05 Mayıs 2024 | Pazar
AYN EL ARAP
2014-10-09 00:00:00
2042 OKUNMA
Levent SERDAR
İsim deyip geçmeyin. Hz. Âdem, Âlemlerin Rabbinin ona öğrettiği isimleri bilerek meleklerin sorusuna cevap olmuştur.
Kürtçe isimlerle bu bölgenin devlet yetkilileri tarafında anılıyor olması dikkat çekici bir durumdur. Rojava Kürtçe Batı demektir ki bu isimle Kürdistan savunucuları Batı Kürdistan'ı kastetmektedirler. Suriye'nin kuzeyidir.
'Bakur' Kürtçe kuzey anlamına gelir. Bu kelimeyi de yakında duyarsak şaşırmayalım. Kastettiği Kuzey Kürdistan diye tabir ettikleri yani Türkiye'mizin Doğu ve Güney Doğusuna verdikleri isimdir. Bizleri tahrik etmek için bu ismi de artık sık sık kullanacaklardır.
Kobani dedikleri ilçe ise Suriye'deki karşılığı Ayn El Arap'tır. Ve Halep'e bağlıdır.
Bu bölgeler, Devletimizin birinci ağızlarından Kürtçe isimleriyle bizlere yansıtılıyor. Bunun bir kaç sebebi olabilir. Türkiye; Kuzeyinde Peşmerge’nin bulunduğu yapı haricinde Kürt devleti kurulmasına yeşil ışık yakmıştır ki bu bizim kırmızıçizgimiz değil miydi? Öyleyse bu ihtimali uzak görüyorum.
İkinci ihtimal bu bölgede Kürdistan hayalindekilerin tek düşmanının Türkiye olmadığını, Sünni Araplarında buna sıcak bakmadığını, Dünya'ya ve özelliklede Kürtlere göstermek amacıyla da ortaya konmuş bir tavır olarak benimsenmiş olabilinir. Böylelikle Araplara hoşnut olmayacakları ve egemenlik iddia ettikleri Kuzey Suriye'nin, ellerinden gidiyor mesajı verilmesi hedeflene bilinir. Zaten İŞID'in ısrarı ortadadır.Mesaj karşılık bulmuştur.Bölücüler Türkiye'yi suçladıkları noktalardan biri de budur.
Güneyde Şii tehdidi, Batı da Sünni Araplar, Kuzeyde Türkiye, Doğuda da İran tarafından ablukaya alınmış Kürtlerin tek nefes alacağı ve yakınlık kurabileceği yegâne ülke Türkiye'dir.
Peki, yaşanan hadiselerin sonucu ne olacaktır. Devletimiz yaşanan olaylar sonucunda yine güçlenerek çıkacaktır. Ilımlı Kürtler devletten yana tavır koyarken bozguncu ve yağmacıların eylemlerinden; Otoritenin yitirilmesi durumunda nasıl mağdur olacaklarını yaşayarak görmüş olacaklardır.
Çözüm sürecinden çekiliriz ifadeleri Kürtler tarafından taban bulamayacak ve bölücülerin eli zayıflayacaktır.
Suriye'nin kuzeyi ve Irak'ın Doğu'sunda Sünni bir Arap Devleti kurulması zorunlu bir hal alacaktır. Devlet otoritesinin olmadığı yerde bugün İŞID yarın başka isimde örgütler kurulması kaçınılmaz olduğu tezimiz karşılık bulacak. Ve ister istemez bu devletin kurulması kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu devlette, Kürtler üzerinde her zaman bir tehdit unsuru olacaktır. Doğu Akdeniz'de ki doğal gaz rezervleri ve Petrolün paylaşımında Türkiye hakkı olanı alması kolaylaşacaktır. İsrail'in ve Rumların eli zayıflayacaktır.
Burası Ortadoğu ve burada en yüksek sesle konuşacak olan ancak bizim Devletimiz, Türkiye olmalıdır. Avustralya, Hollanda, İngiltere, Rusya, Çin, Kanada, ABD, Fransa, Almanya ve birçok ülke bu bölgeye doğrudan müdahil olurken, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor diye hükümeti eleştiren ana muhalefet CHP’nin aymazlığı ve akıl yoksunluğu seçmeni tarafından sorgulanmalıdır.
Bu yaşanan hadiselerde vatandaşlar olarak bizler ne yapmalıyız? Bireysel tepkilerden uzak durarak, devletine olan güveni ve desteği her vatansever olarak göstermek suretiyle katkıda bulunmalı, tahriklere ve karamsarlığa kapılmadan vakarlı bir duruş sergilemeliyiz.
Kürtçe isimlerle bu bölgenin devlet yetkilileri tarafında anılıyor olması dikkat çekici bir durumdur. Rojava Kürtçe Batı demektir ki bu isimle Kürdistan savunucuları Batı Kürdistan'ı kastetmektedirler. Suriye'nin kuzeyidir.
'Bakur' Kürtçe kuzey anlamına gelir. Bu kelimeyi de yakında duyarsak şaşırmayalım. Kastettiği Kuzey Kürdistan diye tabir ettikleri yani Türkiye'mizin Doğu ve Güney Doğusuna verdikleri isimdir. Bizleri tahrik etmek için bu ismi de artık sık sık kullanacaklardır.
Kobani dedikleri ilçe ise Suriye'deki karşılığı Ayn El Arap'tır. Ve Halep'e bağlıdır.
Bu bölgeler, Devletimizin birinci ağızlarından Kürtçe isimleriyle bizlere yansıtılıyor. Bunun bir kaç sebebi olabilir. Türkiye; Kuzeyinde Peşmerge’nin bulunduğu yapı haricinde Kürt devleti kurulmasına yeşil ışık yakmıştır ki bu bizim kırmızıçizgimiz değil miydi? Öyleyse bu ihtimali uzak görüyorum.
İkinci ihtimal bu bölgede Kürdistan hayalindekilerin tek düşmanının Türkiye olmadığını, Sünni Araplarında buna sıcak bakmadığını, Dünya'ya ve özelliklede Kürtlere göstermek amacıyla da ortaya konmuş bir tavır olarak benimsenmiş olabilinir. Böylelikle Araplara hoşnut olmayacakları ve egemenlik iddia ettikleri Kuzey Suriye'nin, ellerinden gidiyor mesajı verilmesi hedeflene bilinir. Zaten İŞID'in ısrarı ortadadır.Mesaj karşılık bulmuştur.Bölücüler Türkiye'yi suçladıkları noktalardan biri de budur.
Güneyde Şii tehdidi, Batı da Sünni Araplar, Kuzeyde Türkiye, Doğuda da İran tarafından ablukaya alınmış Kürtlerin tek nefes alacağı ve yakınlık kurabileceği yegâne ülke Türkiye'dir.
Peki, yaşanan hadiselerin sonucu ne olacaktır. Devletimiz yaşanan olaylar sonucunda yine güçlenerek çıkacaktır. Ilımlı Kürtler devletten yana tavır koyarken bozguncu ve yağmacıların eylemlerinden; Otoritenin yitirilmesi durumunda nasıl mağdur olacaklarını yaşayarak görmüş olacaklardır.
Çözüm sürecinden çekiliriz ifadeleri Kürtler tarafından taban bulamayacak ve bölücülerin eli zayıflayacaktır.
Suriye'nin kuzeyi ve Irak'ın Doğu'sunda Sünni bir Arap Devleti kurulması zorunlu bir hal alacaktır. Devlet otoritesinin olmadığı yerde bugün İŞID yarın başka isimde örgütler kurulması kaçınılmaz olduğu tezimiz karşılık bulacak. Ve ister istemez bu devletin kurulması kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu devlette, Kürtler üzerinde her zaman bir tehdit unsuru olacaktır. Doğu Akdeniz'de ki doğal gaz rezervleri ve Petrolün paylaşımında Türkiye hakkı olanı alması kolaylaşacaktır. İsrail'in ve Rumların eli zayıflayacaktır.
Burası Ortadoğu ve burada en yüksek sesle konuşacak olan ancak bizim Devletimiz, Türkiye olmalıdır. Avustralya, Hollanda, İngiltere, Rusya, Çin, Kanada, ABD, Fransa, Almanya ve birçok ülke bu bölgeye doğrudan müdahil olurken, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor diye hükümeti eleştiren ana muhalefet CHP’nin aymazlığı ve akıl yoksunluğu seçmeni tarafından sorgulanmalıdır.
Bu yaşanan hadiselerde vatandaşlar olarak bizler ne yapmalıyız? Bireysel tepkilerden uzak durarak, devletine olan güveni ve desteği her vatansever olarak göstermek suretiyle katkıda bulunmalı, tahriklere ve karamsarlığa kapılmadan vakarlı bir duruş sergilemeliyiz.
YORUM YAZ
Diğer Yazıları
1 / 15
YAZARLARIMIZ
EN ÇOK OKUNANLAR
EN ÇOK YORUMLANANLAR
AKYAZI HABER
Arşiv Haber Arama
SAYFALAR
© 2006 - 2021 tüm hakları saklıdır. Yazılı izin olmaksızın yeniden yayımı suç teşkil eder.