25 Nisan 2024 | Perşembe
RÜZGÂRIN FISILTISI
2019-02-07 12:14:40
2536 OKUNMA
Halil AKAN
Ve men yettekıllâhe yec’al lehû mahrecen; Ve yerzukhu min haysü lâ yahtesib * ve men yetevekkel ‘alAllâhi fehuve hasbüh ... (65.Talâk: 2-3)
Yukarıdaki ayet kerime biz Müslümanlara dünya ve ahiret saadetine nasıl ulaşacağımızı açık bir şekilde tarif etmektedir.
Batılı ülkelerde özelikle de ABD de görmeye alışık olduğumuz fırtına, hortum gibi doğal afetleri yakın zamanda ülkemizde de görmeye başladık. Bütün bu yaşananların ilahi bir uyarı olduğuna inanıyorum.
Allah c.c Müslümanlara, dünyada zalimlere esir olmadan yaşama imkânı veren ve güçlü ülke olmalarını sağlayacak iki kutsal hediye göndermiştir. Bunlara sahip çıkar baş tacı yaparsanız, asla mahzun olmazsınız demiştir. Bunlardan biri peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahualeyhivessellemin sünneti, diğeri de kitabımız Kuran-ı kerimdir. Ancak Müslümanlar dünyaya aldanıp, Allah c.c’üne ruhlar âleminde verdiği ;”sen bizim rabbimizsin, ancak sana kulluk ederiz” sözünü unutuncaya kadar…
Yukarıdaki ayeti kerimede yüce Allah mümin kullarına şöyle sesleniyor: “Kim Allah'a itaat ederse, onun emir ve yasaklarına uyar, haramlarından kaçınırsa, ona sıkıntılarından bir çıkış yeri açar(Allah onu sıkıntılarından kurtarır) ve Ona ummadığı yerlerden rızıklar verir! Kim Allâh’a tevekkül ederse, Allah c.c ona yeter!“
Hiç şu sözcükler bir biri ile anılabilir mi; yalan söyleyen Müslüman, borcunu ödemeyen Müslüman, aldığı emanete ihanet eden Müslüman, cana kıyan Müslüman, hırsızlık yapan Müslüman, faiz alan Müslüman, faize para yatıran Müslüman, Allah c.c’nün Hristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin uyarısına aldırış etmeyen Müslüman. O halde bu yaşanılan afatlar bize birer uyarı değil de nedir? Tüm İslam coğrafyasının asıl sorunu da aslında ekonomi değil, İslam dışı yaşamıdır.
İşte bu yüzden İslam ülkelerinin başı dertten kurtulmuyor ve Müslüman kardeşinin sebepsizce ve acımasızca katledilişine dur diyemiyor. Yüce kitabı Kuran-ı Kerimi roman okur gibi okuyan, dünya ve ahiret işlerinde rehber edinmeyen, hatta yetersiz görüp rafa kaldıran, Hristiyan âleminin kanunlarını kopyalayan, yaşam tarzını batıya bire bir benzemek için yarışan bir milletin sıkıntılardan kurtulması, bağımsız ve güçlü bir ülke olması ne kadar mümkün olabilir ki...
Allah’ın emir ve yasaklarına uyduğumuzda Allah c.c’nün yardımı gecikmeden bize gelecektir. Madem ölüme inanıyoruz, madem cennet ve cehennemin var olduğunu kabul ediyoruz, madem bu dünyada yapılacak zerre iyiliğinde kötülüğünde hesabının sorulacağını kabul ediyoruz o halde hala neden gerçek bir mümin gibi, elinden, dilinden emin olunan gerçek Müslüman gibi yaşamıyoruz?
Dünyanın en gelişmiş, en güçlü, en modern silahlarına sahip olsalar ne yazar. Hortumu görmediniz mi, bir kâğıt parçası gibi savurdu attı dehasa uçak ve araçları? Bedirde de sayıca az olan bizdik, zafer sayıya, teknolojik güce bağlı değildir asıl etken imandır. Ne diyor merhum milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy; “İmandır o cevher ki, ilâhî ne büyüktür, İmansız olan paslı yürek sînede yüktür.”
Bir hadisi şerifte yüce peygamberimiz ise; "Kul Amentü Billahi Sümmestakim " "İnandım de, Sonra dosdoğru Ol " diyerek Müslümana nasıl olması gerektiğini öğretiyor.
Yani ya gerçek Müslüman bir millet gibi yaşayarak güçlü Türkiye olacağız ya da Irak, Libya, Suriye gibi bölünüp parçalanarak bugünleri mumla arayacağız. Kararı verecek olan biziz.
Allah c.c bu milleti tefrikaya düşmekten korusun. Mazlum ve masumların tek ümidi olan bu necip milleti bölüp parçalamak isteyenlere fırsat vermesin.(âmin)
YORUM YAZ
Diğer Yazıları
1 / 15
YAZARLARIMIZ
EN ÇOK OKUNANLAR
EN ÇOK YORUMLANANLAR
AKYAZI HABER
Arşiv Haber Arama
SAYFALAR
© 2006 - 2021 tüm hakları saklıdır. Yazılı izin olmaksızın yeniden yayımı suç teşkil eder.