İŞTE RECEP ÖZDEMİR'İN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMA MESAJI
İnsanoğlunun bilme, öğrenme ihtiyacı onu çeşitli arayışlara itmiş önce kendi kendine öğrenmiş, denemiş, yanılmış sonra da “bilen” kişilerden yararlanma yoluna gitmiştir. İşte, toplumları büyüten tarih, “bilen kişinin” adını zaman içerisinde muallim, müeddib, müderris, hoca, nihayetinde öğretmen koymuştur. Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan, insanlık tarihinin en kutsal mesleğidir.
Öğretmenlik, bir bahar güneşi gibidir. Nasıl can verirse güneş havaya, suya, toprağa... Nasıl fer verirse bahar için kışın ayazında donmuş doğaya! Öğretmen de öyle can verir bir topluma. İnsanlık, öğretmen sayesinde tanışmıştır medeniyetle ve her güzel şeyle.
Hz. Ali ‘’Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum demiş’’ Hz. Muhammed (SAV) ‘’Ancak ben bir muallim (öğretmen / eğitimci) olarak gönderildim” Mustafa Kemal Atatürk ‘’öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’’ derken öğretmenliğin önemine vurgu yapmaktadır.
Kutsal kitabımızın ilk emrine adanan ömürlerin; hayallerini, başkalarının hayallerine vasıta kılması, gecenin sabaha yolculuğunda pervane misali yok olmasıdır öğretmenlik…
Öğretmen… Ashâb-ı Suffâ’nın duvarlarında yankılanan, âlemi kuşatan o mübarek ses… Osman Gazi’de Edebâli, Fatih’te Molla Gürani, Akşemseddin… Mimar Sinan’da Muslihiddin…
Öğretmen… Malazgirt Ovası’nda o korkusuz kumandanın giydiği kefen, Mısır’da sıçrayan çamurun kirlettiği kaftan, çağların ortasında karadan yürürken gemiler, İstanbul surlarının selam durduğu Sultan… Gerçeğin ve idealin ebedi üstadı…
Öğretmen… Torosların bağrını delik deşik eden yol, Bozok yaylasında solmayan çiçek, yurdumun bütün çiçeklerini dolaşan kelebek… Karadeniz’de horonun başında mendil, Ege’de dağ gibi Zeybek… Anadolu’da derviş hırkası, Trakya’da pehlivan narası, Bolu’da Köroğlu’na sırdaş… Harran Ovası’nın çatlamış topraklarında su, Erzurum’da Nene Hatun’un küffara attığı taş, Antepli Şahin’in sağ yanında kardaş, gecenin kör karanlığında Halisdemir’in haine doğrulttuğu silahın namlusu…
Sihirli bir el gibidir öğretmenimin eli kara tahtaya değdiğinde. Bileği büyük bir aşkla kıvrılır, tebeşirini alır. Öğrencilerine bir şey öğretmek arzusu ile hafifçe kırar belini ve tahtaya yazısını yazar. En anlamsız sanılan şeyler onun eli değdiğinde mana yüklenir. Kimi zaman şiirler, kimi zaman kafamıza takılan problemler, kimi zaman hayatın anlamı onun elinden dökülür kara tahtaya. Şu gök kubbede hoş bir seda bırakmak olsa olsa, budur zannımca.
Öğretmen, başka tohumların yetişmesi için toprağın altında bile bile çürüyen, filiz veren bir tohumdur. Yetişen o tohumlar, dünyamızı güzelleştirmek için yeryüzüne serpilecek, dünyamızı daha da güzelleştirecektir. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar her birine ayrı ayrı saygı ve hürmetlerimi sunarım.
Recep ÖZDEMİR
İlçe Milli Eğitim Müdürü