Eski Köye Yeni Adet Lazım!

Gündemi ve ekonomiyi takip edenler İbrahim Öztürk’ün Akyazı’ya üç sene önce seminer vermeye geldiğini hatırlayacaklardır.

Konu başlığı Yeni Türk Ticaret Kanunu olmasına rağmen konumuz ekonomik daralma ve çıkış yollarına yönelikti. Dünyayı saran ekonomik bir bunalım yaşanırken Türkiye’de inanılmaz derece bir ekonomik büyümenin yaşanması fakat ilçemizin bundan hak ettiği karşılığı alamaması bu seminerden kendim ve değerli ilçe esnafımız için alacağımız tüyolar olabileceğini düşündüm ve bunları sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle ifade etmeliyim ki, Prof. İbrahim Öztürk, bilinen kalıplardaki bir Profesör değil. Halka inen, halkın dilini konuşan ve her daim halktan beslenen birisi. Baronların ekonomi dili yerine sizin dilinizle size hitap ediyor ve sorunlara çözümler sunuyor.  Ülkenin dört bir yanını gezen, tabir yerinde ise ekonominin çarkları arasında dolaşan birisi. Böyle olunca salondaki 600’e yakın kişi pür dikkat ve hiç ara vermeden kendisine kulak kesildi.

Konuşmadan aldığım notlardan ilki: Yaratıcı yıkım felsefesi. “Allah insanlara sıkıntıları onları yok etmek için vermez, o sorunun içine birden fazla çözümü şifrelenmiş olarak koyar. O şifreleri kıran, kendini yenileyebilen ve günümüze uyarlayanlar  bu sıkıntıdan yüksek kârla çıkanlardır.” diyordu. Zorlukların bizi ataletten kurtarmak için var olduğunu ve Allah’ın kurandaki “Zorlukta kolaylık vardır.” ifadesini hatırlatıyordu. Yeni şeylerin yapılması gerektiğini Mevlana’nın ifadesiyle pekiştiriyordu: “Düne ait ne varsa dünle beraber gitti cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Geleceği görmek için dünden ibret almamız lazım.” diyordu.
Bilinen kalıpları yıkıyordu hocamız: Eski köye yeni adet getirilmez sözünün bugün yanlışlığını savundu. Eski köye yeni adetler getirin diye haykırıyordu. “İşinizle ilgili ilinizde ilçenizde yeni bir şeyler yapın. Tepki verin, tepki! Fazla merak insanı öldürür diye bir söz vardır, inanmayın öyle şeylere, insanı meraksızlık öldürür” diyordu.

Dikkat çeken bir diğer tespiti de ekonomideki milliyetçilik anlayışıyla ilgiliydi. Milliyetçi müşteri olmaz, milliyetçi işadamı olur diyordu ve bunu somut örnekle pekiştiriyordu. Japon ekonomi uzmanı olan Öztürk, örneğini de Japonya’dan verdi. Japonya’daki araba markalarının hemen hepsinin yerli olduğunu söylüyordu. Ancak bir seminerde “Baktım ki Japonların elinde ABD menşeli Apple firmasının Macbook Air bilgisayarı, ellerinde de aynı firmanın Iphone telefonu var. Dedim ki ey Japonlar dünyanın sonu gelmiş, hani siz milliyetçiydiniz yerli malı kullanırdınız. Cevap ilginçti: Sen bizi yanlış tanımışsın. Biz o zaman en iyisini Sony yaptığı için onu kullanıyorduk, şimdi Apple firması yapıyor onu kullanıyoruz.” Müşteri beklentilerini karşılayabilmek, onlara cevap verebilmek için bir şeyler yapın ve olumsuz giden durumlara karşı hemen tepki verin . Çünkü müşteri milliyetçi değildir ve hemen elinizden kayar, diyordu.
Olmadı mı sayın Akyazılılar? İlçemize dışarıdan gelen marketlere biz Akyazılılar olarak kol kanat açmadık mı, böylelikle bakkar tek tek kapanmadı mı? Odalardan hangisi bu girişi engelleyebildi? Buna karşılık kendisini yenileyebilen, yerel anlamda markasını oluşturabilen ve böylelikle çok güzel işler yapan yerel birkaç marketimiz de var.
“Esnaflar olarak siz milliyetçi olacaksınız; müşterinize karşı dürüstlüğünüzle,  en iyi ve en kaliteli hizmeti sunarak, güler yüzlülüğünüzle.” ifadesiyle taşı gediğine koyuyordu. Konuşmasının sadece birkaç bölümünü sizlerle paylaşabildiğim hocamızın diğer tespitlerini de bir başka yazıda sizlerle paylaşacağım inşah.

Velhasıl.. İlçemizde ekonomik daralma oluyorsa bunu fırsata çevirmenin yollarını hep birlikte aramalıyız. Yüksekokul öğrencileri eskisi kadar ilçemize gelmiyorsa, ilçemiz sınırlarında olan fabrikaların sahipleri veya yöneticileri zamanını ve parasını Akyazı’da harcamıyorsa, 4 yıllık bir fakültemiz yoksa,  ilçemiz insanı yerel firmalar yerine ulusal ya da uluslar arası firmalara yöneliyorsa, öyle karanlığa küfretmeyip şapkamızı önümüze koyarak kendimize bir bakmamız gerekiyormuş, ben bunu anladım sevgili dostlar.
Bu konuyu kapatmadan bir de duyurumuz olsun: SAGİAD (Sakarya Girişimci ve Sanayici İş Adamları Derneği) Akyazı Temsilciliği Akyazılı iş adamı Metin Sert beyfendinin başkanlığında çok yakında Akyazı’da açılıyor. TUSKON’a bağlı olan SAGİAD derneğinin bölgemizin kalkınmasına ve istihdam artışına fayda getireceği muhakkak. Şimdiden hayırlı olsun diyorum.