303. Başörtüsüne Ögürlük Basın Açıklaması

Siyonist İsrail rejimi tarafından bombalanan Gazze'de sağlanan ateşkes,İslam dünyasındaki uyanışın ve dirilişin önemli bir göstergesidir.Katil Netanyahu hükümeti,Mısır ve Türkiye başta olmak üzere İslam toplumlarının sergilediği dayanışma ve işbirliği karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır.Gazze'deki ateşkesin çok kırılgan olduğu ve siyonistlerin yeni provokasyonlar yaparak anlaşmayı bozup çok daha acımasız ve zalimce yeni saldırılara girişme ihtimali de oldukça yüksektir.Bu yüzden müslümanlar Filistin sorununa karşı birlik ve beraberlik içinde tavır sergilemeli ve emperyalistlerin tuzaklarına karşı uyanık olmalıdır.Gazzenin yeni acılar yaşamaması ve Filsitinli kardeşlerimizin özgür ve bağımsız bir devlete sahip olabilmeleri için hepimizin maddi ve manevi destekleri gerekmektedir.İnşah siyonistlerin zulmü son bulacak ve Allah mazlum ve mustazaf kardeşlerimizi zafere ulaştıracaktır.

Gazzeye atılan bombaların hemen yanıbaşında bir başka zalim ve despot diktatör olan Beşar Esed kan dökmeye ve insanlık suçu işlemeye devam etmektedir.Suriyede ölü sayısının 50.000'i geçtiği belirtilmektedir.Gerçek kayıp ve yaralı sayısını ise kesin olarak bilmek mümkün değildir.Gazze konusunda Arap dünyasının gösterdiği hassasiyetin suriye meselesinde gösterilememesi ise acı vericidir.İslam ümmetinin hala birtakım siyasi çıkar hesaplarıyla zulme karşı ortak tavır sergilememesinden cesaret alan katil rejim cinayetlerini pervasızca sürdürmektedir.Dolayısıyla daha fazla kan dökülmesini önlemek,masum sivllerin vahşice katledilmesine engel olmak için acil olarak İslam coğrafyasının ortak bir tutum takınması gerekmektedir.Aksi halde iş işten geçmiş olacaktır.

Ülkemizin gündemindeki önemli konulardan biri ise 12 Eylül darbesinin hayatta kalan iki liderinin yargılanması meselesidir.Türkiye'de 2010 anayasa referandumuyla elde edilen ve ilk kez gerçekleşen darbelerle hesaplaşma kazanımının en önemli olayı hiç şüphesiz 80 darbecilerinin yargılanma sürecidir.Balyoz ve Ergenekon davalarının genel olarak darbe teşebbüsünü yargıladığı, bu davalardan farklı olarak gerçekleşmiş bir eylem olan 80 askeri darbesini yapan aktörlerin ilk kez yargı önüne çıktığı tarihi bir dönemi yaşıyoruz. Bu davanın adil yargılama standartlarına göre yapılması ve adaletin sağlanması en önemli beklentimizdir.Darbe suçlarının aynı zamanda insanlığa karşı işlnmiş suçlar kapsamında ele alınması ve sanıkların suçu sabit görüldüğü taktirde en ağır cezaya çarptırılmaları halkımızın beklentisi ve temennisidir.Hukukun üstünlüğü ve herkesin hukuk önündeki eşitliği ilkesi korunarak bir yargılama yapılmalıdır.İnşah bundan sonraki süreçte ülkemiz darbe zihniyetinden ve darbe teşebbüslerinden tamamen kurtulmuş olur.