Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Adapazarı'nda sokaktan toplanılan hayvanların farklı yöntemlerle öldürülerek izinsiz şekilde gömüldüğü iddialarına ilişkin suç duyurusunda bulundu.

 

Adapazarı Belediyesi'nin Dağdibi Mahallesi'nde bulunan hayvan barınağında hayvanların canlı canlı gömülmeye götürüldüğü iddialarına ilişkin görüntülerin ortaya çıkması sonrası sosyal medya ayağa kalkmıştı.

 

Tepkiler üzerine Vali Kaldırım'ın talimatıyla başlatılan soruşturmada belediyenin çevre koruma ve kontrol müdürü açığa alındı. Müdürlükte görevli veteriner hekim ve ilgili personel görevden uzaklaştırıldı.

 

HAYTAP Adapazarı'nda sokaktan toplanılan hayvanların farklı yöntemlerle öldürülerek izinsiz şekilde gömüldüğü iddialarına ilişkin dosyayı Av. Ahmet Kemal Şenpolat ve Av. Gökmen Avcı savcılığa vererek suç duyurusunda bulundu.

 

Suç duyurusunda Adapazarı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünden sorumlu başkan yardımcısı, Adapazarı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü, Adapazarı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü Veteriner İşleri Birimi Başkanı ile tahkikat sonucu tespit edilecek olan diğer kişiler hakkında şikayetçi olundu.

 

Suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi; "

 

Adapazarı Belediyesi, ihbar üzerine sokak hayvanlarını toplayıp sözde hayvan barınağına götürmektedir.

 

Sosyal medyada, yerel ve ulusal basın yayın organlarında yayılan haberler, fotoğraflar, videolar dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Videoların çözümünün yapılmasını talep ediyoruz.

 

Ekte sunduğumuz videolardan da açıkça görüleceği üzere sokaktan toplanılan hayvanların farklı yöntemlerle öldürülmek suretiyle izinsiz şekilde gömüldüğü açıktır. Gömülen yer Adapazarı Belediyesi’nin Hayvan Barınağı’nın 20-25 metre kadar ilerisinde olup, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı tarafından izinli hayvan defin yapılması gereken yerler olup olmadığının soruşturmasını talep ediyoruz.

 

Tahkikat yapıldığında hayvanların defin edildiği yerlerin yasal olarak da Tarım ve Orman Bakanlığı izinli yerler olmadığı ortaya çıkacaktır. Ayrıca defin edilen hayvanlar üzerinde inceleme yapılarak ölüm sebeplerinin tespitini talep ediyoruz. Hangi iğneyle veya hangi usulle katledildikleri ve durumun vahameti, görevlilerin kastı bu inceleme sonucunda ortaya çıkacaktır.

 

Tüm deliller ve videodaki belediye görevlilerinin ikrarı olayın toplu ve organize şekilde kanunlara ve genelgelere aykırı olarak Adapazarı Belediyesi eliyle bizzat yapıldığını ortaya koymaktadır.

 

İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 10.07.2020 tarih 23635644-249-E.11172 sayılı Hayvanların Korunması konulu yazısını ekte sunuyoruz. Ayrıca İçişleri Bakanlığı’nca tüm valilik ve belediyelere talimat olarak gönderilen B.050.ÖKM.0000011-12/410 sayılı 26/02/2003 tarihli “kısırlaştır-aşılat-yaşat” genelgesine aykırı davranmıştır. Bu nedenle açıkça TCK’nın 257/2. Maddesi uyarınca görevi ihmal suçu oluşmuş ve memur üstünün yasaya uygun verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadığı halde yapmamıştır.

 

Dosya içinde bulunan videolar, olay anında çekilen görüntüler ve tanıklar durumun kim tarafından yapıldığını ispat etmektedir. Ortada açıkça Türk Ceza Kanununa göre görevi ihmal suçu oluşmuştur. İçişleri Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu genelgeler ihlal edilmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığınızca resmen dava açılmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur. Yerel yönetim, bakanlık tarafından çıkarılan genelgelere aykırı hareket etmiştir.

 

Belediye sahipsiz hayvanları katletmekle insan sağlığı için mücadele ettiğini düşünmekte olup katledilen köpekler arasında insan sağlığına tehlike oluşturmayan, bizzat Adapazarı Belediyesi ve dernekler tarafından kısırlaştırılıp küpelenen köpekler de bulunmaktadır. 2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesi devlete yükümlülükler vermiştir. Buna göre;

 

Madde 1 – Bu Kanunun amacı, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin korunması, iyileştirilmesi; … ; ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlenmektedir.

 

Aynı şekilde 1982 Anayasamızın 56. maddesi de devletin hem çevrenin varlığını ve ekolojik dengenin korunması ile beraber insanların ruh sağlığını dahi sürdürülebilir olmasını söylemektedir.

 

Tüm bu yasal düzenlemelere karşın yerel yönetimler, 2872 sayılı Çevre Kanununda ve 1982 Anayasasında belirtilen yükümlülükleri, “kendilerine özgü metodlarla” ifa etmeye devam etmektedirler. Kanunları, Anayasayı, bakanlık genelgelerini uygulamaktan kasten imtina etmektedirler.

 

Türkiye imzalamış olduğu bu uluslararası sözleşmeden sonra 24.06.2004 tarihinde 5199 sayılı HAYVANLARI KORUMA KANUNUNU meclisten geçirerek kanunlaştırılmıştır. Bu kanunun ilgili 6. Maddesine göre hayvanların katli değil korunması esas alınmıştır.

 

Sahipsiz ve güçleri düşmüş hayvanların korunması

 

Madde 6 – “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakım evlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.”

 

Açık kanun maddesine rağmen ilgili belediye toplu olarak katliam yaparak, hayvanlara acı çektirerek toplu ölümlere neden olup kamu vicdanını yaralamaya devam etmektedir.

 

Ayrıca bu kanuna göre her ilde kanun koyucunun hedefi olarak belirlediği VALİLİK BÜNYESİNDE il hayvanları koruma kurulu kurulmuş ve hayvanların korunması asıl hedef olarak belirlenmiştir. Buna rağmen hala eski usullerle bu toplu katliamlara devam etmek bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin de kanunlarını uygulamaktan imtina etmek anlamına gelmektedir.

 

Öte yandan belediyenin asıl hedefi temiz bir toplum oluşmasına yardımcı olmak iken ne yazık ki bu durumdan olumsuz etkilenen insanları, özellikle çocukları hiç düşünmemektedir.

 

 

SONUÇ VE İSTEM :

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu suça karışmış tüm ilgililer hakkında gereğinin yapılmasını, birden fazla kanun maddesi ihlal edildiğinden cezaların içtimaının da dikkate alınarak iddianame düzenlenmesini ve kovuşturmaya başlanılmasını HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu vekili olarak talep ederiz.