Sevgili okurlarım,
Farklı, zıt görüşteki insanların sık sık birbirleri ile çatıştıklarını, anlaşamadıkları hatta bir araya dahi gelemediklerini son zamanlarda sıkça görür olduk. Eğitimde, iş hayatında, aile hayatında, sosyal hayatta bunun örneklerini görmekteyiz. Şu bir gerçektir ki, eğer birbirimizin görüşlerine saygı duyarak barış ve kardeşlik içinde yaşamayı öğrenemezsek bu hayat bize zindan olur. Herkesin farklı bir görüşü olabilir fakat insanlar, bu görüşlerini karşısındakine zorla kabullendirmeye kalkarlar ise bu huzursuzluğu beraberinde getirir. İnsanlar birbirlerinin görüşlerine, yaşam tarzlarına saygı duymalı ve karşılıklı saygı, sevgi çerçevesinde ilişkilerini kurmalıdırlar.

İnsani değerler çerçevesinde düşündüğümüzde birçok farklı görüşteki insan bir arada huzurlu bir biçimde yaşayabilir. Nitekim tarih boyunca her ülkede farklı görüşlere sahip insanlar bir arada huzur içinde yaşamışlardır. İnsanların ileri bilgilere ulaştığı bu çağda artık birçok görüş ayrılığı olabilmektedir. Ama asıl sorun daha fazla bilgiye ulaşmak değil diğerlerinin görüşlerini hazmedemeyip onları da kendi görüşlerimize zorlamaktır. Herkes bir delili, dayanağı varsa, kendi görüşünün doğru olduğunu söyleme hakkına sahiptir. Ancak  hiç kimsenin, tek doğru görüş yalnız benim görüşümdür, diğer görüşler yanlıştır demeye hakkı yoktur. Görüşlerimizi ifade ederken karşımızdakinin görüşlerine saygılı biçimde güzel bir üslup kullanmalıyız. Her düşünceye saygı duymak zorundayız aksi takdirde aynı toplumda barış ve huzur içinde yaşamamız imkansızdır. Ülkemizde yakın zamanda üst üste seçimler yaşadık, siyasi görüşleri sebebiyle birçok insanın birbiriyle zıtlaştığını ve bunların dargınlıklara, kırgınlıklara sebep olduğunu gördük. Siyasi görüşlerimizin bizi kutuplaştırmasına izin vermemeliyiz. Ne olursa olsun bizler aynı toplumda yaşıyoruz, aynı havayı teneffüs ediyoruz. İnsanları etnik kökenleri, siyasi görüşleri, dini görüşleri, yaşam tarzlarına göre değerlendirmek bizlere bir şey kazandırmayacaktır. Aksine bizleri, barış ve sevgi içinde huzurlu bir yaşamdan mahrum bırakacaktır.

İlişkilerin saygı ve sevgi çerçevesinde şekillendiği bir toplum için değişime herkes kendinden başlamalıdır. Hepimiz sevgi, saygı, barış ve huzurun hakim olduğu bir dünya hayalini kuruyoruz. Öyleyse gelin ilk adımı şimdi atalım küskünlüklerimizi bitirelim, farklı görüşlere, farklı inanışlara, yaşam tarzlarına saygı duymayı prensip haline getirelim, ilişkilerimizde, mütevazı, toleranslı bir tutum sergileyelim ve hayalini kurduğumuz dünyaya hep birlikte yürüyelim.

Sağlıcakla ve Esenle kalın…