Geride kalan iki Rahmet ve bereket dolu ay ve yaklaşan RAMAZAN’I Şerif Ayı…

Hüzünle geçti Recep ayı, bir daha ya nasip. Şaban ayının da sayılı son günleri kaldı, sonrasında içerisinde bin aydan daha hayırlı bir KADİR gecesini barındıran RAMAZAN’ı ŞERİF ayı. Her biri bir birinden kıymetli bu üç aylar bir önceki ayın eksikliklerini hissedip içerisinde bulunulan ayın kıymetini bilerek yaşamamızı bekler bizden. Dünya işleri ve dünyalıklar unutturur bizlere bu kıymetli günlerin ehemmiyetini. Biri çıkıp şöyle dese, “ muayyen bir ayda düzenli olarak beni ziyarete gelen ve beni hoşnut edecek işleri yapanlara tatmin edici ödüller vereceğim” dese sanırım oluşacak insan kuyruğunun sonu görülmeyecek kadar uzun olurdu değil mi? Bize ahiret hayatı veresiye geliyor sanki oysa geçen yıl aramızda olup bu yıl olamayan o kadar dostumuz var ki.  Ben buradan din üzere yazı yazmayacağım, haddim değil haddimi bilirim lakin. Sadece üzüldüğüm bir iki husussu sizlerle paylaşmak istedim.

Osmanlı, ecdadımız ne güzel yaşarmış bu kıymetli günleri. Gelişini, varlığını, hüzünlü gidişini her ferdine hissettirir ve dünya ya da tanıtırmış. Peki ya şimdi; elin Avrupalısı noel dedikleri yeni bir yıla giriş yaklaştı mı hazırlıklar, ülkeler çapında yapılır, fert fert iliğine kadar hisseder ve onlarda kendilerince en güzel şekilde geçirmek için o sayılı gördükleri günleri en üst düzeyde yaşamaya bakarlar. Bizler ise, üç ayların ilk günleri üç camilerde, “üç ayalara girdik, alemlerin efendisi şöyle dua ederdi bizde öyle dua edelim” denir birde bu üç aylarda Allah’ımızın bize ikram ettiği kıymetli gecelerde 5-10 dak sohbet ve bir dahaki üç aylara ya nasip denir.

Böyle mi olması gerekir, seslenmek istiyorum başta diyanet işleri olmak üzere, müftülüklerimize, imamlarımıza, devlet erkânına bile seslenmek istiyorum. Üç ayların gelişi daha farklı yaşatılamaz mı? Her an, her vakit insanlara içerisinde bulunduğu günün, günlerin ne denli kıymetli olduğu sıklıkla tekrarlanması daha iyi olmaz mı? Camiler sadece nazma kılma ve para toplama yeri değildir. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki, Müslümanlık garip geldi garip gidecek sözü esastır. Her yerde afişler asılabilir, konferanslar düzenlenebilir, değişik konuşmacılar getirilebilir. Akla o kadar çok şey geliyor ki, öyle kutlanmalı ki dünya hissetmeli ancak maalesef vasat bir şekilde gidiyor. Umuyor ve arzu ediyorum ki, Şaban ayının kalan ganimet günleri ve Ramazan’ı şerif ayı daha heyecanlı 7’sinden 70’ine herkesin iliklerine kadar hissedecekleri hissiyatla dolu dolu geçer. Bundan büyük iş diyanet işleri başkanlığımız başta olmak üzere müftülüklere düşüyor. Siz bu güleri hafife alırsanız vatandaş ne yapsın. Sizler şevkle, aşkla işlerseniz her an her yerde vatandaşta bu bir birinden değerli günleri daha bir özverili yaşar deneyip görelim. Tv’ler dizi üzerine dizi, hayat hep hayal kahramanlarından ibaret değil. Hangi kanalda Allah aşkına Recep ayı boyunca bu mübarek ayın hikmeti ve himmetinin anlatıldığına tanık oldunuz.  Neden diyanet işleri ve müftülükler diyorum. Sizler dini en iyi bilen ve temsil makamındaki kişiler siniz bizler din konusunda yeterli eğitimi alamamış toplumuz. Hıristiyanlığı anlatan yayan Hırıstiyan din adamları ise bizde de Müslümanlığı Müslüman din adamlarımız anlatmalı. Sonra toplum aydın bir toplum olur. Toplum da hoş görüyü kaldırıp kini yaymak isteyen diş mihraklar aradığı ortamız bulamaz. Lütfen istirham ediyorum, üç ayların ilk ikisi geride kalmak üzere bu ve bundan sonraki kıymetli gün ve geceleri daha dolu dolu yaşamaya çalışalım yaşatmaya çalışalım. Hani derler ya : “ DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN” dercesine herkes duysun herkes bilsin. Üç aylar nedir, nasıl yaşanmalıdır. Birde elin yabancısına bırakılmış Müslüman’ın tanımı onlarda bizi İslami terör örgütü diyebilecek kadar kötü belletmişler dünyaya. Dünyaya haykıralım Müslüman kimdir, nasıl olmalıdır diye…a

Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi, afiyeti tüm Müslümanların üzerine olsun. Dünya mazlumları haykırıyor, umutla bakıyor yollara Müslüman Türkler ne zaman gelip bizi kurtaracak bu zalimlerden diye. Çünkü bu dine en çok kıymet veren bu aziz milletten başkası değil.