Peygamberimiz (sav) “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib Gecesi, Şabanın 15. Gecesi, Cuma, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.” Buyurmuştur. Ümmetin belki de en çok ihmal ettiği büyük gecelerden ikisi bayram geceleridir ki bunların birisi de Kurban bayramı öncesi arife gününü kurban bayramına bağlayan gecedir. Peygamberimiz (sav) bu gecelerle ilgili: “Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevâbını Allah’tan umarak ibâdetle ihyâ edenlerin kalbi, -bütün kalplerin öldüğü günde- ölmeyecektir.” buyurmuştur.
Hal böyleyken, alışverişti, tıraştı, banyoydu, temizlikti, yemekti derken ihya edileceğine ihmal edilir bayram geceleri… Garip kalır, yetim kalır, öksüz kalır… Faydalananı az kaçıranı çoktur. Yılda bir kez gelen bu büyük fırsat çoğu insan için kaçıp gider…
KURBAN ETLERİNDEN GÜZELİNİ SEVEREK ÖZENLE DAĞITMALI:
Kesilen kurbanların etinin 1/3 ünü fakirlere dağıtmak, 1/3 ünü akraba ve komşularıyla yemek ve 1/3 ünü de ailesine ayırmak “Müstehaptır”. Hiç dağıtmamak günah olmasa da cimrilik yapılmış ve Peygamberimiz (sav)’in adabına riayet edilmemiş olur. Fakat kurban etine fakirler kadar kendi ailesinin ihtiyacı olanlar kurban etinin tamamını ailesine ayırabilir.
Fakirlere dağıtılacak kurban eti hazırlanırken, hayvanın kemikli, yağlı ve en tercih edilmeyen kısımları değil insanın kendisine ayırdığı ölçülere uygun şekilde etin iyi kısımlarıyla hazırlanmalıdır. Çünkü Kur’an’ı Kerimde “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.” Buyrulmuştur. Hz. Aişe (r.anh) annemiz bir fakire bir şey gönderirken çok özenir, o şeyi süsler ve güzel kokularla gönderirdi. Nedenini sorduklarında “Ben Peygamberimiz (sav)’den duydum, bir kimse bir fakire bir şey verdiği zaman o şeye fakirin eli değmeden Allah’ın eli değer” buyurmuştur. Nitekim Hz. Abbas (r.a.) Peygamberimiz (sav)’in : “Bir kişi sadaka vermek için elini uzatınca o mal fakirin eline geçmeden önce yüce Allah'ın kudret eline geçer” buyurduğunu nakletmiştir.
BAYRAM ZİYARETLERİ AFFEDİLMEYE BİR VESİLEDİR.
Bayramlarda yapılan belki de en hayırlı işlerden biri büyüklerin, akrabaların ve komşuların “Allah Rızası için” ziyaret edilmesi ve onların hayır dualarının alınmasıdır. Bu nedenle bu ziyaretlerin isteksiz ve “gitmedi gelmedi demesinler” düşüncesiyle değil, aksine “belki bu ziyaret vesilesiyle onları memnun edip dualarını alırsam Rabbimi de memnun edip rızasını kazanır ve affedilirim” düşüncesiyle gönülden yapılması gerekir.
Unutulmamalıdır ki Cennete sadece Allah’ın Rızasını kazananlar girecektir! Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde “Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da (Cennette) Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara (O’ndan gerçek anlamda korkup emir ve yasaklarına bağlı bir hayat yaşayanlara) mahsustur.” buyurmuştur. Bu nedenle alınabilecek en güzel dua “Allah Razı Olsun” duasıdır. Ne mutlu o kimselere…
Bizlerin bazı günahları vardır ki sadece “Estağfirullah” diyerek tövbe etmekle affedilmez! Bu nedenle birçok günahımızın affedilmesi için Allah’ın rızasını kazanacak farklı vesileler aranması gerekir! İşte büyüklerin ziyaret edilmesi de birçok günahın affedilmesi için böyle bir vesiledir. Nitekim:
Peygamberimize bir gün bir adam gelerek büyük bir günah işlediğini, çok pişman olduğunu ama affedilmemekten korktuğunu söyleyip “Benim için bu günahımdan dolayı tövbe ve af imkânı var mıdır?” diye sorar. Peygamberimiz de kendisine önce “Annen sağ mı?” diye sorar ve hayır cevabı alınca da bu sefer “Teyzen sağ mı?” diye sorar. O kimse “Evet” cevabını verince “Öyleyse onu ziyaret et ve ona iyilikte bulun. Teyze, anne makâmındadır!” buyurarak bu ziyaretler sonunda alınacak duaların günahlardan affedilmeye bir vesile olduğunu bildirmiştir.
Cenab-ı Allah bizleri de bayramların faziletinden, rahmetinden bereketinden istifade edip affedilmiş olarak gerçek bayram yapan kullarından eylesin! Kesilen kurbanların kanları ümmetin günahlarına ve sıkıntılarına kefaret olsun ve cümle İslam aleminin huzur ve refahına vesile olsun. Bayramınız Mübarek Olsun…
Bir Sonraki Yazımızda Görüşebilmek Ümidiyle…
Şehabeddin Mahir TUNA
İlahiyatçı Yazar
sehabeddinmahir@gmail.com