MİLLETVEKİLİ YILDIRIM RÖPORTAJ

Yaklaşık 1 aydır Cumhurbaşkanlığı seçimi, meclis çalışmaları ve seçim kararları süreçlerinin yoğunluğundan Ankara da yoğun çalışmalarda bulunan Sakarya milletvekili Sayın Recep YILDIRIM 'ın Sakarya ya gelmesi ile birlikte kendisine ulaştık ve röportaj talebimize olumlu yanıt vererek gündemdeki gelişmelere ilişkin bir değerlendirme imkânı bulduk. Bu önemli süreçte sadece bizimle görüşen Sn. Yıldırım ile yaptığımız röportajı siz değerli kamuoyuna sunuyoruz. xml:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />

 

 

-Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile ilgili olarak Ana muhalefet partisi CHP nin ve  Lideri Deniz Baykal’ın tutumunu demokratik buluyor musunuz?

- Demokratik bulmak mümkün mü hiç..! Cumhuriyet Halk Partisi ismi üstünde Halkın partisi olduğunu iddia eden bir parti, fakat halka rağmen belli güçlerin iktidar olmasına imkân sağlamaları, halkın seçtiği insanlara seçim sürecinde engel çıkararak anayasa mahkemesinin ve yetkili bazı kurumları etki altında bırakarak süreci engellemeye çalışmışları CHP nin özünü ortaya koymaktadır. '’Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’’ İbaresi var TBMM’de yani hâkimiyet derken seçim ile milletvekilleri yetkiyi milletten alır ve bunu mecliste kullanır. CHP nin bu süreci bu şekilde sürmesini engellemesi Deniz Baykal’ı Demokratik bulmamızı da imkânsız kılmaktadır.

 

 

-Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ana muhalefet’in iddia ettiği gibi Gül değil de AKP içerisinden Baykal’ın söylediği Abdüllatif Şener yada gösterdikleri başka adayı AKP açıklasaydı CHP seçim de destek verirmiydi ?

 

- Tüm bu süreç göstermiştir ki Ak Partili bir kişinin Cumhurbaşkanı olmasını kesinlikle kabul etmemekle birlikte kendi kafalarına ve düşüncelerine uygun birini istemektedirler. Şuanda çıkarmakta olduğumuz cumhurbaşkanının 55 formülü ile halkın seçmesi konusunda ki yasaya karşı koymuş oldukları karşı tavır ile de açıkça anlaşıldığı gibi halkada kesinlikle cumhurbaşkanı seçtirmeme mücadeleleri CHP nin nasıl bir anlayışa sahip olduğunu tüm kamuoyuna göstermektedir.

 

 

-Ak Parti Abdullah Gül ü Cumhurbaşkanı Adayı gösterirken Başbakan Tayip Erdoğan’ın Tüm sivil toplum örgütleri ile görüşüp herkesimi kucaklayacak bir aday göstereceğiz dediği gibi gerçekten sivil toplum örgütlerine ve muhalefet partilerine danışarak fikirlerini alarak mı Sn. Gül’ü aday gösterdi.

 

- Evet tabii ki, bütün sivil toplum örgütleri ve parti teşkilatlarımız milletvekilleri yani bizlerle tek tek görüşerek ve bizlerde teşkilatlarla ve halkımızla görüşerek cumhurbaşkanı adayının kimin olması gerektiği yönünde ciddi istişarelerde bulunduk. Gerek teşkilatlarımız gerek sivil toplum örgütleri ve gerekse de halkımızdan aldığımız intiba başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan olmadığı takdirde % 98 lere varan bir katılımla Abdullah Gül beyin olması yönünde mutabık kalınmıştır. İstişarelerimizi biz geniş katılımla ve gerçekten halkımızın da intibasını da alarak Başbakanımız kararını vermiştir. Bütün bu süreç içerisinde gerek başbakanımıza ve gerekse partimize karşı ağza yakışmayacak sözler sarf eden CHP’nin bu tutumuna karşı uzlaşmayı sağlamak zaten mümkün değildi. Eğer ki siz karşınızdakine hoşgörü ve uzlaşmacı bir tutumla yaklaşmazsanız karşınızdakini zor durumda bırakırsınız ve bu süreçte göstermiştir ki CHP gerçekten Ak Partinin kendileriyle uzlaşmaya yanaşmasını istememiştir.

 

 

-2000 Yılı’nda Şu anki Cumhurbaşkanımızın 3.turda 330 Oyla seçilerek ve 3 Turda da CHP ve Anayasa mahkemesinin söylediği gibi oturumlarda 367 nin aranmadığı ve yeterli çoğunluk vardır diyerek seçime geçildiği bilinmektedir. Bu durumda Sayın Ahmet Necdet Sezer’in de Cumhurbaşkanlığı Tartışılır duruma geldiğini düşünüyor musunuz?

 

- Elbette, Fikir adamları ve Hukukçularımızın çoğunluğunun da üzerinde mutabık kaldığı 367 gerekmeden 184 ile seçime geçilmesi gerektiği kabul görülmüştür buna rağmen anayasa mahkemesinin vermiş olduğu bu karar neticesinde eğer 367 toplanma sayısı gerekli ise Ahmet Necdet Sezer’in ve ondan önceki Cumhurbaşkanlarımızın yaptıkları icraatlar tartışılır duruma gelmiştir. Seçilen cumhurbaşkanları içerisinde sadece Kenan Evrenin özel bir durum itibariyle anayasal çoğunlukla seçildiği bilinmektedir. Tüm bunların neticesinde Sayın Kenan evrenden sonra seçilmiş olan cumhurbaşkanlarımızdan Sayın Abdullah Gül daha yüksek oyla yani 361 oy aldığı bir durumda Sayın Gül seçilememiştir. Anayasa mahkemesinin verdiği karara diyecek bir şeyimiz yok fakat burada hukuk siyasaştırılmıştır ve bütün rağmenler e rağmen hukuk çiğnenmiştir.

 

 

-Önümüzdeki bu seçimlerde, AKP Sakarya İl Başkanlığı'na Milletvekili Aday Adaylığı Başvuruları çoğaldı. Ayrıca Sakarya’dan bir iki kadın aday adayı daha olduğu biliyor bunların Listeye girmesi halinde liste dışı kalacak Milletvekilleri kimlerdir. Siz adaylığınız konusunda bir endişe taşıyor musunuz?

- Hayırlıolsun Sakarya’da adayların çokluğu bizim iktidarımızın kuvvetli olduğunun delilidir. Kadınların siyasette daha çok rol alması da partimizin desteklediği bir durumdur. Ancak burada biz teşkilat yoklamaları basın yayın ve yerel yönetimlerin yoklamaları yapılacak genel merkezimiz buna göre karar verecektir. Bilindiği gibi biz bu yoklamalardan muaf tutuluyoruz Ankara’da sayın başbakanımızın ve parti yürütme kumrunun yapacağı değerlendirmelere göre düzenleme yapılacaktır. Biz inanıyoruz ki 6 milletvekili olarak elimizden gelen gayreti yaptık ben şahsen  Sakarya’da 3 dönem Belediye başkanlığı yapmış ve Tayyib beyle de gençlik yıllarından beri tanışan görüşen bir hukuku olan biriyim dolayısıyla ben  89’da Belediye Başkanı iken Tayip bey İstanbul’da il başkanıydı o zaman dan beri görüşürüz,onunla Beraber yürüdük biz bu yollarda. Ben bütün Milletvekillerinden Teşkilat bakımından kökten gelen Belediye Başkanlığı yapmış İlçe başkanlığı yapmış teşkilatların her kademesinde çalışmış ve onların arasında en tecrübeli olan Milletvekiliyim ve dolayısıyla çalışmalarımızda da birlik ve beraberliği sağladığımız inancındayım. Mecliste de gurup çalışmalarında da birlik ve beraberliği sağlayarak çalışmalarımıza devam ettik mecliste 550 milletvekili arasında çalışmalara katılım açısından ilk 20 ye girecek olan milletvekilleri arasındayım bu kayıtlarla mevcuttur buna bakılacak olursa tercih hangi şartlarla değerlendirilecekse Genel başkanımızın aldığı karara benim saygım sonsuzdur. Bu konuda çıkan haberlerin hepsi asılsızdır bazıları ahlaksızdır, biz buralara tırnaklarımızla kazıyarak geldik kimsenin ayak oyunlarına uyarak bu mevkie gelmedik, biz cenabı hakkın yardımıyla eşin dostun destekleriyle ve teşkilat bilinci ve bağlılığıyla bu noktaya geldik. 14.05.2007 pazartesi günü dilekçemi Sakarya milletvekilliliği konusunda başvurumu yapacağım ve bu müracaattan sonra bakalım kim ne diyecek bir başka şehir den girecek diyenler bakalım ne diyecek bu tür söylentiler bizi bölmek için yapılan oyunlardır. Bizi kıskananların bazı siyasi gurupların çıkardığı oyunlardır. Biz disiplinli doğru dürüst bir siyasetten yanayız. Biz ayak oyunları yapan bir partici değiliz kimsenin ayağını kaydırmaz, kimsenin de ayağımızı kaydırmasına izin vermeyiz. Bizi kaydırmaya çalışanların kendi ayakları kayar.

 

 

-Yıldır Sakarya Milletvekilliği yaptınız bu süre zarfında yapmak isteyip te yapamadığınız yada keşke şu da olsaydı dediğiniz bir uhdeniz oldu mu ?

 

- Sakarya’da en önemli hadiseler den biri biz göreve gelmeden önce gar meydanında verdiğimiz sözler vardı bir tanesi şeker fabrikası diğeri Traktör fabrikası. Bunların DSP- ANAP-MHP hükümetleri zamanında kapanma kararı alınmıştı, bunların bilgi ve belgeleri de bizde vardır isteyene gösterebiliriz. Bu kapanan fabrikaların açılmasının sözünü vermiştik ve Tüvesaş vagon fabrikası da kapanma noktasındaydı biz göreve gelir gelmez bunlar üzerine yoğunlaştık. 2006 Yılında Türkiye Şeker fabrikası 185 Trilyonluk borcunun hazineden silindi şu anda fabrika ADAŞEKER olarak 2006 yılı pancarını işledi Ada şeker olarak üretti ve sattı. Şu anda karı 1 trilyon kadardır.

2.si Başak Traktör Fabrikası Sakarya Girişim gurubuna özelleştirildi bu arkadaşlar bugüne kadar 4500–5000 traktör yaptılar yurt dışına ihracatları da devam ediyor şuanda 250 ye yakın işçi çalışıyor ve Şirketi aldıkları dönemden bu güne kadar yaklaşık 30 Trilyon kadar devlete vergi KDV stopaj ödemesi yaptılar. Ayrıca 200 yan sanayine de iş verdiler. Tüvesaş tarihte vagon ihracatı yapar konuma geldi. Yeniden modernizasyonu yapıldı yanına da Kore firmalarıyla birlikte Tüvesaş hızlı tren fabrikası kuruluşuna başlandı. Hızlı şekilde bitecektir en geç ağustos ayında faaliyete geçecektir. Yabancı ortaklığıyla birlikte yurt dışına ihracat yapacaktır. Bunu da Sakarya ekonomisine kazandırdık.

Bunun dışında Karasu yolu hızlı bir şekilde devam ediyor aynı zamanda liman Karasu limanı önümüzdeki sene içerisinde bitiriliyor yanına da 4–5 tanede tersane yapılıyor, ayrıca organize sanayi orada kuruldu ve karasu Adapazarı Tren hattı döşenerek karasu Adapazarı tren hattı olacaktır. Adapazarı Mekece yolu çift yolu dış yardım krediyle yapılıyor ve hızlı bir şekilde bu devam ediyor. Sakarya’dan Akdenize açılan bir ana arter yolu olacaktır. Kaynarca yolu dış yardım yoluyla ihale edildi hızlı bir şekilde devam ediyor. Geyve - Taraklı - Adapazarı yolu Geyve xml:namespace prefix = st1 ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:smarttags" />10 Km lik bir o kısım kalmıştı inşah o yolda bu yıl bitirilecektir.Akyazı- dokurcun -Ankara yolunda eksikleri bitirilerek İstanbul dan Ankara’ya 3. Bir Alternatif Yol Olmuştur. Tarihinde Sakarya’nın görmediği Bayındırlık hizmetleri yapılmıştır. Araştırma hastanesi TOKİ tarafından yapılmakta, 400 yataklı olarak çok modern bir hastane Kartal araştırma hastanesinin bir şubesi olarak açıldı. Bir süre sonra Sakarya Araştırma Hastanesi olarak devam edecektir. Bunun yanında SSK hastanesini Yeni kent karaman bölgesinde yaptığımız modern binaya taşıdık orada güzel bir şekilde devam ediyor. Ayrıca yeni SSK hastanesin yeri ve şuandaki Devlet hastanesinin yerinede 450 yatak kapasiteli hastanenin protokolleri yapıldı Orman Bakanlığından yer tahsisi yapıldı ve 7 Trilyona yakın para ayrıldı inşah önümüzdeki günlerde temel atma merasimi de yapılacaktır. İlk gelir gelmez Büyükşehir Belediyesine Bayındırlık bakanlığından 22,4 Trilyon para aktarıldı Adapazarı’nın depremde tahrip olmuş olan sokakların ara sokakların bütün yolların yapılması için Büyükşehir’e aktardık. Eski zirai donatım fabrikasının yeri vardı yerin 180 dönüm bir arazisi Büyükşehir e devredildi. Önceki hükümetlerden istenilen arazi Büyükşehir e devredilmiyordu nedeni de şu dur, aynı partiden olmadığı için araziyi vermiyorlardı biz geldik araziyi Büyükşehir e devrettik. Şimdi Kent park olarak değerlendirilecek olan arazi Sakarya Halkının tamamen dinlenebileceği hak ettiği modern bir yeşil alan olarak değerlendiriliyor.

Şehrin merkezin de kalan İtfaiye Amirliğine 20 dönüm arazi olan 17 şube olarak karayolları tarafından kullanılan araziyi Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesine verdik. Bütün bunlarla birlikte Sakarya için yapmış olduklarımız çeşitli basın ve medya kuruluşlarında ve bizlerinde halkımızla birlikte yaptığımız söyleşilerde dile getirmiş olduğumuz birçok hizmet bulunmaktadır. Bunları burada dile getirmek saatler alacağından söylemeye gerek yoktur, Duyarlı halkımız bunları gayet iyi bilmektedir.

 

 

-İktidarda olduğunuz süre içerisinde Fiskobirliğin  bir çok fındık üreticisine ödemelerini yapmayarak zor durum içerisinde bırakması sonucu bu konuyla ilgili hükümet olarak ne gibi yaptırımlar yaptınız. Halen fiskobirlik’ten parasını alamayan vatandaşlar bulunmakta bunun sonucu nereye varacaktır ?

- Fiskobirlik kendi üyeleri olan ve bu üyeleri ile birlikte karar veren bir kuruluştur. Fiskobirliğn yaklaşık 2 katrilyonluk hazineye olan borcunu hükümetimiz silmiştir. Buna rağmen Fiskobirliğin fiyat belirlemede iç ve dış piyasa koşullarına göre hükümetimizle de birlikte karar vermesini beklerdik. Biz iktidara geldiğimizde 1500 lira olan fındığın fiyatını başbakanımız 2 milyona çıkararak farkını halkımıza ödemiştir. Yani biz bu şekilde aldık ve yükselttik. Daha sonra özerk bir kurum olan fiskobirliğe fiyat belirleme ve tüm fındık tasarrufu yetkisini devrettik. Fakat Fiskobirlik ilk açıkladığı fiyat olan 7000 YTL fındık fiyatının bizlerin yüksektir zorlanırsınız uyarısına rağmen bu fiyatta ısrar ettiler. Bütün bunlara ek olarak ta kurdukları fiskomarlar ile bir fındık kurumu olarak değil de bir şahsi tüccar mantığı ile fındık ürünlerinin haricinde farklı ürünlerinde satışına girerek başarısız bir ticaret yapmışlardır. Zararlarını da fındık üreticimizin paralarından karşılayarak üreticimizi mağdur duruma sokmuşlardı. Ve asıl acı olan ise bunun sebebini, eski zamanlarda olduğu gibi o zihniyetin bir uzantısı ile siyaset yaparak hükümetimize yüklemeye kalkışmaları yani çözüm yollu olarak da hükümete yanaşmamaları işi daha da çıkmaza sürüklemiştir. Fazla uzatmaya da gerek yok sonraki süreçleri zaten hepimiz biliyoruz, başbakanımız bizimde dahil olduğumuz fındık bölgesi milletvekilleriyle yaptığı istişareler sonucu kısmi de olsa ekonomik programdan taviz vererek TPO aracılığıyla üreticimizin sıkıntısını gidermeye çalışmıştır. Sağduyulu ve siyaset yapmayan samimi halkımız gerçekleri görmekte ve bize hak vermektedir. Bu süreçten herkes dersini almalı ve Fiskobirlik’te siyaset yapmayı bıraksın ve asıl işi olan üreticimizi mağdur etmeyecek bir ticaret ve yönetim anlayışıyla hareket etmelidir.

 

 

-4,5 yıldır İktidarda olduğunuz süre içerisinde. Birçok ile yatırım için devlet tarafından çeşitli destek ve teşvikler sağlanmakta olduğunu görüyoruz. Bu tür teşviklerden Sakarya için neler yapıldı ve ne kadar fayda sağlanıldı? Söylendiği gibi Sakarya yatırımlardan gerimi kaldı?

- Sakarya da şuanda teşvik olmamasına rağmen yatırım için boş arazi bulmakta güçlük çekiliyor.1.2.3. OSB ler de ve bağımsız arazilerde faaliyet gösteren çok büyük firmalar bulunmakta, bunların arasında ihracatta ilk 5 te bulunanlarda vardır. Ve şehrimizin milli gelirde ortalamaya vurduğumuzda 22. sıraya gelmiş durumda olduğu görülmektedir. Yani kalkınmış bölgeler içerisinde Sakarya 22. sıradadır. Yakınımızdaki il olan Düzce de teşvik olmasına rağmen Sabancı, İstikbal vb. büyük firmalar ilimizi tercih edip büyük yatırımlar yapmaktadır. Hem bulunduğu konum itibariyle hem de Limanında yapılacak olması nedeniyle İlimiz bir cazibe merkezi haline gelmiştir.    

 

 

-Hükümetinizin İktidara geldiği 4,5 yıl içerisinde Cumhuriyet Tarihinde birçok ilklere imza atan projeleri bitmiş ve tarihi adımlar geçekleştiğini duyuyoruz, fakat bunların birçoğunun basında yer almamasının sebebi nedir. Tanıtımız eksik yapıldığından mı kaynaklanmakta yok başka sebepler mi bulunmaktadır ?

 

- Parti genel merkezimizin kurmuş olduğu basın ve halkla ilişkiler birimimiz bu alanda çalışmalarını yapmaktadır. Her ay ve bazen 15 te bir hizmet bültenlerimiz çıkmaktadır. Tabi bazı gerek görsel gerekse yazılı basınımız çoğunlukla bir muhalefet tarzı şeklinde yayınlar yaparak yapmış olduğumuz hizmetleri gölgelemeye çalışmaktadırlar. Bu gün için izliyoruz Ak parti hiçbir şey yapmadı diye yayın yapan basın ve medyamız aylık çıkan bültenlerimize ve sağduyulu halkımıza sorarak nelere imza attığımızı görebilirler. Herşeyi yaptık diye bir iddia da değiliz elbet, fakat daha önceki iktidarlarla kıyaslanmayacak ölçüde başarılara imza attığımızı herkes görmektedirler. Bu ülke krizler, banka hortumlamaları, yüksek faizleri, enflasyon rakamlarını, kasa atmaları ve en sonda 2001 krizini ve dahası da uluslar arası siyasette düşmüş olduğumuz acı durumları unutmamıştır. Tüm bu saydıklarım ve dahasının bu dönemde halkımız iktidarımız sayesinde nasıl düzeltildiğini görmüştür ve görmeye de devam etmektedir.

Bakın samimi olalım ve gerçekçi konuşalım bu gün eğer halkımız geleceğine umutla bakabiliyorsa ve hala iktidarımızı desteklemeye devam ediyorsa bunlar boşuna değildir. Uzayda yaşamıyoruz ve kimse bu halkı cahil zannetmesin halkımız her şeyi gayet iyi görüyor ve değerlendiriyor. Halkımız bizlerin bu başarılarını gayet iyi biliyor fakat sadece daha fazlasını bekliyor olması birilerini sevindirmesin, bu bekleyiş bile halkın Ak partiye olan güven ve inancının bir göstergesidir. Değerli görsel ve yazılı basınımızdan istirhamım bizleri eleştirsinler ama tahkir etmesinler. Eğer bu eleştiriler tahkire, küçük düşürmeye ve hakarete varırsa kusura bakmasınlar ne bizden ne de halkımızdan itibar görmeyeceklerdir. Objektif ve tarafsız olmak ve halka doğruları aktarmak medyamıza da bir ivme kazandıracağı inancındayım.

 

 

 

-Akyazı’da ve Sakarya’da yayın yapan bazı yerel gazetelerde sahsınıza hakarete varan yazılar çıkmasına rağmen sizden bir cevap gelmiyor bunun nedeni nedir ? Sizce iktidarda olduğunuz süre içerisinde Akyazı’ya ve Sakarya ya yeterli ilgi gösterildi mi? Bazı gazetelerde sizinle ilgili olarak hiçbir şey yapmadı, çok başarısız vs. tarzında yazılar çıkmakta, hatta kendi aralarında anket yaparak yılın en başarısız siyasetçisi olarak sizi lanse etmekte olan iddialar için ne diyorsunuz ?

 

 

- Bu iddialara ben zamanında halkımın desteğiyle Akyazı da 3 dönem belediye başkanlığı yaptığım dönemde gereken cevabı verdiğim ve bu dönem içinde de vermeye devam ediyorum. Akyazımızı Türkiye genelinde işçisine ilk defa dolar, altın ve markla maaş veren belediye başkanı olarak tanıtmış ve tarihe geçmişimdir. Ve hala bu ilk devam etmektedir. Bu haberler ulusal basında da çıkmıştır ve hala tarihteki ilkler olarak yer almaktadır. Ben o zamanda yerel ve genel basınımızı destekler bir siyaset yaptım, elbette herkesi memnun etmek mümkün değildir. Objektif gazetecilik dışında başka parti ve odakların dümen suyuna girmiş, angaje olmuş bazı gazeteler,(işin gerçeği Ankara da ki yoğun çalışmalarımızdan dolayı ve ayrıca yerel yönetimlerde bölge sorumlusu olarak yaptığımız çalışmalardan dolayı son zamanlarda fazla takip etme imkanım olamadı) eğer böyle bir karalama ve asılsız isnatlarda bulunmuş iseler bu gerçekten çok ahlak dışıdır, yanlıştır, manidardır ve basın etiği açısından hoş değildir. İktidarımız zamanında önceleri yapılmamış olan birçok şeyleri yaptık bunların hepsini anlatmama gerek yok sağduyulu halkımız bunları zaten biliyor. Beni karalamaya çalışanlar benim yaptığım hizmetlerin altında ezilirler. Çıksınlar söylesinler, gerek tüm Sakarya ve gerekse Akyazı için yaptıkları olumlu bir şey söylesinler, ben onlar gibi yapmayıp onları tebrik edecem. Ama yok ki söyleyemezler. Biz Halk için kim bir hayırlı iş yaptıysa tebrik etmesini de biliriz. Ama şükür ki biz yaptıklarımızı saymakla bitiremiyoruz. İşte farkımız bu.

Yalnız burada halkımızın hatırlaması ve bizlerin bazı şeyleri ne zorluklarla başardığımızı belirtmek açısından birkaç şeyi söylemeden geçemeyeceğim. Benim 1997 yılında belediye başkanlığım dönemimde başlatılan kanalizasyon çalışmalarında 97 den - 2002 ye (ANAP, DSP, MHP hükümetleri) kadar zaman içinde belediyemize aktarılan para 5 trilyon, bizim iktidarımız döneminde yani 4.5 yılda kanalizasyon için belediyemize aktarılan para ise 35 Trilyondur, 5 trilyon mu büyük 35 trilyon mu? Yani böyle asılsız konuşanlar sudan yağ çıkarma peşindedirler. Ben tabi ki bu asılsız iddialarla uğraşacak değilim, biz işimize bakıyoruz, belediye başkanlığım zamanında muhalefet partili olduğum için Akyazı nın içinden geçen yolu bize hizmet vermemek için karayolları ağından bile çıkarmışlardı, ama şimdi biz bunu düzelterek bu yolların orman köyden Akyazı, batakköy ve küçücek Akyazı yollarını genişleterek asfaltını yapmışızdır. Önümüzdeki dönem içinde de Akyazı, Karapürçek yollarında Büyükşehir in kanalizasyon çalışmalarını bitirdikten sonra yeni asfaltlama çalışmalarına başlanacaktır.

Burada gereksiz yere tartışma konusu yapılan Akyazının Büyükşehir e girmesi konusu ise çarpıtılarak sürdürülmek istenmektedir. Burada yalnız Akyazı Büyükşehir e girmemiştir, yanı başımızdaki Hendek ilçemizde kanunen girememesine rağmen Büyükşehir in olanaklarını bildiği için meclis kararıyla Büyükşehir e girmişlerdir. Diğer Büyükşehir e giren Karapürçek Sapanca, Söğütlü, Ferizli ilçelerimizin geçen sene asfaltları yapılmış ve önümüzdeki dönemde de Hendek Küçücek ve Akyazımızın da asfalt ve diğer yatırımları tamamlanacaktır. O zaman bu asılsız iddiaları ortaya atanlar utanacaktır. Elbette ki Büyükşehir yapılanması yenidir, her bölgede yeni yapılanmalar olmuştur onun içinde bazı hizmetlerde aksamalar olmuştur, fakat bunlar kesinlikle Akyazıya karşı değildir, geneldir.

Biz bu ispatsız isnatlarla uğraşmıyoruz biz mega projelere imza atıyoruz işte onlardan biri de Bıkaya barajı projesidir, önümüzdeki günlerde ihalesi yapılacaktır, burada hem hidroelektrik üretilecek hem de sulamada kullanılacak ve aynı zamanda içme suyu olarak kullanılacak. Sadece Akyazının değil tüm Sakarya bölgesinin içme suyu ve diğer sorunları kökten çözümlenmiş olacaktır. Bunun devamı itibariyle Kuzuluk bölgemizde Turizm alanı ilan edilmiştir. Akabinde de sıcak su şebeke çalışmaları da devam etmektedir. Bunlar sadece Akyazı için değil, akyazıda olduğu için söylüyorum tüm Sakarya’yı ilgilendiren konulardır.

Ayrıca bizim hükümetimiz zamanında kurulan KÖYDES ve BELDES birimleri ile faaliyetlerin,hizmetlerin Ankara dan değil yerelden çözmek amaç edinilmiştir ve geçen sene bu kapsamda ilimize 18 trilyon ayrılmış ve belde ve köylerimizde su ve yol problemi büyük ölçüde çözümlenmiştir.Bu sene de 17.5 trilyon ayrılmış ve hizmetlere devam edilecektir.

Son olarak ta Akyazımızın sorunu olan hastane inşaatı ise önümüzdeki günler içerisinde hızla yapımına başlanacaktır. Gecikmenin sebebi kesinlikle parasızlıktan ve hükümetimizden değil hukuki sebeplerden dolayıdır. Adliye binamızı yaptık hizmette şuan, Hükümet konağı da bitmek üzere önümüzdeki günlerde hizmete sokulacak, arıtma tesisimiz de bitmiş durumdadır yakında hizmete girecektir.
Değerli görsel ve yazılı basınımızdan istirhamım bizleri eleştirsinler ama tahkir etmesinler. Eğer bu eleştiriler tahkire, hakarete ve küçük düşürmeye varırsa kusura bakmasınlar ne bizden ne de halkımızdan itibar görmeyeceklerdir. Objektif ve tarafsız olmak ve halka doğruları aktarmak medyamıza da bir ivme kazandıracağı inancındayım. Ancak bir yerlere ekonomik ve siyasi bağlantısı olmayanlar objektif olabilirler. Bu kesimdekilere de cevap vermek abesle iştigal olur, bu kendini yenileyememiş hala bir yerlere bağlantılı çalışan kişi ve grupları da halkımız gayet iyi bilmektedir. 

 

 

 

 

-Genel olarak Türkiye genelinde Ak Parti oylarını arttırdı yorumları sonucu doğal olarak Sakarya’ da arttıracağını düşünecek olursak sizin öngörünüz nedir.? Rakip partilerin oy oranları gerçekten düşük mü?

 

- Türkiye’de Yeter Söz Miletlindir. Sloganıyla yola çıkan ilk siyasetçimiz rahmetli Adnan menderes’tir, yalnız onun yolunda gittiğini iddia eden mevcut partilerimiz, Parti ayrımı yapmak istemiyorum tabii ki o partiye mensup olan vatandaşlarımızda bizim vatandaşlarımız, Yargımız, Polisimiz, Jandarmamız ve Ordumuzda bizim ordumuzdur. Kimse bu güzide kurumlar üzerinde siyaset yapmaya kalkmasın bunun bedelini Halkımız en ağır şekilde ödemiştir ve de seçimlerde de ödetmiştir. Tabiî ki ülkemizde bu şekilde siyaset yapmak isteyende çok azınlıktadır ;% 1 kadardır. Bütün bunlara rağmen bu süreçler içerisinde biz milletvekilleri olarak halkımızla iç içe olmaya devam ediyoruz dün Karasu’da bugün Karapürçek, Akyazı ve bazı beldelerimizde halkımızla birlikte görüşmeler yaptık ve halkımızdan aldığımız intiba şu ki; halkımız ne olursa olsun mutlaka sandığın gelmesini büyük bir heyecanla beklemektedirler. Ve şunu söylüyorlar ki söz milletin mi yoksa Belli bir gurubun mu? Bunun tezahürünü sandıkta göstereceklerini ifade etmekteler.

Asıl dikkat çektikleri konu ise desteğini halktan alıp ta mecliste kendisini temsil etmesini beklediği siyasetçilerin ne kadar dik durduğu ve halkın haklarını mı yoksa belli bir ideolojik anlayışın haklarını mı koruduğunu halkımız gayet iyi anlamış olduklarını ve sandıkta gereğini yapacaklarını ifade etmektedirler.

Bu vesile ile sizin aracılığınızla halkımıza sesleniyorum, hangi partiye oy verecek olursa olsunlar sandığa giderek, cumhuriyetin, demokrasinin ve milletin egemenliğinin millet tarafından korunacağını göstermelerini ve '’ Yeter Söz Milletindir '’ sözünü tekrar ülkemizde üstün kılmalarını bekliyorum.

Ülkemiz iyi yoldadır bundan kimsenin şüphesi olmasın, halkımız bizleri tekrar Ankara da görmek isterseler bundan önceki süreçte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de halkımızın hak ve hukukunu en iyi şekilde savunacağımızı temin ederiz. Bu seçim sürecinde de görüldüğü üzere halkımıza Cumhurbaşkanlığını seçtirme arzumuza da sekte vurmaya kalkanlar halktan korkmuşlardır. Önümüzdeki seçimlerde halkımız halka rağmen bir şeyler yapmaya çalışanlara en iyi cevabı sandıkta verecektir bu bir vatani görevdir.

 

 

 

-Ak Parti 3 Kasım 2002 seçimlerinde Sakarya’ da 6–0 alarak Ankara’ da çok güçlü temsil edildi. Bu seçimlerde de 6–0 bekliyor musunuz?



- Hiç şüphemiz yoktur halkımız sandığa giderek Sakarya’da tekrar 6–0 ı Ak Partiye Kazandıracağına inanıyorum. Ak Parti Birleşmeler ve ayak oyunlarından uzak kendi mecrasında yoluna devam etmektedir, Doğru bildiğimiz bu yolda da halkımız bizim arkamızdadır.

 

 

-Son zamanlarda seçimlere birleşerek girmeye çalışan Partiler ANAP- DYP birleşmesi ( Demokrat parti) CHP – DSP – Genç Parti Birleşme çabaları hakkında ne düşünüyorsunuz.

- Bu Samimi olmayan birleşmeleri halkımız artık çözmüştür.  Yeter söz milletindir diyerek halktan desteğini almış olanlar, Yeter Söz Milletindir Halka gidelim denildiğinde Halkın meclisinde Cumhurbaşkanını seçelim denildiğinde nasıl kaçtıklarını halkımız medyamızdan gayet iyi takip etmiştir. Demokrat kimlikleriyle mecliste gurubu olan partilerimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclise girmeyerek, bakın oy verseydiler demiyorum genel kurula gelseydiler bile bu halktan büyük takdir göreceklerdi. Ama onlar Halk’tan bütünüyle kopmuş olan CHP nin ve belli gurupların arkasına takılarak Halka ihanet etmişlerdir. Adnan Menderesin inanın kemikleri sızlamaktadır. 50 yıl önceki çok değerli Menderesin ufku ve bakış açısına sahip olamamışlardır ve bulundukları sayın Menderesin makamına da yakışmamaktadırlar. CHP, DSP ve GENÇ PARTİ için ise yorum bile yapmak istemiyorum Halkımız onları gayet iyi tanımaktadır ve

gereken cevabı da sandıkta verecektir.

 

 

-Şuanda cumhurbaşkanımızın 367 oturum çokluğu ile seçilmemiş olması tartışılırken bazı kişi ve kurumlar seçim kararı almış olan meclisin çıkardığı yasaların tartışılır olduğunu söylemesi sizce ne kadar doğrudur ?

 

- Ana yasamızda da belirtildiği gibi yeni meclis seçilene kadar çalışmalarına devam eder, her türlü yasayı ve kanunları çıkarmaya yetkilidir der. Eğer ki bazılarının dediği gibi meclisin şuan ki durumunu geçersiz saymak doğru ise o zaman 16 Mayısta süresi bitecek olan cumhurbaşkanında cumhurbaşkanlığının da devam etmesi mümkün olamaz. Fakat onlarda biliyor ki devlet başsız ve idaresiz kesinlikle kalamaz. Bu alakasız iddiayı ortaya atanlar olaya siyasal açıdan bakıyorlar hukuk açısından baksınlar.

AKYAZIHABER.COM

İHA/Akyazı Muhabiri tarafından yapılan röportajın tam metnidir.