Akyazı İHH Temsilcisi Emin Akbayrak, nöbetlerin her Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günü akşam saatlerinde gerçekleştirileceğini açıkladı.

STK'lar, “STK Platformu” çatısı altında bir araya gelerek, Gazze’deki zulme sessiz kalmamak adına başlattıkları bu eylemi, bir vicdan çağrısı olarak nitelendiriyor.

Nöbetler, saat 19.00’da başlayarak akşam ile yatsı namazı arasında devam ediyor. Basın açıklamaları, konuşmalar ve dualarla desteklenen nöbetlerde, Gazze’deki katliamlara karşı toplumsal farkındalık oluşturulması hedefleniyor.

Akyazı İHH Temsilcisi Emin Akbayrak, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "

Akyazı'daki sivil toplum kuruluşları olarak, Gazze'de yaşanan insanlık dramına karşı duyarsız kalmamak adına STK Platformu çatısı altında bir araya geldik. Bu zulmün vicdanları kanatan boyutlara ulaşması sebebiyle, eylemimizi bir "Vicdan Nöbeti" olarak adlandırıyoruz. İsrail'in yapmış olduğu bu zulmün artık dayanılmaz bir hal aldığı, Gazze'de her geçen gün artan can kayıpları ve acımasız katliamlar karşısında insanlık vicdanının susturulmak istendiği bir dönemden geçiyoruz.

"Dünyaya karşı vicdanımızın haykırışı"

Bizler, bu zulme karşı sessiz kalmamamızın, inancımızın bir gereği olduğunu biliyoruz. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) "Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle düzeltin; buna gücünüz yetmezse dilinizle karşı çıkın; buna da gücünüz yetmezse kalben buğz edin ki, bu imanın en zayıf mertebesidir." hadisinden ilham alıyoruz. Düzenlediğimiz bu vicdan nöbeti, dilimizle yaptığımız bir itiraz, kalbimizle taşıdığımız bir buğz ve tüm dünyaya karşı vicdanımızın haykırışıdır.

Gazze'deki kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek, onların sesini duyurmak ve bu zulme dikkat çekmek amacıyla Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri nöbet eylemi düzenliyoruz. Saat 19.00'da başlayan ve akşam ile yatsı namazı arasında devam eden nöbetlerimizde, basın açıklamaları, konuşmalar ve dualar eşliğinde Gazze'deki soykırıma ve işgale karşı tek yürek olduğumuzu gösteriyoruz.

"Gazze'deki insanlar açlıktan ölüyor"

Bu nöbetlerimizin temel amacı, sadece katliamları değil, aynı zamanda İsrail'in sebep olduğu açlık krizini de dünyaya duyurmaktır. Gazze'deki insanlar açlıktan ölüyor. Yiyecek ve suya erişimleri engelleniyor. Bu durum, insanlık onuruna sığmayan ve uluslararası hukuku hiçe sayan bir zulümdür. Zulme destek verenlerin, işgali aydınlatanların ve Filistin'in tamamen işgal edilmesine katkıda bulunanların bu suça ortak olduğunu da unutmuyoruz.

"Zulme dur demek için somut adımlar atılmalı"

Bu vesileyle tüm Türkiye Cumhuriyeti devlet yetkililerine ve dünya devletlerine sesleniyoruz. Bu zulme dur demek için "el ile düzeltme" emrini yerine getirecek somut adımlar atılmalıdır. Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de "yalnızca Benden korkun ve Kur'an'a uyun" buyururken, bizler Amerika'dan mı korkacağız? Başta Türkiye ve İslam devletleri olmak üzere, tüm devletlerin Gazze için birleşerek bu katliama son verecek güçlü bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Artık kınama ve çağrıların ötesine geçilmeli, etkili ve caydırıcı adımlar atılmalıdır.

Gazze'deki kardeşlerimizin mücadelesi ve acıları dinene kadar, kalplerimiz ve dualarımız onlarla olmaya devam edecektir. Tüm hemşehrilerimizi bu önemli nöbetlerimize destek olmaya davet ediyoruz."