Suç Sabit Oluncaya Kadar Herkes Masumdur

Akyazı Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Mazlumder Akyazı Sözcüsü İrfan ALEMDAR yaptığı açıklamada “Türkiye’de vesayet rejiminin ve askeri darbe dönemlerinin sona ermekte olduğu bir süreç yaşanırken son günlerde ortaya çıkan siyasi kriz ne yazık ki ülkemizdeki vesayetçi güçlerin sadece askeri ve sivil bürokrasiden ibaret olmadığını ortaya koydu.

Devlet içinde örgütlenmiş olan ve sivil dini yapılara kadar uzanan birtakım güçlerin uluslararası bağlantılar yardımıyla yeni bir provokasyona kalkıştıkları görülmektedir. Uluslararası güçlerin siyasi iktidara diz çöktürmek ve seçimler öncesinde yıpranmasını sağlamak amacıyla kalkıştıkları bu operasyonun gerisinde ise bölgesel enerji kaynaklarından elde ettikleri rantı tekellerinde tutmak ve Türkiye'nin yükselen imajını yok ederek tekrar batılı güçlerin himayesine altına sokmak amacı bulunmaktadır.

Bu operasyonun Halkbank üzerinden siyasi iktidara yönelik yapılmasında ve medyada karalama kampanyasının gerçekleşmesinde belli bir dini cemaatin üst düzey yöneticilerinin adeta taşeronluk yapmaları ise utanç vericidir.

Bu oyunun bir parçası olarak 28 Şubat darbecilerinin tamamının tahliye edilmesi ise yargının da bu kirli işlere alet edildiğinin bir göstergesidir. Dolayısıyla askeri vesayet rejimiyle mücadele bakımından çok önemli bir rolü olan 28 Şubat soruşturmasının tamamen içi boşaltılmış ve halkımız büyük bir şok yaşamıştır.
Bütün bun oyunlardan farklı olarak bürokrasi de ya da devletin bir takım kurumlarında siyasi gücü kullanarak yolsuzluk yapanların ve rüşvete bulaşanların olduğu şayet hukuki olarak ispatlanırsa elbette bu kişiler hak ettikleri cezaya çarptırılmalı ve bu konuda yargıya siyasi bir baskı kesinlikle yapılmamalıdır.

Ancak "kişinin üzerine atılı suçla ilgili ispat yükümlülüğü devlete aitti ve suç sabit oluncaya kadar herkes masumdur" ilkesi, hukukun temel ilkesidir. Buna rağmen malum medyada yürütülen linç kampanyasının hiçbir ahlaki ve hukuki bir yanı bulunmamakta ve tamamen asılsız haber ve yorumlarla insanlar mahkûm edilmeye çalışılmaktadır.

Sonuç olarak diyoruz ki, yolsuzluk ve rüşvet bir suçtur ve şayet bu suçu işleyenler varsa yargı gereğini yapmalıdır. Ancak bu operasyonun siyasi iktidarı yıpratmak ve ülkemizin elde ettiği tüm kazanımları yok etmek üzerine kurulu bir uluslararası tezgâhın bir parçası olduğunu da görmek gerekir. Özellikle kamuoyunda "cemaat “olarak nitelendirilen belli bir kesimin ve bu kesime ait medya organlarının tetikçilik yapmasının büyük bir ahlaki sorun olduğuna inanıyoruz ve bu tür girişimleri kınıyoruz. Halkımızı yaşanan oyun ve kurulmak istenen tuzakları fark ederek sağduyu ile hareket etmeye davet ediyoruz” dedi