Bilal Soykan ve Osman Karaoğlan ve Hasan Akcan, HASAN YAZICI
İNOĞLU YAPI ÇELİK PREFABRİK YAPILAR
Batakköylü Düğün Salonu

EKONOMİK SÖYLEMLER ve GERÇEKLER

2019-02-18 10:42:18
1532 OKUNMA

Halil AKAN

Yazı biraz uzun olacak sabırla okumanızı rica ediyor ve şimdiden hakkınızı helal etmenizi istiyorum.
Yetkili mercilerin açıklamalarına baktığınızda her şey yolunda, ekonomik veriler de süper. Peki, gerçek hayatta, sokakta, pazarda durum yetkili makamların açıkladığı gibi mi acaba…
 
Keşke hayatın gerçekleri de açıklanan rakamlar gibi olsa. Son 2-3 yılda ülkemde geçim ciddi manada zorlaştı. Aslında nedenleri o kadar basit ki; batıda halkın %90 ‘nı fabrikalarda çalışır. Çalışanlarda yaş kuralı da pek aranmaz. Her kenarda üç beş kruş parası olan maceraya atılıp kendi işini kurma hayali ile de uğraşmaz. Bizde fabrikalar çok sayıda olmadığı ve olanları da işe alımda yaş sınırı tayin ettikleri için ve tarla bağ bahçe işleri de tatmin edici gelir bırakmadığı için herkes girişimcilik ruhu ile hareket etmekte ve sonrası malum sonuç “ekonomik kriz-geçim darlığı-iflas.”
 
Kriz ve durgunluk ortalığı toz dumana katarken, ülkemde krizden etkilenmeyen tek kesim futbol camiası.  Son 3 sezonda 4 büyük kulübümüzün transferler için harcadıkları para 790 milyon tl.(195 milyon 445 bin Euro) rakama iyi bakalım, peki bu harcamanın ülkeme, milletime getirisi nedir acaba? Durun bitmedi, bunun yanında hükümetimizde boş durmadı onların bu canla başla milli mücadelelerine, 23 şehirde 25 dev stadyum inşaa ederek destek oldu. Bu statların minm. maliyeti 80-100 milyon Tl. Şimdi size soruyorum, ben spora karşı biri değilim lakin bu 23 şehirdeki 25 dev stadyum yerine 25 dev fabrika ve o illerde o fabrikaların işleyeceği ürünlerin üretimleri teşvik edilmiş, hayat geçirilmiş olsaydı daha iyi olmaz mıydı? Bir futbolcu için bir yıllık 4-5 milyon dolar kiralama bedeli ödeniyor. Milyon dolarlar havalarda uçuşuyor hem de ilk değil yıllardır ve kimse bu durumdan rahatsız da değil.
 
Bu böyle iken biz kalkmış patlıcan, biberden bahsediyoruz. Hani bir söz var; “deveye sormuşlar neren eğri diye o da nerem doğru ki demiş”, benim ülkemde moda, yaşam tarzı hariç her şey dünyanın tersi yönüne işler. Yazacaklarım ne sayfalara sığar ne de saatlere. Batı ruhlu birileri bu milleti benliğinden uzaklaştırdı, dininden uzaklaştırdı, tuhaf bir millet olduk çıktık. Batı aynı batı, değişen tek bizler olduk. 
 
Peki, neden böyle olduk. Birçok nedeni olmasına rağmen ben iki ana nedene bağlıyorum. Biri bilinçsiz tüketim, üretimsizlik ve buna bağlı olarak ithalattaki artış, diğeri dindar kimliğimizden uzaklaşmış olmamız. Çocukluğum da hatırlıyorum da, köylerde evler az, tarlalar çoktu. Ekilmeyen arazi yoktu. Köyden hiç kimse pazardan sebze, yumurta vb. almaz, kendi bahçesinde yetiştirirdi. Bugün ise köy ve tarla sadece kavram olarak kaldı. Tarlalara ekin değil beton ekiliyor niye mi? bir dairem daha fazla olsun diye…
 
Öte yandan son 15 yılda bankaların sürekli reklamlar vererek, allandırıp ballandırıp insanlara kredi yağdırması ve insanların gelecek 5-10 yılının bankalarca ipotek altına alınmış olması halkın yaşam tarzını ister istemez değiştirmiştir. Vatandaş eskiden parası varsa alırken şimdi taşınmazlarını ipoteklerse banka istediği parayı veriyor , ne kadar iyiler değil mi?
 
Yani asıl mesele, patlıcanın, biberin fiyatının yükselmiş olması değil asıl mesele; kamusal alanlardaki özelleştirmelerin ve yerli firmaların yabancılara satılması, üretimin tamamen yabancıların eline geçmesi. Bakmayın siz öyle isimlerinin yerli olmasına, hacı hoca olmasına, piyasanın %95 i onların yani yabancıların elinde. Bir daire fazla alacağız diye verimli topraklarımızı betonlaştırdık, pazarı yabancılara bıraktık ne üretirseler onu tüketebileceğiz. Kimse başkasında kusur aramasın…
 
Yetkililerini hiç vakit kaybetmeden biran önce;
1-Vatandaşını tüketmeye değil üretmeye teşvik etmeli. Bu teşvik sadece para vermekle değil bir fiil ziraat odaları aracılığı ile ziraat mühendisleri görevlendirilerek bilinçli, planlı-programlı bir şekilde, köylü üretime yönlendirilmeli. Köyler yeniden canlandırılmalı ve böylece köyler şehirleştirilmekten kurtarılmalı. Köylü üretimin içine çekilmeli. Kimyasal gübre kullanımına, tarlaların imara açılması uygulamasına da biran evvel son verilmeli. 
2-Mal ve hizmet üretiminde piyasada hâkimiyet %100 yerli firmaların elinde olmalı ancak bu yerli firmalar sadece adı değil her şeyiyle %100 yerli olmalı. Üretim tamamen yabancılara bırakılmamalı. İthal fiyatı daha uygun olsa dahi yerli üretim tercih ve teşvik edilmeli.
 
3-Aslında en başta olması gereken madde, Adalet. Hala hiçbir konuda mağdurun mağduriyetine son verecek kanunlar çıkarılmadı. Dürüst insanların yaşamakta zorlandığı, dolandırıcıların hürriyetlerinin, cesaretlerinin tavan yaptığı bir ülke olduk.
 
4-Bunu üzülerek belirtmek isterim ki, yaşantımızda dinimizden eser kalmadı. Bize bakan Müslüman bir ülkede yaşadığını söyleyebilir mi? bunun yegâne suçlusu hükümet-diyanet işleri başkanlığı ve din görevlileridir. Eğer bu üçlü mekanizma düzgün çalışsaydı yani, hükümet ehlisünnet din adamlarından oluşacak bir diyanet işleri oluştursaydı. Diyanet işleri başkalığı da şuan sahip olduğu 144.250 personelle bu vatanın evlatlarına dinlerini gerçek kaynağı olan kuran ve sünnete göre öğretse bu ülkede hiçbir sorun kalmazdı.
 
Batının her şeyini taklit eden ülkem; “batı dinini her şeyden üstün tutuyor hem de batıl olmasına rağmen, sen neden hak dinini her şeyden üstün tutmuyorsun”? (2019 diyanet işlerinde çalışan personel dağılımı: 100 bin imam-müezzin, 20 bin kadrolu Kuran kursu öğretmeni, 20 bin geçici Kuran kursu öğreticisi,3 bin vaiz, 250 bin müftü). Bunca sayı her biri bir vatandaşımızın dinini öğrenmesi için çalışmış olsa bu ülkede dinini bilmeyen kalmaz, 15 Temmuzlar, ekonomik krizler yaşanmazdı. Çalışkan, adil ve güvenilir bir toplum olurduk. Mahkemelere hiç gerek kalmazdı. Dedim ya yaz yaz bitmez en iyisi birazda piyasalara değinip noktayı koyalım.
 
Bu kez altınla başlayalım: ons altın da hedef 1.345-1.350$, daha yukarısı zor ama yükseliş devam edecek olursa 1430$’a kadar devam edebilir. Olurda 1350$’ı geçemez ise 1303$ ve 1295$ izlenmeli buralarda aşağı kırılırsa düşüş hızlanır. Tl bazında altın ise grm fiyatı: 230-240-265.000’leri görürsek şaşırmam. Dolar Tl de 5.10 ların altı hatta 5.20 lerin altı zor, yukarıda sırası ile 5.34-5.65-6.20’ler görülebilir daha yukarıların görüleceğine pek ihtimal vermiyorum. Euro da ise 5.90 ların altı zor 6.20-6.40’lar görülebilir. Bu yazdıklarım bir yatırım tavsiyesi olmayıp sadece kişisel düşüncelerimdir.

YORUM YAZ

ADINIZ SOYADINIZ:
YORUMUNUZ:

Diğer Yazıları

Bakan duyurdu 47 ilaç daha geri ödeme listesine alındı
1 / 15
Murat Optik

YAZARLARIMIZ

   

EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK YORUMLANANLAR

AKYAZI HABER

Arşiv Haber Arama

Akgün Restoran