Bir anda döviz kimsenin beklemediği rakamlara doğru fırladı.

Devlet ürettiği ve aldığı tedbirler ile bu dış kaynaklı ekonomik darbeyi göçertmenin mücadelesini verdi.

İlk sarsıntı atlatılsa da, hala mücadele verilmeye devam ediliyor.

Dövizin yükselmesi sonrası iç piyasa da ekonomik denge sarsıldı.

Ardı ardına vatandaşın tüketim ürünlerinde aşırı fiyat artışları oldu.

Enflasyon yükseldi.

İnsanların alım gücü düştü.

Seçimler öncesi bu defa ,vatandaş üzerinden ülkeyi yönetenlere bir ekonomik darbe vuruluyordu.

Devlet bu oyunu da gördü.

Önce uyardı ’aklınızı başınıza toplayın ‘dedi.

Uyarı dikkate alınmayınca, Tanzim Satış Mağazaları açılmaya başlandı.

Vatandaşlar da devletin bu uygulamasına destek verdi.

Oluşan kuyrukları geçmiş yıllar ile mukayese ettiler.

Geçmişte, yok olan ürünlere kuyruk vardı,

Karaborsa vardı…

Şimdi olan ise vatandaşa yapılan soyguna, fırsatçılığa dur kuyruğu!

Alınan tedbir yerinde bir karar oldu.

Çarşı, Pazar da fiyatlar düşmeye başladı…

Netice, ya oynadıkları bu ekonomi oyunundan vazgeçerler,

Ya da…

Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe…

GÖNÜL YAPMAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘’2019 Mart’ına kadar bu belediyeciliğin adını doğrusu gönül belediyeciliği seferberliği olarak koyuyorum” diyerek seçim çalışmalarını başlattı ama Cumhurbaşkanın tarif etmeğe çalıştığı bu gönüllere dokunmayı hala anlayamayanlar var…

Hala egosunu tatmin edemeyen, kibirlenenler var…

Yukarıdan bakmalar…

Kendileri arandığında telefona bakmaktan,

Gönderilen mesajlara cevap vermekten kaçınan,

Ama işine gelince herkese mesaj göndermeyi bilen insanlar var…

Cumhurbaşkanımızı iyi okuyun,

Ne demek istediğini iyi anlamaya çalışın…

Bu seçimler öncesi kırılmış, incinmiş vatandaşın gönlünü feth etmeğe mecbursunuz…

Ne demişti şair;

‘’Dokunur gayretine karışma hikmetine,

Sahibi hürmetine kulu incitme gönül,

Kulu incitme gönül…’’

Yaparız, hallederiz demekle bu işler artık zor…

Aday olmuş olabilirsiniz…

Seçimleri kazanıp başkan da olursunuz…

Kırılan gönülleri tamir etmediğiniz müddetçe,

Asla muvaffak olamaz,

Geride bir en kaz bırakarak çeker gidersiniz...

TUNA TAN’IN BAŞARISI

 Şehrimizde 54.nci YıIında…

2018-2019 Yılı Türkiye’nin en iyi dinlenme tesisleri ve Türkiye’nin en iyi İnovasyon yapan firması kategorilerinde olmak üzere iki Birincilik ödülü Altın Rehber tarafından verildi.

Tuna Tan grubunun  bu başarısı ve bugüne kadar elde ettiği başarılar sıradan değil…

Nesilden, nesile devam eden bir yolculuk…

70 m2 ‘den, 70.000 m2’ye aşkla, şevkle uzanan bir hizmet yolculuğu…

İşin içinde birde ’ Sakarya Sevdası’ olunca,

Tuna Tan bu şehir için çok şey yaptı…

Yapmaya da devam edecek…

Tebrikler Tuna Tan…

MUSTAFA NECATİ ÖZFATURA

Büyük mütefekkir Türkiye Gazetesi yazarı Mustafa Necati Özfatura abimizi kaybettik.

Türkiye Gazetesinde ki  ‘Dış Politika’ köşesini ve isabetli yorumlarını yıllarca okuduk.

“Genç nesiller çok büyük hizmetler ve fetihlerle şerefleneceklerdir. 21. Asır Türk ve İslam dünyasının asrı olacaktır. ABD, Rusya Federasyonu, AT ve Çin de dağılacak ve yıkılacaklardır.

…Kızılelma olgunlaşmakta, zamanı geldiğinde layık olan Müslümanlar tarafından koparılacaktır.”

Bir gönül adamıydı…

Uzun zamandan beri rahatsızdı.

Her fani gibi o da sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı.

Rabbim rahmet eylesin…

OZAN ARİF

Arif der ki: bunca yıl ay

Geldi geçti vay dünya vay!

Yaşamaksa yaşadım say,

Aha geldim, gidiyorum...

Vatan, Devlet, Millet sevdalısı bir Ozan ’daha bu dünyadan göçtü.

Uğur Işılak ardından söylenecekleri yürekten söylemiş ; ’Bir dönem “orak-çekiç”e methiyeler düzüp kendi vatanını aşağılayan sözde sanatçı ve aydınlara mukabil, en az iki kuşağın uyanışına ve vatan, millet, devlet sevgisine katkı sağladığın için sana minnettarız büyük Ozan.’

Allah rahmet eylesin…

KISSADAN HİSSE

Şam'da kabri bulunan evliyadan Ebû Süleymân Dârânî "rahmetullahi aleyh" hazretleri bir gün ders veriyordu. İleri gelen talebelerinden Ahmed bin Ebü'l-Havârî, hocasının sohbet ettiği meclise gelip; "Efendim, fırın ısındı. Bugün ne pişirmemizi emredersiniz?" diye sordu. Ebû Süleymân, sohbeti kesip cevap vermedi. Talebesi aynı suâli birkaç defâ tekrar edince, sinirlendi ve talebesine; "Gir içine otur!" buyurdu. Talebe; "Hocamın her sözü hikmetlidir. O, mâdem ki böyle buyurdu, onun dediği doğrudur" diyerek, gelip fırının içine girdi. Ebû Süleymân Dârânî sohbet bittikten sonra etrâfındakilere; "Ahmed nerede" diye sordu. Fırına girmesini emir buyurmuştunuz, o da fırına girdi, dediler. "Derhal gidip, Ahmed'i fırından çıkarın!" buyurunca, merakla fırına gelip, kapağı açtılar. Ahmed, hakîkaten kızgın fırında oturmakta, bir kılı dahi yanmamış hâlde beklemekteydi. Ebû Süleymân Dârânî "rahmetullahi aleyh" ; "Ahmed söz dinler. Nefsine uymaz. Bana muhâlefet etmez. Bu sebeple Allahü teala onun bir kılını dahi yakmamış" buyurdu.

GÜLÜMSE BİRAZ

Bir gün ünlü bir pehlivanla, meşhur bir avcı karşılaşırlar. Pehlivan avcıya der ki:
- Yiğit isen tut da, bir de beni yere vur!
- Ben tuttuğumu değil, attığımı vururum.

ÖZLÜ SÖZ

Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden,

bari bir gönül yıkılmasın dilinden...