Öncelikle başta tüm İslam Alemi olmak üzere, ülkemin ve milletimin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Rabbimden hayırlar getirmesini, mazlum İslam coğrafyasının hürriyetine kavuşmasına vesile kılmasını niyaz ediyorum.
Doların, altının ne zaman ne kadar olacağını bilen, bu hareketlerin senaristleri olan kesimden başkaları değildir. Çok öncelerden dünyaya inandırdıkları anlamsız gerekçeleri( yok enflasyon yüksek çıktı, yok tarım dışı verileri kötü geldi gibi gibi) göstererek, sanki bu sebeplerden dolayı kurlar düşüp çıkıyormuş gibi, istedikleri zaman istedikleri enstrümanı artırıp düşürebiliyorlar. Biz ise sebebini kimi zaman enflasyona, kimi zaman ABD'den açıklanan verilere bağlıyoruz. Şuan bile altının, dövizin seyri bellidir ama bunu hissettirmeden yapmalılar ki tek kazanan onlar olsun. Peki, biz nasıl tedbir alabiliriz…
Döviz ve altına dar düşüncelerime geçmeden birkaç çarpıcı meseleyi sizlerle paylaşmak isterim. İlkyazımda size farklı bir bakış açısı kazandırmak gayesinde olduğumu yazmıştım. Şimdi yine diyorum ki, siz inanmayın o ABD tarım dışı verileri, enflasyon vs yalanlarına, hani bizde bir söz vardır: “ gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane” onların yapmak istediği de aynen bu söz gibidir onların derdi senin fakir kalman, kendilerinin ise her daim güçlü olmaları.
Bu ülke ve tüm kendileri dışındaki ülkelerde işlerin yolunda gitmesini, üretimi, gelişmeyi, güçlenmeyi, halkının huzur ve barış içerisinde olmasını istemezler ve bu amaca yönelik niyeti olanları da yaşatmazlar. Biraz daha açalım, hadi siyasi otorite ve kamu görevlisi olarak, tarımsal kalkınma yapalım, hadi kimyasal ilaç gübre kullanımını yasaklayalım, hadi milli eğitim programı hazırlayalım, hadi sağlıklı yaşamın yollarını araştırıp uygulamaya koymak isteyelim, ya hükümet yıkılır, ya kişi öldürülür. Size birkaç örnek vaka söyleyeyim, “Hür Kuş olayı", 2007 yılında Isparta’daki uçak kazasında ölen bilim insanlarımız, Muhsin Yazıcıoğlu, Gaffar Okan, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci, bu ülkede ilk silah fabrikasını kuran Nuri Killigil kendisi dâhil 27 kişi ile fabrika havaya uçtu ve veya uçuruldu, sizce bunların hepsi normal gelişen olaylar mıydı?
Umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Ama onların bir planı varsa Allah cc nünde bir planı vardır elbet. Fakat dünyanın adalete kavuşması Müslüman Türk devletinin güçlenmesi ile mümkün olacaktır o da ancak bizlerin toplum olarak özümüze dönüp, bir birimizle kavga etmek yerine, dinime, devletime, bayrağıma hakaret edene karşı birlik olmak, Allah’ın dinine sımsıkı sarılmakla mümkün olacaktır. İster kabul etsinler ister etmesinler, düzen ancak dindar nesillerin yetişmesi ile felaha kavuşacaktır. Öyle bir dindar kesim ki, sözü ile yaşantısı örtüşen, elinden dilinden emin olunan, kimseye zararı dokunmayan gerçek müslüman nesillerin yetişmesi ile...
Siz siz olun, topraklarınıza sahip çıkın, ata tohumlarını bulun üretim yapın, her şeyi pazardan marketten almayın. Üretmek zorundayız, başlangıçta ne kadar yüksek maliyetle olursa olsun, zarar dahi edilse, bizler gelecek nesillerimizi düşünüp üretmek zorundayız.
Gelelim piyasalara, bir önceki yazımda gerek altın gerekse de döviz kurlarında bir miktar gerilemenin mümkün olduğunu ve bunun da sınırlı miktar ve zaman için geçerli olacağını belirtmiştim. Nitekim geçen hafta ki her bayram öncesi bunu yaparlar. Halk nakde ihtiyaç duyacağı için elindekini ucuza almak adına fiyatları düşürürler. Gram altının fiyatı 2580 lerden 2380 lere; dolar kuru 3320 lerden 3160, Euro ise, 36500 lerden 34200 lere kadar bir geri çekilme yaşandı. Buna ekonomide köpük alma diyorlar. İki haftada vatandaşı panikletip akıl almaz paralar kazandılar. Ben önce mümkünse toprak, değilse Altın ve gümüşün iyi bir yatırım aracı olduğunu her zaman savunmuşumdur.
Döviz kurlarında sert hareketlerden ziyade kontrollü bir yükselişin olabileceğini (ki bunda ihracatçıların bu yöndeki talepleri ve hükümetin cari açığın önüne geçmek için özel-lüks tüketim mallarına olan talebi kısmak adına), altın ve gümüşün ise daha istikrarlı bir şekilde yükseleceğini düşünüyorum. Altındaki makas aralığının fazlalığını ve fiyatın gerçek olması gerekenden yüksek olmasının yegane sebebi, altın ithalat yetkisinin 3-5 firmaya verilmiş olması ve bunların kar marjlarını artırmalarından kaynaklanıyor bununda halkımızca bilinmesini istiyorum.
Son olarak geçen bir konuşmada bu ülkede toplanan vergilerin %10 ‘u devlete diğer büyük kısmının ise faizden geçinenlere ki o paranın da çoğu 200-300 ailece bölüşüldüğünü biliyor muydunuz? Konuşmacı: 2021 yılında toplanan 55 milyar doların 3-5 milyarı devlete, kalanı faizcilere ki onunda 45 milyar doları 300 aileye verildiğini söylüyor, varın faizlerin %60 lara vardığı bir dönemde gerisini siz düşünün. O faizleri artırmayı çare olarak görüp savunanları Allah c.c’üne havale ediyorum. %50-60 faizle ne kadar nefes alabilir, hayatta kalabilirsiniz?
Mesele derin, birkaç satıra sığacak meseleler değil bu meseleler. Gayem sizlere pratik çözüm ve önerilerimizi birkaç satırda aktarmaya çalışmak. Allah bu milleti, vatansever görünüp vatanını satan hainlerden kurtarsın. Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere sizleri Allah’a emanet ediyorum.
Not: burada yer alan görüşler tamamen kendi şahsi fikirlerim olup, hiç biri yatırım tavsiyesi değildir.