlet tarafından değer verildiğini ve tanınmaya başlandım. Türk bayrağını dalgalandıran tek sporcu olarak kendimi vazifelendirilmiş asker gibi hissettim. Bunu devam ettirmem gerekirdi. Devam etmeye karar verdim. 2009 yılında tekrar başarı gelmeye başladı. 2010 yılında Dünya Şampiyonluğu geldi. 2011 yılında babamı kaybettim. Artık annemin yanında olacak kimse kalmadı. Annem de “Devam etmek istiyorsan devam et." ifadelerini kullandı.

"NE YAPARSANIZ YAPIN BAŞARILI OLUN"

Şampiyonluğa giden yolda en önemli etkenin başarılı olmaktan geçtiğini ifade eden ünlü motosikletçi, "Ne yaparsanız yapın ama başarılı olun. Başarılı olmak için zaten belirli şartlar vardı. Ne yaparsanız yapın hiçbir zaman vazgeçmemek gerekiyor. Ben bu yolculuğumda yüzlerce kez valizimi topladım ve yapamayacağım ben bu işi dedim. Ama bir şeyler oldu. Sebepler oldu. Ben istemesem de bazı şeyler beni tekrar çekti. Çünkü gönülden bu işi istiyordum." dedi.

"KARIYERIMI 54 NUMARA ILE BITIRECEĞIM"

Yarışlarda kullandığı 54 numarasının hikayesini anlatan Sofuoğlu, dünya şampiyonlarına verilen 1 numarayı reddederek kariyerinin sonuna kadar 54 numara ile yarışacağını söyledi.

Sofuoğlu şöyle devam etti: "Her iki rahmetli ağabeyimin de yarışa başladığı numaradır. Onlar Sakarya diye 54’ü kullanıyordu. Ben hem Sakarya hem de ağabeylerimin numarası diye kullanıyordum. Yarışmaya başladığımdan beri 54’ü kullanıyorum. Dünya Şampiyonu olduğunuzda 1 numarayı kullanma hakkına sahip oluyorsunuz. O sizin dünyada 1 numara olduğunuzu gösterir. Ama ben şampiyon olduğum yıllarda hem 54’le başladım ve kariyerimi bununla bitireceğim."

"ÖRNEK ALDIĞIM TEK INSAN FATIH SULTAN MEHMET"

Motosiklet camiasında örnek aldığı bir kişi olmadığını söyleyen Sofuoğlu, genç yaşta elde ettiği başarıları Fatih Sultan Mehmet’in hayatının kendisine örnek olduğunu dile getirdi. Sofuoğlu, şöyle devam etti: "Ben Türkiye’den çıktım ve Dünya Şampiyonluğu’na ulaştım. Öyle bir çıkış yaptım ki Avrupa’da yarışan ilk ve tek kişiyim. Halen daha öyleyim. Çektiğim zorlukları şuan motor sporları tarihinde başka birinin çektiğini düşünmüyorum. Örnek alınacak bir insan varsa o da Fatih Sultan Mehmet’ti. 20 yaşında Istanbul’u fethetti. Ben de 21 yaşında Dünya Şampiyonu oldum."