Bu hafta bütün siyasi görüşlerimi bir kenara bırakıp, farklı bir gerçeğe yönelmek istedim. Trabzonspor, adalet arayan bir takım. Yok, burada şike sürecinden bahsetmeyeceğim. Sadece, bu sezon için bir şeyler yazmak zorunda olduğumu hissettim. Sezon başladığında ilk dört haftada şampiyonluğun Beşiktaş ile beraber en büyük adayı gösterilirken, sonraki haftalarla adeta yerle bir edilen bir takım. Sebep ne peki. Trabzonspor’un suçu nedir? Ülkemiz futbolunda bütün dengeleri adeta yerle bir eden İstanbul hegemonyasına son veren bu güzide şehrin güzide kulübünün artık ülkemizin futbol düzeninde yerinin olmaması mı gerekiyor.

Bir takımın bir sezon içerisinde hakemler tarafından en fazla kaç puanı gasp edilebilir. Ya da bu gücü hakemler kim ya da kimler tarafından alıyor. Tırım tırım her platformda adalet arayanlara söylüyorum. Alın size adalet aramanız gereken yer. Adalet arayan Trabzonspor için adalet arayın. Ve bu hak arayışında eminim ki haklı çıkacaksınız.

Ülkemizde ki futbolun düzeninin ve çarkının malum güçler tarafından döndürüldüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Ancak, görüyoruz ki sırf bu yanlış düzen yüzünden futbolun ne hale geldiğini hepimiz yine çok iyi görüyoruz. Futbola olan ilgi sayelerinde yerle bir, Statlar bomboş. Sonra bu malum güçlerin, malum söz anlatıcıları, yani basın kandırıcıları futbolumuzda marka değerimiz sürekli yükselişte diyerek, araya da bir iki süslü inci sözler kondurarak hesapta yönetim başarısı algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Kusura bakma da yemişim senin marka değerini. Sen önce adaleti bir sağla da marka değeri sen bir şey yapmasan da yükselir. En önemlisi de futbola bir oyun olarak bakmayı bilmedikleri, sadece finansal değer olarak gördükleri için, her zaman güçlünün hukukunu sürdürüyorlar. Eyvah bunada bir sözümüz yok ama en azından elinizi birazcık olsun vicdanınıza koyunda kendinizi Trabzonspor taraftarının yerine koyun, yazık değil mi? Sizden istenen çok fazla bir şey yok Türkiye futbolunun yöneticileri, içinizde ki bu rant hırsını biraz dinginleyin de futbolu kendi akışına bırakın yeter ya da yeter… Yıldırım Demirören  yeter. Sayenizde Türkiye de futbol sonu belli olan bir tiyatro oyununa döndü. İnandırıcılığınız maalesef üzülerek söylüyorum ki kalmadı. Biz ise bu sonunu bildiğimiz bu tiyatro oyunun saf izleyicileri olduk.

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş bu ülkenin güçlü kulüpleridir, sayın federasyon yöneticileri, bu takımların elbet kendi güçleriyle şampiyon olma ve başarıyı yakalama yetileri var. Sizin bu basiretsiz yönetimleriniz sayesinde artık herkes bu takımların gerçek şampiyonluklarına bile şaibe ile bakıyorlar. Anlatabildik mi?