İslam coğrafyasının kanayan yarası Suriyede mazlum halk dolaysıyla insanlığın katledildiğine şahit oluyoruz. Arap baharının kara kışa döndüğü Suriyede firavun esadın askerleri mazlum kardeşlerimizin üzerine her gün bomba yağdırıyor,yüzlerce masum insan hayatını kaybediyor.

Dünyanın gözleri önünde işlenen bu vahşete şimdilerde açlıktan ölenlerde eklendi. Zalim esad tam bir firavun olduğunu kanıtlamak için şimdi de insanları açlığa terk ederek ölüme sürüklüyor. Peki bu vahşete,bu zulme ve bu barbarlığa karşı müslümanlar başta olmak üzere insanlık ne yapıyor?Maalesef sadece seyrediyor. Sadece seyretmekle kalmayıp zalime maddi ve manevi destek olan ve islam dünyasına çöreklenen zorba dikta rejimleri de var. Zira katil esede bu desteği vermezlerse ve şam rejimi yıkılırsa sıranın kendilerine geleceğini görüyorlar.

Bir başka acı verici olay olarak Suriyedeki muhalif grupların firavunla savaşmak yerine bölünüp parçalanarak kendi aralarında iktidar ve güç mücadelesi vermeleridir. Mazlum ve müslüman halk esadın zulmü altında kıvranırken hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun muhaliflerin bölünüp kendilerine ve dolayısıyla mazlum halka zarar vermeleri hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu yanlıştan biran önce dönülmeli ve firavun esad rejiminin yıkılması için ortak mücadele verilmelidir.

Son olarak, önümüzdeki hafta toplanması planlanan Cenevre - 2 görüşmelerinin emperyalist batının Suriye için yaptığı planları muhaliflere kabul ettirmek amacıyla düzenlendiği herkes tarafından bilinmektedir.Bu görüşmelerin zalim esad rejiminin devrilmesine ve mazlum suriye halkının özgür iradesine hiçbir katkısı olmayacaktır. Çünkü katiller adil bir yargı önünde hesap vermeden bu savaşın bitmesi zor görünmektedir. Bize düşen ise mazlum suriyeli kardeşlerimizin yanında olmak, maddi ve manevi desteklerimizi sürdürmektir.Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.