Akyazı Adalet ve Özgürlükler Platformu 408. Basın Açıklaması
ABD Senatosu’nun, Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) işkencelerini ortaya koyan raporu açıklandı.
Yani işkenceci ABD bir kez daha işlediği suçlarla gündeme geldi.Rapor, 11 Eylül sonrasındaki sistematik işkence olaylarını geniş biçimde açıklarken, ABD yönetimlerinin insan hakları ihleri konusundaki cüretkarlık ve pervasızlığını da sergilemiş oluyor. Temel problem de bu zaten. İnsan haklarını en ağır şekilde ihlal etmek konusunda ABD’nin dokunulmazlığı sözkonusu ve bu gerçek 11 Eylül’den önce de sonra da güncelliğini koruyor.
Bilindiği gibi, 11 Eylül saldırılarını Afganistan ve Irak işgeri için gerekçe yapan Washington yönetimi, küresel ölçekte uygulamaya koyduğu gözaltı ve sorgulamalarda insanlıkdışı yöntemlere başvurmuş ve dünyada büyük bir tepkiye yol açmıştı. Bush yönetiminin talimatlarıyla oluşturulan Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerindeki işkenceye dayalı sorgu teknikleri yüzünden ölenlerin sayısı bugün dahi tam olarak bilinmiyor. Birçok ülkede “küresel terörizmle savaş” adı altında CIA uçaklarıyla kaçırılan insanların raporda da açıklanan çok farklı işkence yöntemleriyle sorgulanması, insanlık adına utanç verici bir durum arz ediyor. IŞİD ve benzeri yapıların nasıl ortaya çıktığını anlamakta zorlananların öncelikle bu işkence kültürünü sorgulaması gerekiyor.
BM Özel Raportörü Juan Mendez’in ifade ettiği üzere, ABD hükümetlerinin insan hakları ihleriyle ilgili hesap verme konusundaki isteksizlik ve kayıtsızlığı, diğer ülkelerin insan hakları alanındaki sorumluluklarını yerine getirmesini de engelledi. Birçok hükümet, “ABD işkence yapıyorsa biz niye yapmıyoruz” görüşünü benimsemekte fazla zorlanmadı ve bunun sonucunda insan haklarını ihlal etme cesaretine sahip oldu. İşkencedeki en önemli sorun olan cezasızlık konusunda ABD’nin başını çektiği kirli bir ittifak halen varlığını sürdürüyor. Nitekim işkenceci ABD personelinin çeşitli ülkelerde işledikleri suçlar karşılığında yargılanmalarını önlemek amacıyla ikili anlaşmalar yapılması ve böylece Uluslararası Ceza Mahkemesinin by-pass edilmesi, sözü edilen cezasızlık politikalarının somut göstergesini oluşturuyor.
Uluslararası hukuk, işkenceyi her koşulda ve kesin olarak yasaklıyor. BM İşkenceye Karşı Sözleşmenin 2.maddesinde “Hiçbir istisnai durum işkencenin uygulanması için gerekçe yapılamaz” hükmü bulunmasına rağmen, ABD yönetiminin “terörizmle mücadele” bahanesiyle insan onurunu ayalar altına alan uygulamaları devam etti. İşkence aynı zamanda “insanlığa karşı suç” olarak tanımlansa da ABD tarafından bu suç yaygın ve sistematik olarak gerçekleştirildi. Rapordaki ifadelere göre, işkence yapanların terfi edilerek cesaretlendirilmesiyle yeni işkence uzmanlarının teşvik edildiği bir mekanizmanın kurulduğu görülüyor. Bütün olan bitenleri soruşturması gereken uluslararası koruma organları ise ABD sözkonusu olduğunda hiçbir şey yapamaz hale geliyor. Dolayısıyla, güçlü olanın belirleyici olduğu bir sistemin hukukiliğinden söz edilemez. Ayrıcalıklı ve dokunulmaz olan ülkeler var olduğu sürece insan hakları değerlerinin korunması ise mümkün değildir.
ABD'yi ve onun kirli müttefiklerini Müslüman dünyada giriştikleri işgal ve katliamlar ve uyguladıkları insanlıkdışı işkence yöntemleri dolayısıyla lanetliyoruz. İnsanlık vicdanı er ya da geç bu insanlık suçlarının hesabını soracaktır. İşkence kime karşı ve kim tarafından yapılırsa yapılsın bir insanlık suçudur ve yargılanmalıdır.
Diğer yandan ülkemizde ikamet eden misafir Özbek asıllı Abdullah Buhari katiller ve işbirlikçilerle beraber hazırlanan suikast sonucu katledilmiştir. İçişleri bakanlığını bu elim vakanın nasıl ve neden işlendiğini açıklığa kavuşturmalı ve katilleri biran önce adalete teslim etmelidirler. Ülkemizde bulunan misafir insanların can güvenliğini temin etmek hem vicdani hem de İslami zorunluluktur. Zalim ülkelerde esaret altında bulunan Özbek, Türkmen, Doğu Türkistanlı ve daha birçok insanları ülkemize davet edip can güvenliklerini temin altına alınmalıdır. Türkiye devleti, zalim Çin Devlet Müslüman Uygurluların ramazanda oruç tutma ve namaz kılmalarına uyguladığı yeni yasaklar karşısında harekete geçmelidir.
Filistinli bakan Ebu AYN önceki gün şehit edilmişti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz. Zalim İsrail kendi akıttığı bu masum kanlarda boğulacaktır. Zalimler için yaşasın cehennem diyoruz.
AKYAZI ADALET VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU ADINA
MAZLUMDER AKYAZI ŞB. BŞK.
MAHMUT ALEMDAR




