ANKARA DA BİR GÜN...

19 Nisan 2024 | Cuma

2014-11-13 00:00:00

2840 OKUNMA

Mehmet TAŞTAN

Yolumuz Ankara...
Güneşli bir hava...
Yol arkadaşlarım İhlas Haber Ajansından İbrahim Çorbacı ve Türkiye Gazetesi Reklam Pazarlamadan Nuri Tokyürek...
Ankara öncesi ilk durağımız Çamlıdere’de bulunan Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin türbesini ziyaret etmek oldu.
Bu mübarek zat bir gün rû’yâsında Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) kerîmeleri Hazreti Fâtımâ vâlidemizi gördü. Buyurdu ki: “Yâ Ali! Resûlullahın huzûruna git Seni ma’nevî evlâtlığa kabûl buyuracak!” Ali Semerkandî Hazretleri uyanınca, hemen Resûlullahın mübârek huzûruna koştu. Mübârek kabrinin karşısına geçip, diz üzerinde edeble oturdu. Başını önüne eğerek, murâkabe hâlinde beklemeye başladı. Bir müddet sonra Ravda-i mutahheradan Resûlullah efendimizin ( aleyhisselâm ); “Buyur yâ Ali! Seni ma’nevî evlâdım olarak kabûl ettim. Kıyâmete kadar bu mu’cizem bakî kalsın. Yâ Ali! öyle bir beldeye git ki, fakirlikleri sebebiyle beni ziyâret edemiyen ümmetim, seni ziyâret etsinler. Sen benim evlâdım olduğun için, sana yapılan ziyâreti bana yapılmış gibi kabûl ederim” mübârek sözlerini işitti.
Türbesi etrafında yapılan düzenlemeler çok yerinde ve güzel olmuş.
Ankara yolunda ikinci durağımız Bağlum oldu.
Bağlumda metfun bulanan Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerini ziyaret ettik.
Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri son asırda yetişen, zahir ve batın ilimlerinde kâmil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir, büyük âlim ve ruh bilgilerinin mütehassısı büyük veli.
Bir sohbetinde...
"İnsanı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, Hakk'a karşı şirk ve müşrikliktir. İlim ve fen ilerlediği halde, insanlığın ufuklarını sarmış olan fesat karanlığı hep şirkin, imansızlığın, vahdetsizliğin ve sevişmezliğin neticesidir. Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe, ızdırap ve felaketten kurtulamaz. Hakk'ı tanımadıkça, Hakk'ı sevmedikçe, Hak teâlâyı hâkim bilip, Ona kulluk etmedikçe, insanlar, birbiri ile sevişemez. Hak'dan ve Hak yolundan başka her ne düşünülse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur."buyuruyor...
Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin huzurundan ayrılarak Anadolu Ajansı İnsan Kaynakları ve İdari işler Daire Başkanlığına atanan Sakaryalı Hemşerimiz Rıdvan Duran beyi ziyaret ederek hayırlı olsun dedik...
Rıdvan Bey sağ olsunlar elinden gelen misafirperverliği gösterdi...
Hemşerimizle vedalaşarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcılığına yeni atanan Sakaryalı hemşerimiz Çiğdem Erdoğan Atabek hanımefendiyi ziyaret ettik. Hayırlı olsun dileklerimizle, tebrik ederek başarılar diledik.
Bize ‘gülen adam’ lakabını takan Sakarya’mızın eskimez milletvekillerinden Recep Yıldırım abimiz ile de aynı anda buluştuk.
Bakan yardımcımızın çok yoğun bir tempo içerisinde olduğu her halinden belli oluyordu.
Başörtülü ilk üst düzey bir bürokrat olmasını anlatırken hepimiz duygulandık.
Merve Kavakçı hanımefendinin mecliste yaşadıkları, başörtülü kardeşlerimizin çektiği zulümler bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti...
Bakan yardımcımızın yanından ayrılarak TBMM’ye geçtik.
Akşamın ilerleyen saatlerine rağmen mecliste bizi kabul eden Sakarya Milletvekilimiz Ali İhsan Yavuz ile birlikte çay içtik...
Komisyon toplantısını bırakarak bizi kabul etti...

Vekilimiz Sakarya hasretini giderirken, bizde son siyasi gelişmeleri dinledik.
Vekilimizi de yoğun iş temposu ile baş başa bırakarak ayrıldık...

Son ziyaretimiz geçte olsa uğramadan dönmek olmazdı, İstanbul’u, Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın fethedeceğini müjdeleyen büyük velî Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri oldu. Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın hocası Akşemseddîn hazretlerini yetiştiren mübarek zat...
Talebelerine “İnsanların fitnesinden kurtulmak istiyorsanız, çarşı ve pazarlarda sık sık bulunmayınız.”“Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.”buyururdu.

ANKARA DA BİR GÜN...

YORUM YAZ

Diğer Yazıları

YAZARLARIMIZ

EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK YORUMLANANLAR

AKYAZI HABER

Arşiv Haber Arama