Ey Yetkililer! Hodri meydan! Size emanet edilen, eğitim ve öğretim verdiğinizi iddia edip zorunlu olarak en az 444=12 yıl ve üstüne üniversitesiyle 16 belki de 20 yıl ailelerinden zorla aldığınız öğrencilerin birçoğunu alın… Evimde veya herhangi bir mekânda kendi imkânlarımla bu sürenin 1/3’i belki de daha az bir zamanda yetiştireceğim öğrencilerle karşılaştırın… Yeni binalar, yüz binlerce öğretmen ve büyük masraflarla sözde eğitim ve öğretim verdiğiniz 20 milyon öğrencinin birçoğundan daha iyi öğrenci yetiştiremezsem Taksim meydanında beni sallandırın!
Ölçünüz ders sınavları olacaksa aynı zamanda gelip diğer öğrencilerle aynı sınava girsinler…
Ölçünüz dönem sonu notları olacaksa aynı değerlendirmeye tabi tutulsunlar…
Ölçünüz LGS sınavı olacaksa aynı sınava girip puanlarına baksınlar…
Ölçünüz YKS olacaksa aynı sınava girip puanlarına baksınlar…
Hepsinde de sizin onca imkanınıza rağmen okuttuğunuzu ve eğittiğinizi iddia ettiğiniz sistemin öğrencilerinden benim öğrencilerim daha başarılı olmazsa Taksim meydanında beni sallandırın!
Üstüne Üstün O Öğrencilere Kıyasla…
* Daha iyi İngilizce, Almanca ve Arapça konuşabilen (En az 3 dil konuşabilen)
* Temel bilgisayar programlarına ve teknolojik gereksinimlere hâkim olan
* En az 1 savunma sporu dalında kendini rahatlıkla koruyabilecek derecede eğitime ve kendisiyle birlikte en az 1 kişiyi de kurtarabilecek seviyede yüzme bilgisi ile ilk yardım bilgisine sahip olan
* Erken yaşta edindiği, kendi geçimlerini sağlayacak bir ya da birkaç helal kazanç bilgi ve tecrübesine sahip olan
İlaveten
Dini-Milli kimliğini ve Tarihini bilip tanıyan ve bu kimliğin kendisine yüklediği sorumluluk bilincinin farkında olan,
Allah kelamı olan Kur’an-ı Kerimi akıcı olarak okuyabilen ve öğretebilecek seviyede bilgisi olan,
Azami olarak Amme cüzü, Yasin, Mülk, Fetih, Hucurat, Vakıa ve daha birçok surei celileyi ezbere bilen,
Okuduğu Kur’an surelerin birçok kısmını anlayabilen ve mana vererek anlatabilen…
Kur’an ahlakını ahlak edinme gayretlerinden dolayı dillerinde argo ve küfür olmayan, usul olmadan vuslat olmayacağını bildikleri için usul ve adap sahibi, büyüklerine saygılı, küçüklerine sevgili, Allah korkusuna ve merhamet duygularına sahip, kibirli değil ama vakarlı, inatçı değil ama sabırlı, hırslı değil ama azimli, eşitlikten değil adaletten yana olan, hak ve hukuk gözeten,
Kız erkek bir arada dinen haram bir ortamda eğitim ve öğretimden ve o okula gitmek için binlerce namahrem insana kendini göstermekten zaruret durumları hariç mümkün olduğunca korunmuş olan,
Birçoğu buluğ çağına girdiği halde sözde okula gidiyorum diye tek bir farz namazı kılmadan yıllarını mahvederken, tek bir namazını dahi kazayı bırakmayan öğrenciler yetiştirmezsem…
Beni Taksim meydanında sallandırın! Hodri Meydan!
Müslümanlar Garibtir, Yalnızdır!
Bizler bu ülkenin Müslümanları olarak o kadar garibiz, o kadar güçsüz, yalnız ve aciziz ki… Sizin inancınız size ne yapıyorsanız yapın da bizi rahat bırakın, bırakın çocuklarımızı istediğimiz gibi yetiştirelim dahi diyemiyoruz! Bunu, hem de bu ülkedeki din düşmanlarının karşısında, sözde dini savunan kimselere diyemiyoruz! Niye mi?
Nedir Bu Zorunlu Örgün Eğitim Sevdanız? Hayırdır? Siz Kimden Yanasınız?
Evlatlarımız PYBS sınavına giriyor ve en yüksek puanları alıp kazanıyor ama açık lise okuyor diye burs alması engelleniyor ve bursları iptal ediliyor!
Türkiye Diyanet Vakfını da aralarında olduğu birçok vakıf ve kuruluş tarafından örgün okuyan öğrencilere burslar verilirken açıköğretim okuyan öğrencilere verilmiyor!
Öğrencilere telefon, bilgisayar ve ücretsiz internet verilmesiyle ilgili düzenleme çıkarılıyor ama açıköğretim öğrencileri kapsam dışı bırakılıyor!
Son olarak bu yıl gelen yeni düzenleme ile evlatlarımızı açık lisede okutmayalım diye açık lise kayıtları da kaldırılıyor ve açık liseye gitmeleri de engelleniyor!
Neden? Kızlarımız kısa eteklerle okula gitmiyor, o kafe senin bu kafe benim erkeklerle dolaşmıyor diye mi? Ellerinde sigara ağızlarında küfürlerle sokaklarda yüksek sesle gezmiyorlar diye mi? Sıraların üstüne çıkıp Tiktok videosu çekmiyorlar diye mi? Daha sayayım mı?
Siz bizim çocuklarımıza istediğiniz engeli çıkarın, istediğiniz imkânlardan mahrum bırakın fark etmez! Kendi çocuklarınızı ABD’lerde İngilterelerde belediye ve diğer kurum ve kuruluşların on binlerce dolarlık burslarıyla postmodern akıl üzere masterlar yaptırırken bizim çocuklarımızın emekleriyle kazandığı 3 kuruş bursu iptal etmenizle mi bizi Ehli Sünnet yolundan caydıracaksınız?
Derdimiz bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir! Derdimiz doğruları söyleyenlerin ya FETÖCÜ ya da muhalif diye yaftalandığı ortamda birilerine yanlış yolda olduklarını göstermektir! Bu eğitim sistemi yüz binlerce vatan evladının ömrünü harcıyor, bitiyor! Her sene yeni bakan, yeni yetkili atamaları ve yeni sistemlerle hiçbir şey düzelmiyor! Bari bunu görüp sisteme çocuklarını yedirmek istemeyenleri rahat bırakın! Madem din eğitimini zorunlu yapacak güç ve kudrete sahip değilsiniz, bu ülkede madem özgürlükten söz ediyorsunuz, hiç olmazsa bizim çocuklarımızı rahat bırakın! Bırakın onları özgürce emir olunduğu hal üzere istediğimiz gibi yetiştirelim!
Bir Sonraki Yazımızda Görüşebilmek Ümidiyle…
Şehabeddin Mahir TUNA
İlahiyatçı Yazar