Son zamanlarda Sakarya Atatürk Stadı'nı böyle coşkulu görmemiştim. Bu kadar tutkulu bir taraftar grubu daha üst liglerde olması gerekirken biz hala 3. lig de sürünüyoruz. Yediden yetmişe yeşil formasını giyen koşmuş sanki tribüne... Çok kritik olan maçta takıma destek tam olsun diye. Ama nedense bu cefakar taraftarın yüzü bir türlü gülmüyor. Kulüp olarak ne kadar kurumsal bir yapıya bürünsekte çok iyi oyuncular transfer etsekte bir oyun formatı ortaya koyamadıktan sonra hepsi boşa çıkıyor. Herkes Tuncay Hoca! Tuncay Hoca! diye diye saçını başını yoldu. Bu kadar oyuncu bolluğu içinde bir sürü alternatif dururken neden güzel bir oyun ortaya çıkmıyor diye sorular kafalarda dolaşıyor. Hocalık kariyerinin baharında bu kadar kapris yapılır mı? diye sormamak elde değil. Kaç haftadır henüz bir kadro istikrarı sağlamış değiliz. Talha, Ferhat alt yapılarda sürünürken Fahri'nin kadroda olmaması, Mümin'in yedek kulübesinde oturması ne anlama geliyor. Kanat oynayan Altuğ'dan devşirme ön libora yaratılması ne ifade ediyor? Ön libora da eksiğimiz varken Anıl Çetin neden gönderildi diye sorarım. Sana inanan güvenen bu kadar insan hayal kırıklığı yaşıyor. Senin de çaban elbette bu takımın şampiyonluğu için bundan kimsenin şüphesi yok. Ama artık herkes bir silkelenip kendine gelmeli. Taraftar bu saatten sonra geçen yıllarda yaşadığı senaryo tekrarlansın istemiyor. Şampiyonluk umutları körelsede Play-Off şansını elimizden kesinlikle kaçırmamalıyız. Başka kurtuluş yok. Bu yüzden herkes cezasına razı olmalı. Sakaryaspor nasıl bir oyun anlayışına sahip kimse kestiremiyor. Her hafta değişen kadroda hangi taktik anlayışı ile saha çıkıyoruz? Birbirine alışmış bir defans dörtlümüz varken Canberk'in iki haftadır yedek soyundurulmasının faturası Ahmet'in penaltı ve kırmızı kartı ile ödendi zannediyorum. Şimdi Canberk mi hata yaptığı için ceza ödedi yoksa onbirden kesildiği için takım mı ceza ödedi? Takımın kalbi olan orta alanda sürekli bir rotasyon oluyor. En kritik nokta en can alıcı noktada büyük sıkıntı yaşıyoruz. Fahri,Abdullah,Ceyhun,Serdar 4, Ferhat ile birlikte 5 tane ön liborada oynayabilen oyuncumuz varken Altuğ'un devşirme ön libora oynatılması neden? Murat Hacıoğlu'nun performansını hep birlikte seyrettik. Pas atmaya çalışana kadar 3 topu da gelip çaldılar. Daha genç çevik oyuncular varken Murat Hacıoğlu ısrarı neden? Yetmişinci dakikadan sonra oynasın kimse bir şey demez ama ilk 11'de başladığında bir performans alamıyoruz. Altuğ'dan ön libora yapacağımıza 10 numara yapsak inanın daha çok verim alırız. Fatih, Coşkun, Erçağ mücadele olarak güzel şeyler yaptılar. Fakat orta saha forvet arasındaki bağlantı yetersiz olduğu için pozisyon bulmakta zorlandık. Murat Hacıoğlu'nun yavaş kalmasıda bazı yaratılabilecek pozisyonları engelledi diyebiliriz. Burada Talha olsaydı daha farklı olabilirdi diye düşünüyorum. Orta alandaki pas dağıtımı sıfır. Takım hep uzun top oynamaya çalıştı. Erçağ ve Coşkun hava toplarında başarılı olduklarında rakip saha da pozisyon üretmek için bir şansımız oldu. Çünkü Murat, Ceyhun, Altuğ üçlüsü pas dağıtımı konusunda verimli değildi. Altuğ hücuma yönelik bir oyun stilinde olduğu için ister istemez ilk düşüncesi pas alıp vermektense çalım atmaya yönelmek oluyor. Gerçi sürekli pas almaya gelen biri olmadığı içince çalım atmayı tercih ettiğide düşünülebilir. Bu alış verişi Serdar'ın yanı sıra Anıl'da çok iyi başarıyordu fakat takımdan ayrıldı. Kanatta Fatih kendi başına güzel işler yaptı. Çok yanlız kaldığını söylesekte attığı çalımlar sonrasında ceza sahasına ortaları oldukça başarılıydı. Fatih'e daha çok alan yaratacak bir 10 numaramız olsaydı çok daha güzel sonuçlar alabilirdik. Kadromuz oldukça zengin olmasına ramen bu kadroyu daha kreatif bir şekilde dizayn etmek gerekiyordu. Bizde farkındayız belki devre arası yapılan transferler sizin tercihiniz değildi. Belki Hakan, Abdulkadir, Anıl sizin için daha çok şey ifade ediyordu. Ama bu durumda kafamı karıştıran tek olay ise Ankara Adliyespor karşısında 11'de sahaya sürülen 6 yeni transfer oluyor. Bütün oyun anlayışımızı kestirip bir kenara atmış oluyorsunuz. İşte burda ben Tuncay "Hoca" mı? diye sorgulamaya başladım. Eğer üzerinizde bir yönetim yaptırımı varsa da bu durumu sizin aşmanız lazımdı. Bazı oyunculara çektiğiniz resti yönetime de çekmeliydiniz.

Tuncay Hocam Vatan Millet Sakarya dedik ama olmadı. Verdiğiniz emek çok ve gelecek planları da güzeldi ama bazen olmayınca olmuyor. Futbolun gerçekleri bunlar. Takıma taze kan gerekiyor. Siz yaptığınız bu fedakarlıkda zaten Sakaryasporluluğunuzu gösterdiniz. Herkes üstüne düşeni yaptı.

Kurtuluş yine Sakaryaspor'un çocuklarındaysa bu takımı el birliği ile üst lige çıkarmalıyız. Yönetim daha akılcı hamleler ile adım atmalı aksi taktirde sunulacak başka mazeret kalmadı...

Saygılarımla...

Tacettin Furuncuoğlu