244. Basın Açıklamasında Beraberiz

Muhterem Tenzile ERDOĞAN’IN hakka yürümesi üzüntüsünü ailesi ve yakınlarıyla paylaşıyoruz. Merhumeye Allah’tan rahmet diliyoruz.
Direniş Unutmuyor, Unutturmuyor!
Açıklamamıza başlarken 244 haftadır başörtüsü yasağına karşı direnerek şahitliklerini gösteren kardeşlerimizi tebrik ediyor kendilerinden Allah razı olsun diyor ve kendilerinin gösterdiği bu örnekliğin tarihi bir nitelik taşıdığının bilinmesini istiyoruz.
 Türkiye’de halkı; yıllardır, baskı yasak ve darbeler ile sindirmiş Kemalist rejimin sacayakları olarak darbeci militarizm baskıcı ve dayatmacı bürokrasi ve azgınlaşmış sermayeyi sayabiliriz. Halkın hak ve taleplerini yıllardır görmezden gelen bu seçkinci laik sınıflar iktidar ve servetlerini kaybetmeme uğruna her türlü yolu ve oyunu deniyorlar. Bilindiği gibi başörtüsü yasağında da aynı oyunu denediler ve halen de deniyorlar.28 Şubat sonrasının o Müslümanların üzerine adeta bir kâbus gibi çöktüğü dönemde önce başörtülü avına çıktılar. Başörtüsü yasağını sokağa kadar indirebilmenin denemelerini yaptılar. Başörtülü öğrenciler okullarından atıldı öğretmenlerin işlerine son verildi doktorlar sürgün edildi hatta hastalar dahi başlarını açmadıkları için rahmetli Medine Bircan’da hatırlayacağımız gibi ölüme terk edildi.
Bugün de değişen fazla bir şey yok. Osmaniye’de başörtüleri ile okumak isteyen ilköğretim öğrencileri kapı dışarı ediliyorlar. Akdeniz Üniversitesinde yasak devam ediyor. Dicle Üniversitesi başörtülüleri okula almıyor. Seyhan ilçesinde 5.sınıf öğrencisi Büşra’nın başörtüsü tutanak sebebi oluyor. Çukurova Üniversitesinde Yeşim MENDİ isimli öğretim görevlisi başörtülü öğrencileri açıkça tehdit ederek derse almayacağını söyleyebiliyor. Bazı okul müdürleri başörtülü öğrencilere açıkça hakaret edebiliyor. Gaziantep’te de başörtülü ilköğretim öğrencileri okullarına alınmadıkları gibi her sabah okulun önüne güvenlik güçleri yığılıyor. Yine Gaziantep’te Şüheda başörtüsü ile okuluna alınmıyor. Sadece Hilvan ilçesinde 30’a yakın öğrenci başörtülü oldukları gerekçesiyle okullarına gidemiyorlar. Sultangazi’de Tuba başörtülü olduğu için kaç gündür okuluna alınmıyor. Kısacası zulüm devam ediyor. Kendisini İslam’a ve Müslümanlara halkın hak ve taleplerine karşı konumlandırmış rejimin yeni sahipleri de zulmü görmezden geliyorlar. Ertelemeci söz ve davranışlarla Allah’ın emirlerine karşı geliyor ve halkın taleplerine kulaklarını tıkıyorlar.   
Fakat yine de rejimin sahiplerinin hesapları tutmuyor. Tevhide ve adalete inanmış zulme karşı durulması gerektiğini eylemleri ile gösteren Müslümanlar bu yasakçı rejimin baskılarına boyun eğmiyorlar. Başta Mazlum-Der ve Özgür-Der’in öncülüğünü yaptığı bu direniş öbekleri halen burada Akyazı’da da olduğu gibi başörtüsünün şartsız ve sınırsız her alanda özgür olması için mücadelelerine devam ediyorlar. Başörtüsünün Allah’ın emri ve inançlarının açık bir simgesi olduğunu haykırıyorlar. Kocaeli Akyazı Antalya Van v.b. gibi ülkenin birçok yerinde Müslümanların onuru için şahitlik yapıyorlar.
Direniş halkın sırtından ve emeğini sömürerek kazandıkları servetlerinin üzerine servet katmaya devam edenlerin planlarını bozuyor. Direniş halkı darbelerle sindirmiş militarist zihniyetle hesaplaşılması gerektiğini öğretiyor. Direniş kendisini çoğu zaman İslam’a karşı konumlandıran bürokratik oligarşik sisteme boyun eğilmemesini haykırıyor. Direniş başörtüsünün her alanda hiçbir kısıtlama olmaksızın kaldırılmasını talep ediyor. Direniş başörtüsünün namaz gibi oruç gibi Allah’ın açık bir emri olduğunu beyan ediyor.