Darbecilik ve darbeye karşı mücadelede önemli bir aşamaya geldiğimiz dönemde Anayasa Mahkemesi kararıyla Ergenekon sanığı eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ tahliye edildi. İnternet Andıcı adlı dava dosyasının Ergenekon davası ile birleştirilmesi üzerine Başbuğ yargılandığı mahkemede 5 Ağustos 2013’te müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor? Darbe teşebbüsünde bulunan ve yargılandıkları davalarda mahkum olan diğer sanıklar da tahliye edilecek mi? Siyasete ve yargıya kumpas kurulduğu iddialarının bir sonucu olarak ve uzun tutukluluk süreleri gerekçe gösterilerek yapılan bu tahliyeler kamuoyu vicdanını yaralamaktadır.28 şubat davası da aynı akıbete uğramış ve darbecilerin hepsi tahliye edilmişlerdir. Ama yaklaşık 18 yıldır uyduruk gerekçelerle tutuklu olan 28 şubat mağduru Salih Mirzabeyoğlu gibi isimler ise zindanda çürümeye devam etmektedir. Ergenekoon ve balyoz davaları derin devletle hesaplaşmak bakımından tarihi öneme sahip davalardır. Bu davaların yargıya kumpas kurulduğu iddialarıyla itibarsızlaştırılarak sanıkları mağdur pozisyonuna sokmak,bu milletin zekasına hakarettir. Derin devletin tasfiyesi için darbecilerin adil şekilde yargılanmaları gerekir. Aksi halde siyasi iktidar ve yargı kurumları ciddi bir güven kaybına uğrayacaktır.

Türkiye’nin geleceği ancak darbeci zihniyetlerin mahkum edilerek milletin egemenliğinin ve hukukun hakim olduğu bir siyaset anlayışına bağlıdır. Ancak derin devlet davalarının gidişatı kamuoyunda ciddi bir endişeye yol açmaktadır. Bu endişenin biran önce giderilmesini ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz.