Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan olaylar sıcak gelişmelerin yaşanacağının habercisi gibidir.Suriye'deki diktatörlüğün yapmakta olduğu vahşi katliam devam etmekte,Gazze’de İsrail barbarlığı sürmekte, Afganistan ve Irak'ta Müslüman kanı akmaktadır.İslam dünyasının parçalanmışlığı ve perişanlığının maalesef önümüzdeki dönemde de kolay kolay ortadan kalkmayacağı izlenimi oluşmaktadır.

Batılı emperyalistlerin böl,parçala,yut taktiklerini bugüne kadar başarıyla uyguladığı İslam dünyasındaki yeni uyanış hareketlerinin başarıya ulaşması için hepimizin dua etmesi ve dikta rejimlerine karşı mücadele eden,özgürlük ve adalet isteyen kardeşlerimize destek olmamız gerekmektedir.Afrika kıtasında da aynı oyunlar oynanmakta,Sudan,Somali,Libya ve Nijerya'nın etnik ve dini çekişmelerle iç savaşa sürüklenmesi istenmektedir.Böylece emperyalizmin sömürü mekanizması işlemeye devam edecek, kaybedenler yine Müslümanlar olacaktır.Dolayısıyla hepimizin çok uyanık olması ve bu sömürü düzeninin nasıl işlediğinin farkına varmamız gerekmektedir.

İslami kimlikleri ile ülkemize sığınan mültecilerin elleri kelepçelenip tekrar ülkelerine gönderilip diktatörlere teslim edilmesini yadırgıyoruz. Böyle ayıplar ülkemize yakışmamaktadır. Ülkeyi idare edenler! Sığınmacı, mültecilerin acı çığlıklarına kulaklarınızı tıkamayın. Vebalinden kahrolursunuz.

Diğer taraftan ülkemizin iç siyasi gündemi yoğunlaşmakta ve halkımızın beklediği yeni anayasa süreci devam etmektedir.Meclis gündemine gelecek olan kesintili zorunlu temel eğitim yasa tasarısının kesinlikle yeni mağduriyetlere yol açmayacak şekilde ve fırsat eşitliğini koruyacak biçimde yasalaşması büyük önem taşımaktadır.Tek tip insan modelinin özlemi içindeki CHP ve diğer siyasi unsurların baskıcı ve dayatmacı anlayışlarına ve şantajlarına hükümet kesinlikle boyun eğmemeli,dini eğitimin engellenmesi için yapılan propagandaya taviz verilmemelidir.Eğitim hakkından her çocuk eşit olarak ve özgür biçimde faydalanabilmelidir.

Son günlerde yeniden tırmanan terör ve şiddet eylemleri sonucu yaşanan can kayıplarından büyük üzüntü duyuyoruz. Kürt sorununu çözümsüzlüğe sürükleyen, silahlı çatışma ve kargaşa ortamından medet uman derin güçlerin bu provokasyonlarını bir kez daha lanetliyoruz. Barış ve kardeşliğe her zamandan daha fazla ihtiyacımızın olduğu bu dönemde tüm halkımızı oynanan oyunlara karşı dikkatli olmaya davet ediyoruz. Gelecek hafta cumartesi saat 12.30’da buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz.