53NCÜ BAŞÖRTÜSÜ EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu tarafından bugün 53. basın açıklaması gerçekleştirildi. Akyazı Belediyesi Parkı önünde geçekleştirilen eylemde platform üyeleri, başörtüsünün serbest bırakılmasına yönelik sloganlar attı.xml:namespace prefix = o ns = "urn:schemas-microsoft-com:office:office" />

Grup adına basın açıklamasını okuyan Mazlum-Der Şube Başkanı Burhan Çimşit, "Başörtüsü yasağı yıllardır acımasızca sürdürülmektedir. Bu zulüm, milyonlarca Müslüman'ın derin acılar yaşamasına, on binlerce gencimizin eğitim hayatının kesintiye uğramasına ve binlercesinin de eğitim için ülkelerini terk etmek zorunda kalmasına yol açmıştır. Bugün bu büyük zulme, hiç değilse üniversitelerde ve kısmen son vermek için yola çıkanlar, oluşturulan baskı ve korku atmosferinde önerdikleri çözümle, aslında yeni yasakların ve çözümsüzlüklerin kapısını açmak üzere bulunuyorlar. Bu teklif, üniversitelerde dahi yasağı tam anlamıyla kaldırmak bakımından zaaflıdır. Hatta askerin 'başörtüsü bağlama' formunu yasalaştırarak yeni çözümsüzlüklerin kapısını açmaktadır. Diğer yandan, anayasa ve yasalarda dayanağı olmayan fiili yasağı kısmen kaldırma amacıyla ortaya konan teklif ve yapılan açıklamalar, bu fiili yasağı kamu hizmeti verenler ve orta dereceli okullarda okuyanlar bakımından daha kalıcı ve yasal hale getirebilecek, yeni adaletsizliklere zemin oluşturabilecek riskler de taşımaktadır" dedi.

İSLAM KARŞITLIĞI

Çimşit, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Öte yandan, bu kısmi ve zaaflı değişiklik teklifine bile tahammül edemeyenler, İslam karşıtı saldırganlık ve özgürlük düşmanı azgınlıklarıyla yaygara koparmaktadırlar. Birer özgürlük adası olması gereken üniversiteleri kışla haline dönüştüren bu militarist zihniyetin sahipleri, kendilerine rağmen üniversitelerin özgürleştirilme ihtimali karşısında paniğe kapılarak halka ve halkın değerlerine meydan okumakta, anayasa ve yasalara aykırı despotça açıklamalar yapmaktan da çekinmemektedirler. Kimi bürokrat, sözde entelektüel ve oligarşik güçlerin, kendileri yıllardır jakoben dayatmalarla, İslam karşıtlığına dayalı korku krığı oluşturarak ideolojik tarafgirlikle kamu hizmeti verdikleri halde, bugün 'Siz başörtüsü ile kamu hizmeti vermeye kalkarsanız tarafsız olamazsınız' demeleri, hem herkesi kendi gibi bilmek, hem de uzun yıllar süregelen kendi adaletsizliklerini, ideolojik tarafgirliklerini görmeyen bir körlük değil midir? Bilinmelidir ki, bizim hayatımız bir bütündür ve tamamını Allah için yaşamak ibadi sorumluluğumuzdur. Bu sebeple İslami hayat tarzımıza yönelik bütün baskı ve yasakların şartsız ve sınırsız olarak kaldırılması gerekir. Gasp edilmiş haklarımızdan bir kısmının iade edilmesini kimse bize sunulmuş bir lütuf olarak algılayamaz. Şüphesiz ki biz, gasp edilen bütün haklarımızı alana kadar özgürlük ve adalet mücadelemizi sürdüreceğiz. 200 sivil toplum kuruluşunun ortak yayınladığı deklarasyona Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu olarak biz de imza atıyoruz."