Görmedim!
Duymadım!
Bilmiyorum!

Sakaryaspor'un şuan ki durumu oldukça düşündürücü. Kimseden çıt çıkmıyor. Herkes yönetimden bir açıklama beklerken bu kadar sessizlik hayra alamet değil. Her fırsatta takımı kötülemeye çalışanların bile sessiz kalması beni çok tedirgin ediyor. Her zaman her şartta doğruları dile getirdiğim için benin içim rahat. Takıma zarar vermemek adına 2 haftadır olup biteni tartıyorum. Ama malesef lastik çok önceden patlamış. 

Osman Özdemir'in gönderilmesi süreci ile başlayan Pizrenli ailesinin istifası, İstişare Kurulu'nun lav edilmesi, Erçağ'nın TFF'ye başvurusu bir çok mesaj içeriyor aslında. Ama kimse bu mesajın içeriğinden bahsetmiyor. Yönetimin ilk göreve gelirken koymuş olduğu "Kurumsallaşma ve Şeffaflık" hedefine dair hiç bir şey kalmamış durumda. Kulübün maddi sıkıntıları kapıya dayanmış, zili çalması an meselesi. Yarın öbür gün TFF'nin yolunu tutan başka oyuncular da olursa hiç şaşırmayın. Benim korkum eski günlere dönmeyelim. Olimpiyat Stadında hepimizin gözünün önünden bir film şeridi geçti çünkü.

Bu süreçte en çok kafama takılan İstişare Kurulu'nun lav edilmesi durumu oldu. Özellikle Halit Evin'in 'Biz böyle bir kurul kurulurken haberimiz yoktu.' açıklaması beni çok düşündürdü. Biliyorsunuz İstişare Kurulu geçtiğimiz yaz ayında yapılan genel kurulda Başkan İsmail Gürses'in isteği ile kurulmuş ve oy birliği ile kabul edilmişti. İstişare Kurulu'nun başkanlığını Erkan Pizrenli yapıyor, Şansal Büyüka, Yılmaz Vural, Ersin Taranoğlu, Akgün Altuğ, Turan Sarıgülle, Sıtkı Sakallıoglu gibi isimler Sakaryaspor için neler yapılabileceğini ön görüp, akıl hocalığı yapılıyordu. Bir Erkan Pizrenli ile bu kadar kayıp yaşanıyorsa ben düşünürüm bu işin neresi daha doğru diye... 

Takımın son durumuna gelecek olursak, ben Engin hocanın bir katkı sağladığını düşünmüyorum. Osman Hoca nasıl bıraktıysa aynı şekilde devam ediyor. Bize extra kattığı bir şey yok. Umarım daha da bozmaz takımı. Keşke diyorum şu takımın anahtarını Osman Hocaya verselerdi. O zaman daha güzel şeyler olabilirdi. Orta sahayı bozarsak hiç bir şekilde verim alamayız. Bir oynama alışkanlığı, istikrar var. Bu değiştiği zaman ne olursa olsun oyun etkileniyor. Ligin son sırasındaki Silivrispor'a kendi elimizle puan hediye ettik.

Taraftar az da olsa tabloyu görebiliyor. Yönetim olarak güven verilmedikçe seyirci sayısı düşer. Bilet fiyatlarındaki indirim falanda işe yaramaz. Bu taraftar hiç bir zaman bu armayı yalnız bırakmadı. Her yere peşinden gitti. Ama bir oyun sezerse hesabını da sorar. Unutmayın yeri geldi taraftar bu kulübe başkanda oldu.

En büyük tehlikeyi devre arası olarak görüyorum. Futbolcu ödemelerinde sıkıntı olduğu aşikâr gözüküyor. Eğer bu kadroyu korumak istiyorsak bir önlem alınmalı. Eğer transfer fantezisine girecek olursak çok fazla yara alabiliriz. Zira futbolcular ne kadar bu arma için oynasalarda onlarda ekmek parası peşinde. Herkes için önemli olan doyduğu yerdir. 

Toparlayacak olursak öncelike yönetimin ciddiyetle kamuoyuna bir açıklama yapması lazım. Günü kurtarmak değil, geleceği düşünerek yeniden adımlar atılmalı. "Vefa" ve "Değer" çok önemli. Sakaryaspor için kalbi atan herkese değer verilmeli, hizmeti olan herkese vefa gösterilmeli.  İnsanları Sakaryaspor'a küstürürsek hiç bir şekilde kazanamayız...

Saygılarımla...