Sakarya'dan teknesi ile dünya turuna çıkan Cengiz Arslanoğlu, Pasifik Okyanusu'nda fırtınaya yakalanıp teknesinden helikopterle kurtarıldı.
66 yaşındaki Arslanoğlu, 2017 yılında Karasu ilçesinden yelkenlisi S’Boro of Karasu ile dünya turuna çıkmıştı.
8 metre 90 santimlik küçük teknesiyle dünya turuna çıkmıştı. 18 Mayıs günü Arslanoğlu'nun teknesi Pasifik Okyanusu'nda fırtınaya yakalandı.
Arslanoğlu, SOS çağrısı yaparak yardım istedi. Tahiti Adası’ndan sevk edilen sahil güvenlik helikopteri Arslanoğlu'nu tekneden alarak kurtardı.
Cengiz Arslanoğlu'nun teknesi ise okyanusta kaldı.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Okyanusta fırtınaya yakalanarak ölümden dönen Arslanoğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı; "
Bora Bora’dan çıktım; 3-4 gün sonra Cook Adaları’na yaklaşırken, yaklaşık 200 mil kalmıştı. Hava çok bozuldu; özellikle geceleri rüzgar 30, 35 hatta 40 knot’a kadar çıkıyor. Dalgalar 2-3 metre.
Üç yıl önce bırakmak istedim ama büyük bir hayalim vardı: Karasu’ya getirmek. İnat ettim, yamaya yamaya, ekleyerek, telleri toparlayarak yola devam ettim. Daha önce Pasifik’te bir gemiyle çarpışmıştım, büyük hasar görmüştüm. Bu fırtınada da önce tekne su almaya başladı, su pompası da bozulmuş.
SADECE PASAPORTUMU VE 2 CEP TELEFONUMU ALABİLDİM
Geceydi ve "Sabah hallederim" diye düşünüyordum ki birden tel koptu. Ön yelkeni kapatmak istedim, kapatamadım. Rüzgar uçuruyordu tekneyi. Sonra tel kopunca direk dipten oynamaya başladı. Motor da çalışmıyor o an. En sonunda SOS verdim. 2-3 saat sonra helikopter geldi.
İçinden biri sarktı, bana işaret etti. Beni suya atlamam için uyardılar. Sadece pasaportumu ve iki cep telefonumu yanıma aldım.
Suda, dalgaların arasında atlarken tekneye bir ip bağladım. Ama tekne yelken açık, rüzgarda gidiyor. Tekne beni çekiyor. Halatla bağlandım, bir yandan da su yutuyorum. Az kalsın boğuluyordum. O sırada beni yukarı çektiler.
Suyu verdiler, kendime geldim. Sonra Tahiti’ye doğru giderken Moria Adası’nda bir katamaran daha yardım istedi. Onu da havadan izledim, oradan da iki kişiyi aldılar.
Tahiti’ye indik, ambulans, hastane derken... Ayağım çıplak, üstüm başım sırılsıklam. Bir şort, bir tişörtle kaldım ortada. İki telefon ve pasaport... Telefonlar çalışmıyor, pasaport da ıslanmış.
Polise gittim, kimse ilgilenmedi. Daha önce burada kalmıştım, teknemi yaparken tanıştığım bir arkadaşım vardı: Nero. Allah razı olsun, yardım etti, evine aldı beni. İki gündür onun evindeyim. Şimdi otele geçiyorum, vize bekliyorum, bilet alıp Türkiye’ye döneceğim.
MÜZE YAPACAKTIM
Tek hayalim bu tekneyi Karasu’ya getirip müze yapmaktı. Tekne batmadı ama üstü açık, yağmurda su alabilir, batabilir. Şu an başıboş okyanusta gidiyor. Onu bulan için büyük bir ganimet.
Deniz Ana bana çok verdi. Ben de şimdi onu Deniz Ana’ya bıraktım. O, başkalarına verecek.
Eğer sadece kırılan direği, gövdesi bile bulunsa, onu Türkiye’ye getirip Karasu’da müze yapmayı düşünüyorum."