Bilal Soykan ve Osman Karaoğlan ve Hasan Akcan, HASAN YAZICI
İNOĞLU YAPI ÇELİK PREFABRİK YAPILAR
Akyazı Aktaş Sürücü Kursu

DARBE

2016-07-18 16:21:40
2531 OKUNMA

Mehmet TAŞTAN

İlk darbeyi 12 Eylül 1980 de yaşadım…
Henüz On yaşlarında…
Radyodan darbe yapıldığına dair bir bildiri okunuyor,
Sokağa çıkma yasağı duyuruluyordu.
Günlerden Perşembe bir gün sonrası ise Mübarek Cuma günü idi.
Sokağa çıkmak yasak, Cuma Namazı kılınması da yasak…
Askerler yol boyu dizilmiş…
Arifiye Yeşil Kubbeli cami de imam efendinin cesareti ile okuduğu ezan sonrası bizde korku içerisinde namazı kılıp hemen camiden çıkmıştık. 
Çok zoruma gitmişti bu durum ve o heyecanı hiç unutamıyorum.
O gün milletim çok sessizdi  ve sindirilmişti.
Kardeşin kardeşi kırmasından usanmış ülke de farklı bir kargaşa vardı.
36. yıl sonra bir darbe daha yaşadım…
Bu darbenin zaferi  milletin milli iradeye sahip çıkması oldu.
Üç beş paralel çapulcu, milletin yüzde elli görev verdiği Cumhurbaşkanına,
1Kasım seçimleri ile yetki verdiği hükümete,
Vatan için gece, gündüz demeden can veren kahraman asker ve polisimize sözde meydan okudu.
Milleti yok saymak istediler.
Milletinden gücünü alan Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan milletine verdiği mesaj ile halkı bu milletin istiklal ve istikbaline sahip çıkmaya çağırdı.


Millet geçmişte yaşanan hatalara düşmedi.
Başkomutanına sahip çıktı.
Millet Milli İradeye sahip çıktı.
Milletin huzuru için darbe yapıldığını bildiren kahpeler,
Cumhurbaşkanını öldürmek istediler.
Başbakanı öldürmek istediler.
TBMM’ye bomba attılar…
Genelkurmay başkanına darbeye destek için baskı yaptılar, kabul görmeyince rehin aldılar.
Kuvvet komutanlarını rehin aldılar.
Köprülerde yol kestiler, millete saatlerce zulüm yaptılar.
Milletin tankı, topu, uçağı, silahını millete doğrultular.
Rezil oldular…
Kahrı ve perişan olsunlar!
Devlet,Millet,Asker, Polis milletimizin huzurunu bozan içimizdeki bu Amerikancı, İngiliz köpeği kendi halkına silah doğrultan vatan hainlerini halkımız o gece yok etti.
Bükemediğiniz bileği öpeceksiniz?
Atmadığınız iftira, yapmadığınız suçlama kalmadı.
Sandıkta başaramadınız, tankla, topla, tüfekle de asla başaramayacaksınız.
Recep Tayyip Erdoğan'ı sevin sevmeyin bugün millet olarak bu milletin, devletin bekası icin, yüreğini ortaya koyan, kefenini giyen, dik duran bu insana canımız pahasına sahip çıkmaya mecbur ve mahkûmuz.
DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMAK
Sakarya Demokrasiye sahip çıkma adına Kent meydanında buluştu.
Binlerce Sakaryalı Milli İradesine sahip çıktı.
Kalkışmanın başladığı geceden itibaren,
Bu vatana canı pahasına sevdalı Sakaryalılar sabahlara kadar darbecilerle mücadele etti.
Bütün ilçelerinde, beldelerinde, camilerinde minarelerden ezan, sela, salavatlar ve tekbirler susmadı.
Demokrasi ye sahip çıkma buluşmasında Sakarya’nın Yiğit Valisi Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sivil toplum kuruluşları başkanları hep birlikte vatan haini kahpelere lanet okudular.
Sakarya Demokrasi meydanında son ana kadar mücadele etme kararı aldı.
Sakarya Başkomutan evlerinize gidebilirsiniz diyene kadar kent meydanında nöbette.
Sakarya’da ki idarecilerimize birkaç kelam etmek istiyorum,
Yalvarıyorum…
Artık bu FETÖ mensuplarına hoşgörü ile yaklaşmayın…
Korumayın, kollamayın…
Yanınızdakileri bir an önce uzaklaştırın.
Merhamet etmeyin…
Başkomutanınız gibi, dik durun ve cesur olun…
Bu milletin ahını almayın…
Bugünden sonra, bu yaşatılanlardan sonra hala müsamaha gösterirseniz,
Milletin iki eli yakanızda olur.
Bizden son bir kez hatırlatması da bu olsun.
KISSADAN HİSSE
Edirne evliyasındandır. Aşçı Yahyâ Baba sâdece insanları değil, bütün mahlûkâtı severdi. Her gün yemek dağıtımından sonra artan pilavı Tunca balıklarına dökerdi. Bir süre sonra oranın anbar memuru; "Her gün pilavlar Tunca Nehrine dökülüyor. Demek ki fazla geliyor. Verilen pirinç mikdârını azaltın." diye emir verdi. Kilerci her gün artan pilav kadar az pirinç vermesine rağmen, her zamanki kadar pilav arttı. Aşçı Yahyâ Baba yine bu pilavı kepçe kepçe Tunca balıklarına serpti. Onlar yedikçe o doyuyordu. Her gün pirinç azaltılmasına rağmen sonuç değişmedi. Öyle oldu ki, durum pâdişâha aks etti. Sultan da denemek istedi. Kararlaştırılan günde bütün misâfirler yemeklerini yediler. Yemek yiyenler her zamanki misâfirden fazla ve pirinç mikdârından az olmasına rağmen pilav yetti ve arttı. Yahyâ Baba balıkların nasîbini nehre dökeceği sırada Sultan Bâyezîd-i Velî'nin; "Yahyâ Baba! Bu yaptığın isrâf değil midir?" demesi üzerine, binlerce balık başını sudan çıkarıp; "Sultânım! Devletin artığını bize çok mu görüyorsun?.. Senin devletinin ikrâmı sâdece insanlara mıdır?" dedi.
Aşçı Yahyâ Baba orada secdeye kapanarak rûhunu teslim etti. Onun büyüklüğünü anlayamayanlar, yaptıklarına çok pişmân oldular. Muhteşem bir cenâze merâsimi ile külliyesinin kuzey tarafındaki bahçeye defnedildi. 

GÜNÜN TEBESSÜMÜ
Şöför çarptığı yayı teselli eder;
-Şansınız varmış.Size çarptığım yer tam sağlık ocağının karşısı.
Yerdeki inleyerek cevaplar;
-Ama oranın doktoru benim.

ÖZLÜ SÖZ
Menfaati  bitenin,
Muhabbeti de  biter.

YORUM YAZ

ADINIZ SOYADINIZ:
YORUMUNUZ:

Diğer Yazıları

Bekirpaşa kavşağında kaza
1 / 15
BELLONA

YAZARLARIMIZ

   

EN ÇOK OKUNANLAR

EN ÇOK YORUMLANANLAR

AKYAZI HABER

Arşiv Haber Arama

Green Garden