344. Basın Açıklaması

İnsanın varoluş gerekçelerinden birini özgürlük oluşturur. Allah insanı mahlûkatın en şereflisi olarak yaratırken aynı zamanda ona özgürce düşünme ve davranma hakkını da tanımıştır. Bu yüzden insan özgürlüğünü yaşayabildiği ve koruyabildiği ölçüde değer kazanır.

Bizler, yıllarca süren mücadeleden ve çekilen sıkıntılardan geçerek özgürlüğümüzü ve haklarımızı elde etmeye çalıştık, hala çalışıyoruz. Bunu yaparken kazanılmış haklarımızı kaybetmeyi de hiçbir şekilde kabullenemeyiz. Yani karanlığa yeniden teslim olmak gibi bir niyetimiz asla yok.

Başörtüsü mücadelemiz de bu ülkenin Müslüman çocuklarının en değerli özgürlük mücadelesiydi ve hala da öyledir. Bugüne kadar inançlarından dolayı itilen, kakılan, eğitim hakları ellerinden alınan kızlarımız bu mücadelenin sonucunda şimdilerde özgürce eğitimlerini sürdürebiliyorlar. Ancak darbeci, yasakçı ve tek tipçi zalim güçler yeni oyunlar peşindeler ve üniversitelerin açılmaya başlandığı bu günlerde kirli bir tezgâhı sahnelemek istiyorlar. Dün ODTÜ'de yaşanan olay bu terbiyesiz ve ahlaksız çevrelerin zihniyetini bir kez daha yansıttı. Başörtülü öğrencilerin varlığından rahatsız olan ve eğitim hakkına müdahale etmeye çalışan bu kirli zihniyet şunu çok iyi bilmeli. Türkiye artık eski Türkiye değil, Müslümanlar da ensesine vurup özgürlüğünü gasp edeceğiniz insanlar değil. Bu oyunların oynanmasına başta üniversite yönetimleri izin vermemeli ve tehlikeli bir kamplaşmaya çanak tutmamalı. Temel hakların ve özgürlüklerin ihlal edilmesine hiç br şekilde göz yumulmamalı, bunu yapanlar derhal gerekli cezai soruşturma ve kovuşturmaya çarptırılmalı. Yaşanan bu karanlık ve kirli tezgah karşısında tüm gençlerimizi uyarıyor ve sorumluları göreve çağırıyoruz.

Ülkemizde yaşanan bu gelişmelerin yanında Suriye ve Mısırda da kan akmaya ne yazık ki devam ediyor, diktatörler kendi halkını acımasızca katlediyor. Mısırdaki darbecilerin İhvan hareketini yasaklamaya çalıştıklarına dair haberler geliyor. İslam düşmanlarının böyle bir girişimde bulunması karşısında inşah mısır halkı gereken yanıtı mutlaka verecektir. Meşru bir siyasi hareketi yasaklamaya kalkışmanın hiçbir hukuki yönü olamaz. Ama darbeciler hukuku zaten katlettikleri için onlardan hukuka uygun davranmaları da beklenemez.

Bu arada sevindirici bir gelişme oldu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi, Mavi Marmara avukatlarının İsrail aleyhine yaptığı başvuruyu kabul edip dava dosyasını bir üst kurula gönderdi. Böylece şayet dava dosyası üst kurulda onaylanırsa İsrail mahkemede sanık sandalyesine oturacak ve işlediği insanlık suçlarının hesabını verecek.

Önümüzdeki hafta cumartesi saat 12:30’da buluşmak üzere Allah’a emanet olun.

Akyazı Adalet Ve Özgürlükler Platformu Adına
Mazlumder sözcüsü
İrfan ALEMDAR