Bugün dünya tümüyle güçlü ama adil, zengin ama cömert, büyük ama merhametli bir ülkeye muhtaç. Aynı ecdadımız, dedelerimiz Osmanlı gibi. Bir taraftan Somali, mymar, Filistin, mısır vb çoğunluğu Müslüman ülkelerde insanlar aç, sefil, yorgun, mutsuz ve yaralı ama umutsuz değil hala bir Osmanlı medeniyeti kapıyı aralayarak açlıkla esir edilmek isteyene gıda, zulme maruz kalana merhamet ve himmet edecek bir Osmanlı torunu gelecek diye bekliyor. Bunu gerçekleştirecek bir tek toplum var ki o da bu asil milletin torunları olan bizleriz. Neslimizi, kendimizi dejenere etmiş olsalar da kutsal saydıklarımızı sıradanlaştırmaya çalışsalar da, güveni kardeşliği yok etmek isteseler de bu millet özüne dönecektir ve dünya mazlumlarının beklentilerini karşılayacaktır.
Eline ne geçer eyyy medeni olduğunu her fırsatta haykırıp huzur götürmek istediğini savunarak Müslüman kanı, masum kanı akıtan, huzur bozan, cana kıyan, aç ve susuzlukla eziyet eden batı ve onun emperyalist uşakları zumlunuzun karşılığını bu dünyada çektirmeden almayacak rabbim canınızı. Bir tarafta inanılmaz israf diğer tarafta aç susuz Somalili, Filistinli Mymarlı Afrikalı siyahî kardeşlerimiz. Ne olur o insanlara yardım elinizi uzatsanız. Sizin onların ekmeğinde suyunda altınında petrolünde, kömüründe vs Allahın kendilerine lutf ettiği zenginliklerde gözünüz var evet ancak onların sizin malınızda da gözü yok kendilerine verilen de de tek istekleri huzur. Üzerlerinden savaş uçakları uçmadığı bir günde ailesi ile huzur içerisinde bir ekmeği sıcak bir çorba ile yemek, silah sesleri olmadan bir gece huzur içerisinde uyuyabilmek. Bugün yine TRT’de bir muhabirin çektiği Somali’den manzaralara rastladım. Muhabir anlatmakta zorlanıyor. Hangi vicdan dayanır. Anne kucağında bi çare aç zavı sabi ama annenin vereceği şefkat ve merhametinden başka bir şeyi yok. Suyu bile pet şişe kapaklarından içebilen bir nesil. Onlar istemez mi kana kana içmek, ancak istese de artık imkânsız bedeni müsait değil. Ey medeni olan batı, ey zulümle karnı doyan zalimler bu görüntüleri muhabirler mi çekiyor sadece sanıyorsunuz. Kâinatı yoktan var eden, verdiklerinin hesabını, yaptıklarınızın hesabını hiç sormayacak mı sanıyorsunuz.
Bizler musluklarımızı ardına kadar açarken, evde ekmeklerimizi çöplere atarken kıyafette dolaplarımız dolup taşarken bunları bir hatırlayalım lütfen. Yerelden genele tüm idarecilere seslenmek istiyorum: “ neslimize sahip çıkalım, gençliğimizle ilgilenmez isek zalimlerin maşaları devreye girer ve bugün ilköğretim çağında rastladığımız bonzai vb eroin vb uyuşturucu özellikli maddeler etrafta rahat rahat satılır ve ne nesil kalır nede toplum. Aklımızı başımıza toplayalım, kendi kendimizi yok eder bir yaşam tarzımız var. Sahte gıdalar mı ararsınız, kanser yapan gıdalar mı? Hiç dikkatinizi çekti mi bilmem ama devletten özele bütün hastaneler dolu hatta yoğun bakım ünitelerinde boş yer yok. Neden acaba…
Tekrar söylemek istiyorum. Yediden yetmişe, bütün insanlığın güçlü ama adil, zengin ama merhametli bir devlete topluluğa ihtiyacı var buna da nazmet bir tek toplum var o da Türkiye Cumhuriyeti. Böyle olmasa batı bu kadar bizimle uğraşır mıydı? Bakın Afrika ülkelerine ana dilleri ya İngilizce ya Fransızca onlar marını canlarını almışlar yetmemiş dinlerini ve dillerini de almışlar. Ya Osmanlı. Ecdadım dininde, dilinde her şeyinde özgür bırakmış. Bugünün cahil birkaç sözüm ona medyatik beyleri Osmanlıyı hep geri bakan, geri bırakan ülke olarak göstermekte.
Son olarak, dinimize göre yaşamadıkça huzur bulamayız, huzur yayamayız. Bir birimize zarar vermekten, ferdi hareketten vaz geçmeliyiz. Para kazanmak uğruna topluma, bir başkasına zarar vermekten vaz geçmeliyiz. Her şeyin sahtesini üretmekten, milleti kandırmaktan vaz geçmeliyiz. Kısacası, gerçek bir Müslüman gibi yaşamalıyız. Yarın mahşerde her yaptığımızdan hesaba çekileceğimizi unutmamalıyız.
Allah c.c bu millete yeninde dünyaya özgürlük, adalet getiren devlet, millet olma imkan ve fırsatını nasip etsin.