ALTIN DÖVİZ VE GÜNCEL MESELERE KISA BAKIŞ

30 Nisan 2025 | Çarşamba

2025-02-22 11:34:33

724 OKUNMA

Halil AKAN

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba. En baştan belirtmek isterim ki, burada yer alan görüşlerin hiçbiri yatırım tavsiyesi olmayıp, kendi şahsi düşüncelerimi içermektedir. Yatırım danışmanlığı, banka ve diğeri finansal aracı kurumlara aittir. Burada sizlere, piyasalarda olup bitenleri dilimin döndüğü, bilgimin yettiği ölçüde izaha çalışmaktayım. Sürçü lisan eder isek afola…

Öncelikle merakla beklenen piyasalara dair düşünce ve görüşlerimizi aktarmaya çalışayım. Bir önceki ve daha önceki yazılarım sitede mevcut okumayanlar okuyabilir. O yazılarımda sizlere, dövizin hiçbir zaman yatırım aracı olmadığını, en iyi yatırımın; arsa, uygun lokasyonda olmak şartı ile 11 daire ve altın, gümüş olduğunu ısrarla yazdım. O günlerde dövizini vererek altın alacakların, döviz bazında kazanç elde edeceklerini de söylemiştim. Peki ya bundan sonrası için neler yapılabilir…

2024 yılı boyunca çok yükselmeyen altın, yeni yılın ilk ayı ile birlikte 400 tl gibi bir primle yeni yıla başlamış oldu. Gram altın bugün itibari ile 2530-2570 tl, ons altın 2941 dolar ve dolar bazında 1000 gr altın 96700 dolar. 1 euro =38000, 1 dolar = 36450 tl olduğunu belirterek başlayalım. Daha önceden dolar, euro ve tl ile altın alanların şuan ciddi kazanç elde ettiğini belirtmek isterim. Peki bundan sonrası için neler olabilir? Son yazımda size kendi beklentimi aktarmıştım ancak bir kez daha yazayım. Ben, altının ons fiyatının 2947 geçilirse 2980-3080 aralığında, tl bazında ise 3590-3700; dolar bazında 99800-100500 aralığında bir yerden satış yiyerek, düşüş yaşama olasılığının yüksek olduğunu düğüşünü yorum ki bu düşüş gerçekleşirse birkaç ay süreyle altın sizi bezdirip, keşke almasaydım dedirtecek hareket yapabilir.

Uzun vadede (uzun vade demek (3-6 ay) süre ile parasını değerlendirmek isteyen altın alabilir. Henüz dolar ayağı devreye girmedi. Yani, faiz hala yüksek olduğu için dolar da sert yükselişler görmüyoruz. Merkez banaksı faizleri düşürdükçe özellikle de %30-35 lerin altına indikçe dolar sopası devreye girecek ve altının gram tl fiyatı da yükselecektir. (bu arada sözüm ona iş dünyasının ekonomiyi gerecek hamleleri de unutulmamalı. Bu ve buna benzer olayların devam edeceğini düşünüyorum) Dövizi olanlar altına dönmek için bu geri çekilmeyi bekleyebilir. Yine diyorum ki, döviz nereye çıkarsa çıksın asla bir yatırım aracı değildir. Geçen yıl 1000 gram altın için 67000 dolar ödeyen kişi, bugün aynı 1000 gram has altını almak için 97000 dolar ödemesi gerekecektir.

Geri çekilme gerçekleşirse; ons bazında 2880-2840 dolara; dolar bazında 90000 doların altına , tl bazında 32800-33400 lere getirebilir. Birde altın almak isteyenleri bankalardan alım yerine fiziki altın almalarının daha doğru bir tercih olacağını belirtmek isterim. Bankalardan alış fiyatının piyasa fiyatından düşük olmasına aldanmayın, alım satım farkı fiziki altın alım satımında banka fiyatlarından çok daha azdır.

Dövize gelince, düşüş beklemiyorum. Euro beni biraz yanılttı. Şuan euro/dolar paritesinin 1,08 civarı olması gerekirdi hatta daha da yukarı da lakin Trump’ın gelişi ve sahip olduğu paranın verdiği güçle terör estiren açıklamaları bir anlık dolara destek olmuş ve pariteyi 1,04 seviyesine çekmiş olsa da bunun uzun sürmeyeceğini paritenin euro lehinde yükseleceğine inananlardanım. Şimdilik piyasalara dair söyleyeceklerim bunlar. Önceki yazılarımdan tek farkı, altında hızlı bir yükseliş olduğundan uzun vadede yükselişin hem de en az %50 oranda yükselişin olabileceğini düşünsem de, öncesinde bir geri çekilmenin olacağına dair beklentimdir. Yoksa diğer kısımlarda düşüncemde önceki yazılarımda belirtiğim ön görülerimde bir değişme yoktur.

Birazda güncel konulara değinerek yazımı sonlandırmak istiyorum. Bırakın çok gerilere gitmeyi şu son 20-25 yılda ülkemin hiçbir il-ilçe ve kasabasında, yer altı çalışmalarının, kaldırım, asfalt gibi hizmetlerin yapılmadığı yerin kalmamış olması gerekmez miydi? Yağmur yağdığı anda yayaların yürümekte zorlandığı, mahalle aralarına su göletlerinin olduğu, caddelerdeki, çukurların varlığını görünce insan ister istemez seçilmişler nelerle meşgul oluyor da bu hizmetler aksıyor diye düşünmeden edemiyor. Bakın geçmiş tarihteki idarecilerden bir tanesinden kısa bir aktarım yapalım.

Şöyle bir tarihi gezintiye çıkalım(sinan yağmur’un Ebu hanife adlı eserinden alıntı) Emevi hükümdarı Ömer b. Abdülaziz halife seçilince, ayağının altına serilen halılarda yürümeyerek onları kaldırttı. Ve ilk konuşmasında söylediği şu sözlere bakın:

“Hiç kimse bana körü körüne itaat etmeyecek! Allah’ın emirlerine uymayan talimatlar için kula itaat yoktur. Ben sizin en hayırlınız değil, sadece sizden biriyim.”

Aynı Abdülaziz, hanımının altın ve mücevherlerini almış, kendi üzerinde ne kadar tapulu arazisi varsa hepsinin tapularını getirmiş Emevi Caminin önünde halka hitaben,

“Ey insanlar! Bunlar, babalarımdan, dedelerimden kalan mülklerin yerleri. Bunlar Ömer b. Abdülazizin değil mi? Diye seslenmiş.

“Elbette senindir halifemiz.” cevabını alınca,

“Bundan sonra benim değil ümmetin.” Demiş ve hepsini devletin hazinesine teslim etmiştir.

Bu kadar anlatmak istediğimin anlaşılması için yeterlidir diye düşünüyorum. Günümüzle kıyaslayın. Ve idarecilere şu ayeti baş uçlarına ve veya masalarına çerçeve yaptırıp koymalarını tavsiye ediyorum:

“o gün geldiğinde yapılan zerre kadar iyiliğin de kötülüğünde (idarece zamanı ne şekilde değerlendirdiği anlamında) hesabı sorulacaktır. Ne mutlu görev süresini adaletle hükmedip, halkına hizmet ederek geçiren idarecilere ki, onlar hiçbir gölgenin olmadığı o günde Allah’ın arşı altında gölgelenecek yedi sınıf insandan biri olacaktır.

Biraz uzun bir yazı olduğunun farkındayım ancak, sadece piyasalarda olup bitenleri değil halkın sorunlarına da değinmeden geçemiyorum. Sağlıcakla kalın, toprağınıza sahip çıkın, doğal, kimyasal gübre kullanmadan tükettiklerinizi üretmeye gayret edin. Düzenin oyununa gelmeyin, maliyetler ne kadar artarsa artsın kendi ve yakınlarınız için üretmekten asla vazgeçmeyin.

ALTIN DÖVİZ VE GÜNCEL MESELERE KISA BAKIŞ

YORUM YAZ

Diğer Yazıları

YAZARLARIMIZ

EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK YORUMLANANLAR

AKYAZI HABER

Arşiv Haber Arama